Demek bir nedeni varmış:
Sadece “Shak” diyebilmek için…
Bir “eksper” gerekiyormuş…
Biliyorsunuz…
İngiliz oyun yazarı ve şairin evinin bahçesinde bulunan pipolarda uyuşturucu belirlenmiş…
400 yıl gecikmiş narkotik teste tabi tutulan 24 piponun 8’inde esrar, 2’sinde kokain izine rastlanmış…
Haberin başlığı çarpıcı:
“Shakespeare’in kafası güzel miydi?”
2 Eylül gazetesi de “Salih Koca”nın açıklamasını güzel değerlendirmiş:
Ne demiş AKP milletvekili?
“Kurt kıvırmasın!...”
Bu sözlere siyaset yaşamımızda çok alıştık…
“Ecevit’in elini sıkmışsınız” demişlerdi Demirel’e… “Evet” dedi:
“Neresini sıkacaktık?”
Turgut Özal, Erdal İnönü’ye çok sık takılırdı…
Birine gülmüştük:
“O gelsin de, küçük Turgut’la oynasın!”
Bir başka tarihe geçen sözü de, Başbakan Yardımcısı “Bülent Arınç” söyledi:
“Şeyimin şey ettiği şeyi!”
Bunlar hep, “kulaklara fısıldayan adamların” sözleri…
Salih Bey’in sözü o kadar büyütülecek derecede değil ama yine de “fısıldamış” işte!...
Ve de böyle eleştiri yapacağına, CHP için dua etmeli…
“Koalisyon kurulsun demeli…”
Ya seçime gidilirse?
“Yine 2. Sırayı bulabilir mi?”
Bütün mesele kıvırmak değil...
“Olmak ya da olmamak!...”
Günün Şiiri
Yaşamak adına
Gülüşlerinden belli olacak sevinci
Bir ananın yavrum diye seslenişinden
Çocuk özlemlerince büyüyecek anılar
Mutluluğa açılacak eller
Hırçın çocuk direnişlerinde zaman
At başı yarış etmede
Bu eller Tanrı eli Tanrı’ya açılan
Bu eller işte meme tutan
Gülüşlerinden belli olacak sevinçleri
Bir ananın yavrum diye seslenişinden
Tanrı isteğince çoğalacak çocuklar
Anaların Tanrıca benliğinden…
Mustafa Sarkılar (Varlık – 1968)
Nuh Tufanı gibi olursa!
Karadeniz’de büyük bir kuraklık başlamış. En çok yağmur yağan yerlerde ortalık toz duman!
Cuma namazından sonra köyün hocası “İçimizde bir günahkar var. Allah bizi o yüzden cezalandırıyor” demiş. “Arayalım” diye fırlatmış cemaat…
Köy kazan, köylüler kepçe…
Dehşet verici bir arama başlamış… Sonunda evli bir kadını, yine evli bir gençle zina halinde yakalamışlar. Cemaatten “taşlayalım” diye sesler yükselmiş, “vurun kahpeye” çığlıkları atılmış…
Kadını köyün meydanına getirmişler. Herkesin kucağında taş… Tam atmaya başlayacaklar, Temel nefes nefese meydanın ortasına atmış kendini…
“Durun durun” diye bağırmış:
“Şimdi birdenbire yağmur başlar da, Nuh Tufanı gibi dinmezse, kiminle durduracağız o yağmuru!...”
Hangi taraf bayan?
Doktor, küçük çocuğu iyice muayene ettikten sonra annesine “Çok sağlıklı, bunun için ne yapıyorsunuz?” diye sormuş. Kadın, “Her süt verişimde aynı anda bir taraftan da meyve suyu veriyorum” demiş… Doktor, şöyle bir düşünmüş ve “İyi ama bayan” demiş:
“Hangi taraf meyve suyu?”
Erdal İnönü’den
Bir CHP’li dostumuz, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun neden hiç sesi çıkmıyor?” diye sordu…
Yıllar önce bir miting öncesinde de zamanın SHP milletvekillerinden biri, Erdal İnönü’ye der ki:
“İyi konuşamıyorsunuz. Hiç sesiniz çıkmıyor. Bakın Özal asıp gürlüyor…”
-Peki, ne yapacağım?
