Prof.Dr. Alper Çabuk

Leyleği havada görmek…1

Leyleği havada görmek…1

14 Temmuz 2014 09:25
A
a
Sütiş Eskişehir

Son iki haftadır sizlere bu köşeden ulaşamadım… Hani çok seyahat edince birileri, başkaları der ya, leyleği havada görmüşsünüz diye, benimki de tam böyle bir hikaye oldu bu yıl… Dört gün içinde önce İzmir, ardından İstanbul, oradan Elazığ – Tunceli, sonra tekrar İstanbul, Ankara, Eskişehir, nihayetinde tekrar İzmir ve Balıkesir… Leyleği yerde görünce bile gözümü kapatıyorum artık… Ama bu şehirlerin hepsinde daha yaşanabilir bir dünya için, afetlerin tehdit etmediği, çevreyi tehdit etmeyen yerleşimler için yapabileceğim bir şeyler var. Hal böyle olunca da, duramıyorum yerimde…Yakında bu köşeden güzel proje haberlerini, inşallah bu projelerin alacağı ödülleri ve geride bırakacağımız mutlu yüzleri bu köşeden paylaşırım sizinle...

 

Geçtiğimiz haftalarda Al Jazeera’de okudum sanırım… İklim bilimci Prof.Dr.Mikdat Kadıoğlu’nun kuraklık ve ülkemiz üzerine öngörülerini… Mikdat hoca, kuraklığın evrelerini vermiş öncelikle… Bunlar meteorolojik kuraklık, hidrolojik kuraklık, tarımsal kuraklık, sosyo ekonomik kuraklık. Ve korkutan gerçeği de ifade etmiş: “Son aşama olan sosyo-ekonomik kuraklığa gelme evresindeyiz. Bu yıl yine bir önceki yılın yağışları fazlaydı, oradan idare ettik. Eğer 1 Ekim 2015’te başlayacak su yılı da kötü giderse seneye daha şiddetli kuraklık hissedeceğiz. O zaman su kesintileri, tarımsal rekolte düşüşleri olacak. Daha fazla orman yangını, daha çok kene, çekirge, daha çok  haşere olacak demek.”

 

Mikdat hocanın söylediği şeyleri zaten yaşamaya başladık. Tarımsal rekolte kaybı azımsanmayacak ölçüde… Diğer yandan çoğu hidroelektrik enerji üretim tesisinde üretim tehdit altında…

 

Birkaç ay evvel yine yazmıştım... Küresel iklim değişiklikleri Türkiye gündeminin ana maddesi olmalı... Depremler, Anadolu toprakları için büyük tehdit.. Ancak depremlerden nasıl daha az etkileneceğimizi biliyoruz. Yapıların inşaa edileçeği yere uygun yapı inşaa ederek... Ancak her gün giderek etkisi artıran, kuraklık olan, hortum olan, sel olan, taşkın, iheyelan olan, çölleşme olan --- sonu aç susuz kalmak olan --- bu iklim değişiklikleriyle mücadelede çok daha aciziz... Acilen tedbirlerimiz almayız. Yakın bir gelecekte iklim değişikleri tarımsal üretimimizi büyük ölçüde etkileyecek, susuz kalacağız, aç kalacağız, suya bağlı enerji üretimimiz önemli ölçüde etkileyecek, cari açığımızı en çok etkilen enerji temini konusunda, dışa bağlılığımız biraz daha artacak... Ne mi yapabiliriz... Yapılacak çok şey var aslında ancak ben bugün sadece yenilebilir enerji kaynaklarından enerji temini için yararlanılmasından bahsedeceğim. Ülkemiz özellikle jeotermal, güneş, rüzgar enerjisi açısından oldukça şanslı bir coğrafyada.. Fosil yakıtlara ve dışa bağımlılığımız artırmak için yenilebilir enerjiye çok daha fazla şans vermemiz gerekiyor. Bu hem dışa bağımlığımızı ve ithalatımız azaltacak, yani ekonomik anlamda kazanç sağlayacak, hem de fosil yakıtlara bağlı ortaya çıkan sera gazlarının azalmasını sağlayarak, ekoloji katkı sağlayacak... Zaten bir şunu anlasak, ekolojik olan aynı zamanda ekonomik olandır...

 

Bir yandan çevre örgütlerince eleştirilen ancak benim gördükçe mutlu olduğun rüzgar türbinlerinin sayısı giderek artıyor ülkemizde... Daha da artması lazım Güneş enerjisinden çok daha fazla yararlanmamız lazım...

 

Bu haftalık bu kadar olsun... Gelecek hafta bu konudan devam edeceğim... Herkese iyi haftalar....

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi