“Rakamları tartışmalı” Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) haziran ayı enflasyon verilerini açıkladı. Haziranda biz tüketicilerin enflasyonu aylık yüzde 3,92, yıllık ise yüzde 38,21 arttı. Memur ve emekli zammını etkileyen 6 aylık enflasyon ise yüzde 19,77 oldu.
“Rakamları tartışmalı” Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) haziran ayı enflasyon verilerini açıkladı.
Haziranda biz tüketicilerin enflasyonu aylık yüzde 3,92, yıllık ise yüzde 38,21 arttı. Memur ve emekli zammını etkileyen 6 aylık enflasyon ise yüzde 19,77 oldu.
Bunun hemen akabinde en düşük memur maaşının 22 bin liraya yükseltilmesini de içeren kanun teklifi TBMM Başkanlığına sunuldu.
Teklifte, emekli maaşlarına yapılacak zam ve düzenleme yer almadı. Memura toplu sözleşme ve enflasyon farkı olarak yüzde 17,55 artış artı 8 bin lira ek ödeme öngörüldü.
Memur emeklileri yüzde 17,55, SSK ve Bağ-Kur emeklileri ise 6 aylık gerçekleşen enflasyon yani yüzde 19,77 oranında zam alacak.
Daha önce pek çok defa dile getirdiğimiz gibi, ne aylık enflasyon yüzde 3,92 ne de yıllık enflasyon yüzde 38,21.
Varsa bunun doğru olduğunu söyleyen, beri gelsin…
Biliyorsunuz davalık da olan ancak araştırmaları engellenemeyen bir Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) var.
Akademisyenlerin ve ekonomistlerin oluşturduğu ENAG her ay enflasyon rakamlarını açıklıyor.
ENAG’ın oranların ile TÜİK ile arasında büyük bir makas olması dikkatlerden kaçmıyor.
TÜİK’in “yüzde 3,92” dediği haziran enflasyonuna ENAG “yüzde 8,54”, yine TÜİK’in “yüzde 38,21” arttığını duyurduğu yıllık enflasyonu ENAG “yüzde 108,58” olarak açıkladı.
Ocak-Haziran dönemi 6 aylık enflasyon makası ise “yüzde 19,77”ye “yüzde 50,53.”
Aylık yüzde 4,62, yıllık yüzde 70,37, 6 aylık ise yüzde 30,76’lık bir sapma söz konusu…
Yani memurun, emeklinin, işçinin kısacası toplumun büyük bir kesimini ilgilendiren dar ve sabit gelirlinin rızkına göz koyan bir düzenden bahsediyoruz…
TÜİK’in tartışmalı rakamlarına göre belirlenen zam oranları milletin rızkıyla oynamak değil de nedir?
Düşünsenize 6 aylık enflasyon TÜİK’in tartışmalı rakamlarıyla yüzde 19,77 değil de yurttaşın iliklerine kadar hissettiği şekilde örneğin ENAG’ın açıkladığı gibi yüzde 30,76 olarak açıklansaydı, bugün memur emeklileri yüzde 17 değil 27 civarında, SGK ve Bağ-Kur emeklileri de yüzde 19 değil 30 oranında zam alacaklardı.
Yani olan yine dar ve sabit gelirliye, yoksulluktan kurtulamayan emekliye oluyor.
Bildiğiniz gibi Hazine ve Maliye Bakanlığına “sıkı maliye politikalarını uygulamakta mahir” Mehmet Şimşek getirildi.
Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan uzunca bir süre ikna etmeye çalışmıştı kendisini, hatırlayanlar olacaktır…
Mehmet Şimşek, parasal sıkılaştırma politikası kapsamında ekonomiyi soğutma, yani tüketimi kısma bağlamında bazı düzenlemelere gidiyor.
Önce Merkez Bankası politika faizini yüzde 8,5’ten yüzde 15’e çıkardı, ardından kamu ve özel bankalar tüketici, konut ve taşıt kredi faiz oranlarını yıllık bazda yüzde 50-60’lara aylık bazda yüzde 4-5’lere çıkardı.
Kredi kullanımı azaldı, buna bağlı olarak konut ile “sıfır olmadığı” için ikinci el otomobil talebi düştü.
İş dünyası da kredi kullanarak yeni yatırım yapmaktan kaçınır hale geldi.
Anlayacağınız piyasa durağanlaşmaya başladı.
Bakan Şimşek, bu süreçte dün, uyguladıkları ekonomi programının üç temel bileşeni olduğunu açıkladı.
Şimşek, şu açıklamayı yaptı:
- Mali disiplinin yeniden tesis edilmesi; yani deprem etkisi hariç, bütçe açığının Maastricht kriterleri ile uyumlu bir seviyeye çekilmesi,
- Enflasyonun orta vadede tek haneye düşürülmesi için kademeli parasal sıkılaştırma ve enflasyon hedefi ile uyumlu gelirler politikası,
- Makro finansal istikrarı ve diğer tüm kazanımları kalıcı hale getirecek yapısal reformlar.
Bu satırları yazdığım sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan, genişletilmiş il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, “Emekli maaşlarına yapılacak iyileştirmelerle ilgili bakanlara talimat verdim. Kısa sürede bu konuyla ilgili çalışmaları açıklayacağız” dedi.
Buradan ne anlaşılıyor?
Gelen tepkiler üzerine emeklilere bir iyileştirme gündeme gelmiş.
Emekli maaşlarını iyileştirme yapmadan temmuz ayında es geçmek, bu kesimin “parasal sıkılaştırma” politikasına kurban edilmesi demektir.
“Ekonomide alarm çanları”nın çaldığı aşikar.
Bugünlere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Nas” ve “Faiz neden enflasyon sonuç” ekonomi politikalarıyla geldiğimizi bir kenara not edip, emeklilere yapılacak iyileştirmenin ne derece tatmin edici olacağını hep birlikte göreceğiz.
Ez cümle; TÜİK’in tartışmalı enflasyon rakamlarıyla iki alıp, bir vermek…
Buna bağlı bir yaşam standardı oluşan dar ve sabit gelirliler ile emeklileri perişan ediyor.
Bilin istedim.