Lütfen sandığa gidin

Lütfen sandığa gidin

8 Ağustos 2014 18:16
A
a
Sütiş Eskişehir
Eğer karar vermişseniz...
"Yarın bir oy vereceksiniz..."
Ya da "boşverin" canım!
“Nasıl olsa 11 Ağustos’ta her şey unutulur!.."
Öyle mi?
Ne diyorlar:
"11 Ağustos sabahı görürsünüz!"
Görebileceğimiz daha ne kaldıysa...
Gazeteciye, memura, işçiye...
"İşsiz bırakırız" diyorlar...
Çiftçiye, köylüye...
"Bir sürü borcunuz var, faizler artarsa görürsünüz!" tehdidini savuruyorlar...
İşadamı ve esnaf...
"Zaten maliye kıskacında!.."
 
………
 
Eğer karar vermişseniz... Şezlongtan kalkar, sandığınız neredeyse dönersiniz yuvanıza...
"Yarın bir oy vereceksiniz..."
Sakın haaa!
"Amaan canım, 11 ağustos günü her şey unutulur gider..."
Öyle mi?
Ne diyorlar:
"Alevi, Sünni, Gürcü, Zaza, Ermeni ye diğerleri..."
Hepsi sizin değil mi?
"Hayır" diyorlar...
"11 Ağustos sabahı görürsünüz!.."
 
………………
 
Eğer karar vermişseniz...
"Yarın bir oy vereceksiniz..."
Sakın ola ki...
"11 Ağustos'ta her şey unutulur" diyenlere aldanmayın…
“Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini, özgürlüğünüzü oylayacaksınız…”
Lütfen sandığa gidin…
 
Günün Sözü
Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır...
Walter Scott
 
Günün İncisi
Dalga yüzeyde olur...
"Huzur ve sükun istiyorsan, derine dal…”
 
Günün Balı
Bu baskıya başkaldırın...
Sürü içinde bir "güdülen" olmayın...
Seçimi boykot etmeyin...
İkinci turu beklemeyin...
"Yarın mutlaka sandığa gidin..."
Emre Kongar
 
Gerilim
Suriye'nin ve Irak'ın içinden bir Sünni köktendinci devletin kurulmasına politik olarak "Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin neden karşı olabileceğine ilişkin" inandırıcı bir olgu bulamıyorum... Yoksa RTV ve Davutoğlu biraz IŞİD’ci mi?
Orhan Bursalı
 
Kıssa-dan
Biri Çankaya'da, diğeri Başbakanlık'ta ikibaşlı bir düzen yaratılmak isteniyor.
"Raftan indirip topluma yedirdiği yalancı dolmaların en büyüğü de bu!"
Cüneyt Arcayürek
 
Günün Sorusu
"Türkiye ekonomisinin temelleri sağlam..."
Masalı, sizce daha ne kadar süre dinleyici bulacak?
 
 
Özdeyiş
Gelecek, düşlerin güzelliğine inananlarındır...
Eleanor Roosevelt
 
Charles Bukovski'den
Hayatta kimseyi değiştiremezsin ve kimse için değişmemelisin…
Ne sen başkası için mecburi istikametsin, ne de başkası senin için…
“Yorma kendini, bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin…”
 
 
 
