Birkaç gün önce 89 üniversiteden 1128 akademisyen, Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesi” çağrısı yaparken, “Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını” da isteyen bir açıklama yaptılar.
Üsluba dikkat.
Neymiş Kürt halkı başta olmak üzere bölge halkına karşı katliam ve bilinçli sürgün politikası yapıyormuş.
El insaf be kardeşim.
Birileri devletin bugün ‘savaş var’ diye ilan ettiğiniz yerleşim yerlerinde barışın, kardeşliğin sağlanması için attığı her adıma ellerindeki otomatik silahlar, asfaltın altına yerleştirilen uzaktan kumandalı bombalar ve kazılan hendeklerle cevap verdiler.
Neymiş devlet vatandaşlarına şiddet uyguluyormuş. Buna suç ortağı olmamak adına bu açıklamayı yapmak zorunda oldukları da yer alıyor açıklamada.
Be sözde Türkiye’nin aydın insanları.
LOJMAN BOMBALAYANLARI NEDEN KINAYAMADINIZ?
Peki, daha iki üç gün önce bomba yüklü bir araçla polis ve jandarmaların kaldıkları lojmanlara kim saldırdı?
Bu saldırı da ölen başta bebekler olmak üzere sivil vatandaşların ölümüne kim neden oldu?
Okullara, camilere, villalara uzun namlulu silahları, roket atarları, bombaları kim yerleştirdi?
Bölge de işyerlerini açmaya kalkan esnafların işyerlerini açmamalarına kim veya kimler izin vermedi?
Polis ve Jandarma Lojmanlarını polis mi, asker mi bombaladı?
Asfaltın altına bombaları polis mi, asker mi yerleştirdi?
O asfaltın üzerinde seyir halinde patlatılan bombaları polis mi, asker mi patlattı?
Bölgede yıllarca anne karnındaki ve kundakları bebekleri polis mi, asker mi katletti?
Bütün bunları görmezden gelen akademisyen aydınlar, bölgede vatandaşın huzur içerisinde yaşamak için çapa sarf eden asker ve polislerin katledilmelerinden hiç mi üzüntü duymuyorlar?
Yaralıları alıp hastaneye taşıyacak ambülânsları kim ateşe veriyor?
HASTANELERİ DEVLET Mİ BOMBALIYOR
Yaralı ve hastaların tedavi gördükleri hastaneleri devlet mi bombalıyor?
Devlet hangi sivil vatandaşa şiddet yapıyor?
Eli silahlı olmayan bir tek vatandaş polis ve jandarma tarafından zarar gördü mü?
Maalesef yukarıdaki yazdıklarımı görmezden gelen sözde aydın akademisyenler askerini, polisini ve hatta sivil vatandaşlarını korumaya çalışan devleti vatandaşlarına şiddet uygulamakla itham ediyorlar.
AHİM KARARINA SESSİZ KALDILAR
“Bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye’nin kendi hukukunun ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir” diyen akademisyenlere Türkiye’nin cezalandırılması talebinde bulundukları Avrupa İhsan Hakları Mahkemesi (AHİM) aldığı karar ile gereken cevabı verdi.
AHİM’in bugüne kadar Türkiye’nin aleyhinde aldığı kararlara alkış tutanlar, ‘Devler sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkum etmekte yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir” iddialarının doğru olmadığına karar veren AHİM’in bu kararı karşısında neden suskun kaldınız?
Bölge halkına şiddet uygulamayı kınadıklarını açıklayan akademisyenler, polis ve jandarma lojmanlarına yapılan saldırıyı ve bu saldırı da başta bebekler ile sivil vatandaşların ölümünü de kınasaydılar da tarafsız olduklarını gösterselerdi.
Madem bölgede barış isteniyor. Madem bölge halkı mağdur oluyor. O zaman eli silahlılar, silahlarını devlete teslim etsin ve masaya otursunlar.
Devlet de bölgede barış istiyor. O zaman o masadan ‘BARIŞ’ kararı çıkmaması mümkün değil.
Akademisyenler devlete yaptıkları çağrıyı eli silahlı terörist gruplara ‘silahı bırakın, masaya oturun’ diye yaparlar ise bölge halkına daha büyük iyilik yapmış olurlar.
