Kombine almayan yorum yapmasın ...

Bugünlerde ülke gündeminin dışına çıkıp da odaklanabileceğimiz nadir konulardan birisi Eskişehirspor. Bugün açılışı yapılacak yeni sezonun ilk maçını Pazartesi günü Balıkesir ile deplasmana oynayacağız.
Yıllar sonra ilk kez alt bir ligde ama ligin çok üstü isimlerin yer aldığı bir kadro ile mücadele edeceğiz ve sezon bitiminde tek seçeneğimiz var üst lige çıkmak.
Futboldan biraz olsun anlayan herkes bilir ki dünyanın en iyi kadrosunu da kursanız bu tek başına yeterli değildir. Arkanda dolu tribünler, şehrinde inanç ve destek yoksa bu işin sonunu getirmek çok kolay olmaz.
Sonuç olarak kadro kalitesi, taraftar ve maddi destek gibi 3 sac ayağını bir arada yürütmemiz lazım.
Ancak şu ana kadar gördüklerimiz, duyduklarımız maalesef beklentilerin altında.
Kadro tamam ama taraftar kombine konusunda görevini yerine getirmiş değil. Maddi destek için ise ne yazık ki iş Eskişehirspor'a gelince şehirden kazanıp şehre vefa göstermeyenlerimiz epey fazla.
Gel gelelim sosyal medya başta olmak üzere yorum yapan, öneri sunan, ahkam kesen kişi sayısı o kadar fazla ki insan şaşırmadan edemiyor.
Hatta mümkün olsa da bir kural koysak ve desek ki; “Sosyal medya da yorum yapan herkes bir kombine alsın”. Kombine yükletme fotoğrafını profil fotoğrafı yapmayan da kalmasın. İşte o zaman ya yorum yapan kişi kalmaz ya da biz bırakın 26 Bin kombineyi, stadyumun tamamını doldururuz…
 
Taraftar gruplarına haksızlık yapmayın
“Taraftar gruplarının yanında maç izlenmez” diyerek bu grupları tukaka göstermeye çalışan, bu grupları zorba, saygısız, vandalmış gibi algılatmaya çalışanlar da var. Kusura bakmasınlar ama bu algıyı yaratmaya çalışanların EsEs sevgisinden şüphe ederim.
Bir kere ben o gruplardan birinin parçasıyım. Basın tribününden daha çok o grubun, grupların en hararetli kısmında yer alırım. O yüzden o sahte rumuzlarla yapılan gerçek dışı yorumlara üzülüyorum.
Evet çok önemli yerlerde “Hep birlikte bağıralım” diye telkinler yaparız, evet ölüm kalım maçlarının bazı anlarında “Hadi 1,2 dakika gayret” diye tüm stadyumu ayağa davet ederiz. Ve bu her stadyumda, her yerde, her zaman olan şeylerdir. Ne yani takım düşerken susup, oturup, bir umut demeden çekirdek çitleyip maç mı izleyeceğiz?
Normal koşullar ve zamanlarda bu tribün grupları içinde yaşı büyük birine terbiyesizlik yapan olmaz, saygısızlık yapan olmaz, şayet olursa grup kendi içinde o terbiyesizliği yapanla ilgilenir. Hatta normalden çok daha özenli, dokusu bozulmamış bir ağabey kardeş saygı, sevgisi vardır. “Bağırmıyor” diye sitem edilir ama kimse kimsenin gırtlağına yapışmaz. Yanında çocuğu olana, eşi, kız arkadaşı olana ve hanımlara pozitif ayrımcılık yapılır. Korunur, kollanır. Küfür bilinçli bir şekilde engellenir. Münferit durumlar dışında küfürsüz tezahüratlar yapılır. Takımın ceza alması engellenir.
Yani rakip takım forması ile gelmediğiniz sürece tribünlerde sorun yaşamazsınız. Biraz bağırın, haydi destek gibi takımın performansını artırmaya yönelik söylemler de eşyanın tabiatıdır.
Elbette binlerce kişinin yer aldığı ortamlarda bazen tasvip etmediğimiz, keşke olmasaydı dediğimiz küçük hadiseler de olur ama onlar kaideyi bozmaz değil mi?
Velhasıl kelam, ya bahaneleri, mazeretleri bırakın ya da durmadan “Eskişehirspor taraftarıyım” diyerek her platforma yorum yapmayı. Çünkü bundan sonra konuşanın kim olduğuna değil, durumu olup da kombine alıp almadığına bakacağım. Zira sevgi eylem gerektirir.