Dağlıca’da ha,n bir pusu oldu. Bu yazıyı yazarken üzerinden neredeyse 24 saat geçmiş durumda. Kaç şehidimiz var kimse bilmiyor.
Genelkurmay bilmiyor, Cumhurbaşkanı bilmiyor, Mit bilmiyor, resmi açıklama yok. Detay yok. Soru çok. Cevap yok ya da bazılarının işine gelmiyor.
Terörle mücadeleden bir an kaçınmayacağız, inlerine kadar gözlemliyoruz diyenler rakam veremiyor. Sosyal medya da bu şüphe ortamında yıkılıyor haliyle. 16 şehit verdik diyen de var, 30 şehit verdik 11 askerimiz kaçırıldı diyende..
Genelkurmay açıklama yapamıyor, hava koşulları ve vadinin dik olduğundan arama faaliyetlerinin zor olduğu söyleniyor…
Neresinden bakarsanız rahatsız edici, moral bozucu bir durum bu, hele ki o bölgede görev yapan ve ulaşılamayan askerlerin yakınları için Allah sabır versin demekten başka şey gelmiyor elimizden.
400 kg patlayıcı kullanmış hain teröristler, neredeyse yarım ton demek. Kucaklayıp getirilecek kadar küçük, çaktırmadan yerleştirilecek kadar minik bir mühimmat değil bu. İstihbarat birimleri nasıl görmüyor, belirlemiyor ve bu kadar patlayıcı nasıl rahatça kuruluyor o bölgeye. Hani inlerine kadar gözlüyorduk bu alçakları, hani heronlar? Bunlar bizim zaafımız değil mi?
Çözüm sürecinde depolamışlar diyenler, çözüm sürecini kim başlattı? Kim bu süreçte onların bu depolamasına izin verdi diye sorunca siyaset yapıyor oluyoruz? Yani birilerinin işine gelmeyen sorular sormak neredeyse hainlik bu ülke de.. Zaten sormaktan başka bir şey de yapamıyoruz, cevap veren de üstüne alınan da yok ortalıkta
Bir de acıyı reva, fıtrat gören ve utanmadan, sıkılmadan lümpenlik yapanlar, birilerini savunmak için kendilerini parçalayanlar var. Keşke biraz vicdan kalmış olsaydı herkeste… Ticaret yapacağım diye, gençlik kolları başkanı başımı okşasın diye, bak liderime laf edeni tehdit ederim, küfür ederim bu acıyı da görmezden gelirim, askerlik ölmek demektir diyenler ..
Madem o kadar ölmeye meraklısınız, madem ağzınızdan düşürmediğiniz kefenleriniz var, hadi o zaman sizleri görelim… Oturduğumuz yerden gazeteciyiz biz, facebook delikanlısıyız ya, tamam siz öyle olmadığınızı kanıtlayın.
Elinize alın Türk bayrağını Hakkari de dolaşın, giyin kefenlerinizi üstünüze de o bölgede siz çatışın düne kadar laf ettirmediğiniz hatta PKK dedirtmediğiniz, terör örgütü, hak mücadelesi savaşçısı gibi yumuşak isimler taktığınız hainlerle..
Habur’a bir daha gidinde hadi orada diklenin, hatta konserler verip beraber şarkı söyleyin…
Ama olmayan vicdanınızla insanları kışkırtmayın lütfen… Yeni acılara sebep olmayın, kışkırtma yapmayın, bırakın insanlar acılarını döksün dışarı ellemeyin. Şehit babasına, ailesine hatta ordu mensuplarına ağza alınmayacak sözler söylemeyin..
Lütfen bir süre susun, sabredin.. Zaten doğru için en iyi ilaç zamandır, o geçecek nasipse kendinizi kasmayın.