“Konuşurken masaya yumruğunuzu vuracak ve biz şöyle partiyiz, böyle yaparız, diye kükreyeceksiniz…”
Bir süre sonra İnönü kürsüye çıkar ve şöyle der:
“Biz öyle bir partiyiz ki, adamın!”
Sözünü tam burada keser ve bir aralıktan sonra da aynı milletvekili parmağı ile işaret ederek bitirir:
“Devamını bu arkadaş söyleyecek!...”
Paris’in Osmanlı elçisi
1880’li yıllarda Paris’te Osmanlı elçisi olduğu söylenen Mısırlı “Halil Bey”, zamanın sanatçılarına eser ısmarlayan bir sanatseverdi.
Gusateve Courtbet, “Uyku” isimli tablosunu satın alan Halil Bey’e günümüzde şaheser sayılan “Dünyanın Kaynağı”nı hediye etti.
1888 yılında iflas bayrağını çeken Halil Bey, tablo koleksiyonunu kumar borçlarını karşılamak için sattı ve beş parasız İstanbul’a döndü…
Her şeyi bilen bilgiçler!
Ne olursa olsun…
Önce alt yazı ile “son dakika olarak duyurulur… Çok geçmez, on dakika sonra da hemen olaya dair “bilgiçler” bulunur ve telefonlara bağlanır…
Gece de, diğer “bilgiçler” çağrılır ve program yapılır…
Hem de öyle konularda ki bazen takılırız:
“Bu kadar kolaysa, neden çözülemez ki?”
“Süreç’i bir çözümde bitiriyorlar!”
Ve de…
“Koalisyonu her dakika kuruyorlar…”
Programlara önce gazeteciler çağırılır…
“Çoğunlukla da yandaşlar…”
Hadi “yandaş” kanalları biliyoruz…
Ama TRT’ye ne demeli?
Vergilerimizle, katkılarımızla yaşayan TRT, bu programları bitirmek bilmiyor…
Devletin televizyonu, gözümün içine baka baka böyle kullanılır mı?
Yok efendim…
“Her şey demokrasi için…”
Peki, vatandaş ne yapacak”
Her zaman olduğu gibi, ilk seçimi bekleyecek…
Başka yolu yok…
“Kendi ve gerçek bilgiçliğini sandıkta ortaya koyacak…”
Özdeyiş
Adaletin gecikmesi, adaletsizliktendir…
W. S. Landon
Günün Sözü
Kanunlar örümcek ağlarına benzerler.
Küçük sinekler yakalanır, büyük sinekler ağı delip geçerler!
M. Aurellus
Günün Balı
Halâ iddia edenler var…
-Türkiye “tam-gaz” büyüyormuş…
Buna inanmak için insanın “Tam-Kaz” olması lazım!...
Balthör
Günün İncisi
Korkaklar, kendilerinden daha güçsüz olanlara güç gösterisinde bulunanlardır…
Voltaire
Kolsuz Yaşar’dan
Rakı ve sigaraya artık otomatik olarak zam yapılacakmış.
Gel de ağzını…
“Otomatik olarak bozma abi!”
Günün Sorusu
Büyük çoğunluğu muhtemelen gazete okuru olmayan kalabalıklar karşısında neden basına çatılır?
“Kendi dertlerine halkın derdinden daha çok önem verdikleri için…”
Gerilim
Artık gördük ki, demokrasi, özgürlük, hukuk, adalet herkese gerek!
Askeri vesayete “hayır” diyenler, bugün hiç mi pişmanlık duymuyorlar acaba?
Günün Olayı
Ergenekon savcısı “Zekariya Öz” ile 17-25 Aralık soruşturması savcıları Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç hakkında da yakalama kararı çıktı…
Türkiye’de artık nedendir bilinmez,
“Yargıç, savcı ve polisler” gözaltına alınıyor…
Günün Biberi
Galiba bu düzen hiç değişmiyor…
Hükümetlerin iktidarda kalabilmek için meşru gerekçeleri azaldıkça…
“Gayrimeşru gerekçeleri artıyor…”
Gülhan Elmas
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...