Bayramın dördüncü günü 15 Eylül Perşembe günü Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir İl Başkanlığında bayramlaşma yapılmış…
Haberim olmadı…
Davet etmiş olsalardı, davete icabet eder neler konuşuluyor dinlerdim…
Dün bazı internet haber sitelerinden okudum…
Bayramlaşmada yaptığı konuşmada CHP İl Başkanı Sinan Özkar,” Eksiğimiz, yanlışımız varsa lütfen eleştiri mekanizmasını çalıştırın. Ama bunu facebook üzerinden yazmayın” demiş…
Bir partinin gerek genel başkanı, gerek milletvekilleri gerekse teşkilat mensupları eleştirilmekten korkmamalı…
Eleştiriler olacak ki, eğer bir yanlış varsa o yanlıştan dönülsün…
Ancak, Sinan Özkar’ın da ifade ettiği gibi bu eleştiriler sosyal medya üzerinden yapılmamalı…
Var ise medeni cesaretiniz, Pazar toplantıları düzenleniyor…
O toplantıya gider kişilerin yüzüne karşı eleştirilerinizi yapmalısınız…
Genellemek belki doğru olmaz ama bazı CHP’lilerin en büyük özellikleri bu…
Partiye gitmeden eleştiri oklarını kullanırlar…
CHP İl Başkanı Sinan Özkar’ın konuşmasının içerisinde dikkatimi çeken şu sözü oldu:
“Ben yeterince parti örgütünün çalıştığını düşünmüyorum. En yakın seçime kadar CHP seçmeninin her biri bir kişiyi ikna etse oyumuz yüzde 25’ten yüzde 50’ye çıkar. Bayramda izin yapmadık. Bu hafta sonuna kadar bütün ilçeleri dolaşacağız. İnsanlar şaşkınlık içerisinde. Bugüne kadar böyle bir şey görmedik dediler. Yalan değil, doğru. Ben şunun sözünü veriyorum; asla partime ihanet etmeyeceğim.”
“İhanet etmeyeceğim” sözüne takıldım…
Ancak bunu herhalde,”koltuğunda oturan bir il başkanı olmayacağım. Çalışacağım, köy köy, ilçe ilçe, mahalle mahalle gezeceğiz” anlamında söylediğini sanıyorum…
Gerçekten bunu kastettiyse kendisini kutluyorum…
CHP’yi hep seçmenin ayağına gitmemekle eleştirdik…
Seçim bitti mi, CHP’lilerin koşuşturması da bir sonraki seçime kadar bitiyordu…
İşte CHP bu nedenle seçmenden umduğunu bulamıyordu…
Özkar, partililerden ne istemiş?
“Her bir partili en yakın zamanda yapılacak seçimde yanında bir kişiyi ikna edip sandığa götürüp partimize oy verdirirse oyumuz yüzde 50’ye çıkar”.
Doğru…
Ancak bunu becerebilecek kaç CHP’li var?
AK Parti bunu çok iyi başarıyor…
Hatta bazı merkezlerde seçmenleri toplayarak sandığa götürüp getiriyor…
CHP bunu başarabilirse yüzde 50’ye ulaşamaz belki ama yüzde 40’a ulaşabilse bu bile yeter…
Sinan Özkar’ın gayretine merkez ilçe başkan ve teşkilatları, il teşkilatının üyeleri ve geçmişte il başkanlığı, belediye meclis ve il genel meclis üyeliği, milletvekilliği yapmış olanlarda destek verecek olurlar ise, CHP beklediği sonuca ulaşabilir…
Tabii ki sadece Eskişehir’in gayreti yetmez…
Tüm Türkiye’de bu konuda gayret göstermeli…
Tabii ki iktidar veya hükümet ortağı olmak istiyorlarsa!
*-********
Bakan Avcı’dan Akan’a başsağlığı mesajı
Oynadığı sayısız filmde rol alan 7'den 70'e milyonlarca kişinin beğenisini kazanan, gönüllerde taht kuran Türk sinemasının unutulmaz yakışıklı jönü Tarık Akan dün sabah hayatını kaybetti. Tarık Akan'ın ölümünün ardından Türkiye yasa boğuldu.
Özellikle sosyal medyada yazılanları okuduğumda, Tarık Akan’ın ölümü duyan binlerce kişi arkasından çok da güzel sözler kullanmışlar…
Bende Tarık Akan’ın ölümünden duyduğum üzüntümü sizlerle paylaşmak istedim. Allah’tan rahmet diliyorum…
Tarık Akan ile her ne kadar siyasi görüşleri uyuşmasa da Kültür ve Turizm Bakanı, Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı’da, Akan’ı es geçmedi…
Dün bakanlığın gerek resmi internet sitesinde gerekse WhatsApp Messenger’dan Tarık Akan’ın ölümü nedeniyle mesaj yayınlayarak duyduğu üzüntüyü paylaşıldı..
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Sanatçı Tarık Akan’ın vefatı dolayısıyla yayımladığı mesaj şöyle:
“Tarık Akan’ın vefatını büyük bir üzüntü ile öğrenmiş bulunmaktayım. Tarık Akan, başarılı oyunculuğunun yanı sıra, son yıllarda, sosyal sorumluluk bilinciyle çocuklarımızın eğitimine de katkıda bulundu.
Tarık Akan, çizdiği karakterlerle Türk sinema tarihinde müstesna bir yer kazandı. Tarık Akan’a Allah’tan rahmet; ailesine, yakınlarına, sevenlerine ve sanat camiamıza başsağlığı diliyorum.”
ZORLU VE POLATKAN’I DA UNUTMADI
Dün 16 Eylül Fatih Rüştü Zorlu ile Hasan Polat’ın idamının yıldönümü idi…
Bundan tam 53 yıl önce 16 Eylül 1961 yılında Menderes’in Dışişleri ile Maliye Bakanları darağacına çekilmişlerdi…
Yassı Ada kadar İmralı adası da Demokrat Partililer (DP) açısından önemli…
Yassı Adada çekilen psikolojik çile, daha fazlasıyla İmralı’da yaşandı…
Bu nedenle DP’liler ve Adalet Partililer Yassı Adayı unutmuyorlar…
Yassı Ada’yı ve Zorlu ve Polat’ın idamlarını Kültür ve Turizm Bakanı Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı’da dün yayınladığı ölüm yıldönümü mesajıyla gösterdi…
Tarık Akan Türkiye için önemli bir sanatçı, Polatkan ve Zorlu’da geçmişte Türk siyasetinin önemli isimlerindendi…
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın vefat yıl dönümü dolayısıyla da yayımladığı mesaj da şöyle:
"Bugün merhum Dışişleri Bakanımız Fatin Rüştü Zorlu ile merhum Maliye Bakanımız Hasan Polatkan'ı, aziz milletimize yaptıkları hayırlı hizmetler, siyaset ve demokrasi tarihimize kazandırdıkları için bir kez daha minnetle yad ediyoruz. İki değerli devlet büyüğümüzün şahadetlerinin üzerinden yarım asırdan fazla süre geçti. Onlarla birlikte, milletimiz ve devletimiz için canlarını feda eden bütün şehitlerimizi bir kere daha rahmet, saygı ve şükranla anıyorum."
Haddim değil ama yine de Eskişehir Milletvekili ve Bakanlar Kurulu’nda Eskişehir’i temsil eden bakan olan Prof. Dr. Nabi Avcı’yı, gerek Tarık Akan’ın ölümünü, gerekse Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polat’ın ölüm yıldönümlerini es geçmediği için kutluyorum…
*-******
İki ölüm haberine üzüldüm
Kurban Bayramında iki acı haber aldım. Birincisi meslektaşım, arkadaşım, hemşerim CHP İzmir Milletvekili
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel'in annesi Cemaliye Sertel ile kardeşim kadar sevdiğim, kardeşimden daha cana yakın gördüğüm İl Sağlık eski Müdür Yardımcısı Ahmet Özmen’in vefatlarına üzüldüm…
Atilla Sertel’in annesi 82 yaşında idi. Yani ölümü beni çok fazla etkilemedi. Nedeni ise yaşından dolayı. Her yaştaki ölüm insanı üzer…
Ama genç ölüme daha fazla üzülürüz…
Uzun yıllar Sağlık İl Müdür Yardımcılığı görevi yapan sevgili kardeşim Ahmet Özmen ise daha gençti…
Eskişehir’in Mihalıççık İlçesindendi. Mihalıççık’a giderken Sivrihisar Biçerköyü yakınlarında aracının takla atmış. Önce sağlık durumunun endişe verecek kadar kötü olmadığı, şuurunun açık olduğu paylaşıldı sosyal medyada…
Sağlık durumunun iyi olduğuna sevinmiştim…
Ancak aradan 15-20 dakika kadar zaman geçti…
Bu kez ölüm haberi paylaşılmaya başladı sosyal medyada…
İnanmadım veya inanmak istemedim…
Yakın çalışma arkadaşlarından birisine telefon ederek, paylaşılan haberin doğru olup olmadığını sordum…
“Maalesef doğru. Başımız sağ olsun” dedi…
Ölüm Allah’ım emri…
Ne zaman öleceğimizi bir tek Allah bilir…
Vakit saat geldiğinde Azrail gelir görevini yapar gider…
Allah hepimize hayırlı ölümler versin…
Değerli meslektaşım, arkadaşım Atilla Sertel’e başsağlığı ve sabırlar diliyorum..
Genç yaşta hayata gözlerini yuman Ahmet Özmen kardeşime de Allahtan rahmet diliyorum…
Mekânın cennet olsun Ahmet Özmen…
*-*******
NOT: Dünkü “Fevzi Yalçın ve DP” başlıklı yazımda DP Genel Başkanı olarak eskiden bu görevi yapan şimdi İç İşleri Bakanı olan Süleyman Soylu’nun adını yazmışım. Aslında yazımı iki kez okudum. Gözümden kaçmış. Süleyman Soylu ile de DP Genel Başkanı iken Eskişehir’e geldiğinde ES TV’ye konuk almıştım. Sanıyorum karışıklık ondan kaynaklandı. Bazen böyle karışıklıklar olabiliyor. İnsanınız, birde bayram dönüşü. Demek ki yazıya hala tam odaklanamamışım. Düzeltir özür dilerim. Bugün Demokrat Parti’nin başında genç bir isim Gültekin Uysal var.
Gültekin Uysal, karşına çıkan tüm zorluklara rağmen partisini ayakta tutmaya gayret ediyor…
İnşallah gayreti sonuç getirir…
Günün Sözü : Sefih ve cahil bir kimse konuşunca ona cevap verme. Sükut, ona cevap vermekten daha hayırlıdır. İman Şafii
Dedem diyor ki: Kɑdınlɑr kendini güldüren erkekten hoşlɑnır sözü yɑlɑndır unutmɑ. Çünkü kɑdınlɑr; sadece hoşlɑndıklɑrı erkeklere gülerler ɑslındɑ.