*-*******
Es-Es’e herkes sahip çıkmalı
Dün Vali Güngör Azim Tuna basın toplantısı yaptı. Basın toplantısında ağırlıklı olarak 89 üniversiteden 1128 akademisyenin yaptığı açıklama ve Eskişehirspor konuşuldu.
Akademisyenlerin açıklamanın içerisinde yer alan üsluplarına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bile tepki gösterdi. Kabul edilemez bir açıklama.
Dünkü basın toplantısında Vali Tuna,”İşin fikir vicdan özgürlüğü gibi bir boyutu olabilir. Bir yere kadar saygı da duyulabilir. O metne imza atan akademisyenleri biz de eleştirmeden duramıyoruz. Tamamen terör örgütü tarafından dizayn edilmiş bir metin. İmza atanlar ya metni tam okumadılar. Zaten bir kısmı da imzalarını geri çekti. Çocuklarımızın yetiştiği bir ortamda olmamalı. Bu yaptıkları terör örgütüne yardım sonucunu doğurduğu için bundan sorumludurlar. Eskişehir'de de bazı öğretim görevlileri var. Şu an gerekenler yapılıyor. Bu adli bir süreç ama benim şahsi fikrim bu. Şu an 18 gibi bir rakam var. Birkaçı Osmangazi Üniversitesi, büyük bir bölümü Anadolu Üniversitesi'nde” diyerek açıklamayı yapan akademisyenleri eleştirdi.
“ESKİŞEHİRSPOR’UN YANINDAYIZ”
Vali Tuna, asın toplantısında konuşma süresinin yarısını da Eskişehirspor’a ayırdı. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı başta olmak herkesin Eskişehirspor’un içinde bulunduğu durumdan üzüntü duyduklarını ifade etti.
Başta Milli Eğitim Bakanı, valilik, milletvekilleri olarak Siyah-Kırmızılı kulübün yanında olduklarını, sezon sonuna kadar ellerinden gelem tüm desteği vereceklerini vurguladı ve seferberlik başlatacaklarını da söyledi.
Yerel yöneticilerden de destek konusunda doğrudan veya dolaylı destek olmalarının şart olduğunu, istenildikten sonra bir yol bulunulacağının da altını çizdi.
Basın toplantısı sona erdi. Basın toplantısının yapıldığı salondan gazetecileri tek tek uğurlayan Vali Güngör Azim Tuna elimi tuttu ve iki dakika ayakta Eskişehirspor’a hepimizin destek olması konusunda görev düştüğünü söyledi.
SEZON SONUNA KADAR BİRLİK İÇİNDE OLALIM
“Bugün içinde bulunduğu durumdan elbette ki tüm Eskişehirsporluları üzülüyor. Eskişehirspor bu şehrin simgesi. Hepimiz taşın altına elimizi koymalıyız. Sezon sonuna kadar birlik olalım. Sezon sonunda Eskişehirspor ligde kalsın. Ondan sonra kongre olacaksa olsun. Başkan değişecekse delegeler de öyle düşünüyorsa değişir. Ama şimdi birlik-beraberlik ve destek verelim. Amaç Eskişehirspor’u ligde tutmak ise bunu hep beraber başarabiliriz.”
Ben Eskişehirspor’un hastasıyım, aşığıyım, sevdalısıyım. 10 yaşındaki torumu bile Eskişehirspor sevdalısı oldu. Hatta Eskişehirspor için marş bile yazdı. Sanıyorum valimiz genel kurul öncesi Mesut Hoşcan’ı eleştiren yazılarımı okumuş.
Dün elimi tutarak iki dakika ayakta benimle Eskişehirspor’u konuşmasını böyle değerlendiriyorum.
Sayın Valim, benim de amacım bağcıyı dövmek değil. Sizin ve tüm Eskişehirliler gibi amacım üzüm yemek.
Haa Eskişehirspor’un ligden düşmesini isteyenler veya bu yönde destek verenler var ise bilin ki onlar içimizdeki Bizanslılar.
Onlara ne biz yani gazeteciler ne de gerçek Es-Es taraftarları alet olmaz.