Cumartesi Öyküsü
Rialto Pazarı’ndaki karanfiller
 
Sinyor “Ubaldo Ciani”, 1532 yılının güzel bir bahar günü Venedik’te gondola bindi...
Rialto köprüsünün ayağından rıhtıma çıktı. Elindeki bozuk paraları gondolcunun
Şapkasına attıktan sonra, dükkanların önünden yürümeye başladı...
Tanıdık, tanımadık, gelen geçen sinyora selam veriyordu. Herkes kaygılıydı. Dile
getirilemeyen bir dayanışma ortalığı sarmıştı...
“Ciani”, herkese soruyordu:
“Ne haber?”
“Çok kötü...”
Bir esnaf atıldı:
“Sinyor, bakın şu karanfillere bir haftadır müşteri bekliyor, solacaklar...”
Diğerinin derdi daha büyüktü:
“Hindistan’dan gelen bütün baharat günlerden beri durduğu yerde duruyor. Kimse başını çevirip bakmıyor. Bu gidişle kilit vuracağım...”
…….
“Ciani”, çarşıdan koyu bir karamsarlıkla ayrıldı. Gece uykusu kaçtı ve kalkıp defterine şunları yazdı:
-Portekiz’e yeni gelişmeleri izlemek için bir uyanık elçi yollamıştık. Çünkü bu gelişmeler Türklerle yaptığımız savaşlardan daha önemliydi...
-Elçi dedelerimiz, zamanında bilinmeyen yeni deniz yollarının keşfedildiğini yazıyor. Lizbon, alım-satımda öne geçecek. Baharat ticaretinin kesilmesiyle Venedik’te yaşayan emzikteki bebek ana sütünden olacak...
…….
“Ciani”, gerçekten haklıydı...
“Kristof Kolomb” ile “Macellan”ın keşifleri dünya dengelerini altüst etmişti... Venedik devleti Türklerle deniz savaşlarını sürdürüyordu ama, Akdeniz önemini yitirmişti... Sıradan Venedik uyuyordu...
“Rialto Pazarı’ndaki karanfiller de, müşteri beklerken soluyordu...”
 
 
 
Günün Şiiri
 
Bulutlu havada
Tepemde duran güzel bulut
Kavgacı çocuklara benziyorsun
Bana sataşma sakın
Sataşma ne olursun
Git öteki bulutlara git
Belki birini bulursun
Gökyüzünü bana bırak yalnız
Rüzgarlar senin olsun
Gül gibi geçinmeliyim herkesle
Yeni bir aşka başladığım vakit
İyisi mi ben bu yoldan gideyim
Sen bu yoldan git...
İlhan Demiraslan (Varlık-1951)
 
 
 
 
Günün Olayı
Kanada’dan konuşan TRT’nin bir bülbülü vardı ya..
İşte devlet Ergenekon muhbiri bu “Tuncay Güney”in yerini bilmiyormuş…
Halbuki, “eliyle koymuş” gibi bilmeliydi!
 
 
Günün biberi
Seçim rüşvetleri gırla gidiyor.
Hesap basit!
Seçim öncesinde dağıt, seçim sonrası milyon katıyla topla...
Akif Kökçe
 
 
 
Maalesef dökemem doktor!
Ünlü akıl hastalıkları uzmanı “Mazhar Osman”ın, Neyzen Tevfik’in doktoru olmanın yanında onunla sıkı bir dostluğu da vardı...
Her fırsatta içkinin sağlığı için bir tehlike olduğunu söyler ama pek başarılı olamazdı...
Bir gün Neyzen’e, elinde kiloluk bir rakı ve yanında çeşitli mezeler bulunan bir file ile rastlayınca sorar:
“Eskiden yarımdı, şimdi kiloluk mu içmeye başladın?”
“Hayır efendim” der Neyzen:
“Yine yarım içiyorum. Bunun yarısı Çallı İbrahim’in birlikte içeceğiz...”
Mazhar Osman uyarır:
“Öyleyse senin payını dök, Çallı’nınkini birlikte içersiniz...”
“Maalesef dökemem” der Neyzen:
“Çünkü benim payım şişenin altında!”
 
 
Göz bandı yeter
“23 numaradaki hastanın nabzını ne zaman ölçsem çok yüksek çıkıyor. Acaba sakinleştirici bir iğne mi yapsam?” dedi güzel hemşire...
“Hayır” dedi doktor:
“Gerek yok.. Nabzını ölçmek için eğildiğinde hastanın gözlerine bir bant tak yeter!”
 
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi