Soner Yüksel yazdı
ÜniAk Başkanı Musa Tayyip Altınkaynak, geçtiğimiz günlerde Anadolu Üniversitesi'nde kendilerine Kolektif adını veren en az 20 kişinin tacizine maruz kalmış.
Üstelik bu yakışıksız işi yapanlar, bu işin doğruluğuna o kadar inanıyor ve arkasında durup gurur duyuyorlar ki, bu anları videoya çekip sosyal medyada yayınlamaktan da büyük haz almışlar.
Lafı hiç gevelemeden, dolandırmadan, ‘ama demeden’ söyleyeyim. Bu işin adı zorbalıktır ve bu zorbalığı gerçekleştiren herkesi kınıyorum.
Şu bir gerçek ki 20 kişi bir kişiye uzaktan dik dik baksa bile bunun adı zorbalıktır. İlla birilerini çekiştirmek vurmak, arbede yaşamak değildir zorbalık ve zorbalığı fikirleri, düşüncesi yetmeyenler yapar.
Olaya tarafsız kalanlar, arada kalan genç AK Partili diye kınamaktan çekinenler merak etmeyin. Zorbalığı kınamakla AK Partili olmazsınız. Adil olursunuz, sağduyulu olursunuz belki biraz da vicdan sahibi olursunuz en fazla ama korkmayın AK Partili olmazsınız.
"Kim yaparsa yapsın tepki aynı olmalı"
Bu saldırıda mağdur olan AK Partili olabilir ama biz görmezden gelirsek yarın öbür gün mağdur olan aktörler değişir ve bitmeyen kan davaları gibi herkesin canının yandığı, kimsenin mutlu olmadığı, olamadığı endişe dolu günler yaşarız.
Kim yaparsa, nasıl yaparsa, neden yaparsa yapsın kınayın, tepki gösterin ve mağdurun kimliğine bakmayın lütfen. Bunu yapan AK Partili olursa onu da hatta İktidar temsilcileri olduğu için daha da çok kınayalım. Söyleyin Allah aşkına; ayıbı ayıpla, yanlışı yanlışla düzeltmeye çalışmak kimi muzaffer etmiş ki bugüne kadar?
Biri ortaya bir düşünce koyuyor, iyi ya da kötü bir fikir dillendiriyor. Belki çok olgun belki çok antidemokratik bir fikir bu. Bunu aşmak için, bu tezi çürütmek, bu fikre karşı gelmek için seçilen yol ve yöntem ise şiddet, tehdit, baskı sizce bu doğru mu?
Hele ki “faşizme karşı savaşıyorum, düşünce özgürlüğüne inanıyorum, herkes kardeşçe olmalı, paylaşmalı, eşitlik, adalet” diye slogan atan gençlerin aklına gelen ilk yöntem bu ise yazık ki ne yazık...
Onlar kendi düşüncesine zeval veren, zayıf düşüren, o ilkeden sapmış insanlardır. Onlar o ideale sempatiyle bakan ve samimi olan insanların da canını yakmaktadır. Üstelik Üniversitelerde, bilginin ve ilimin yuvası dediğimiz yerde bunlar yaşanmamalı.
Basit ve Net = Müebbet
Çocuk istismarı, Tecavüz, İşkence... Her gün mağdur olan kadın ve çocuklara işlenen suçlar ve son günlerde karşımıza sıkça çıkan ve bir kısmı için yayın yasağı uygulanan, bu yüzden detaylı bahsedemediğimiz iğrenç olaylar ile ilgili yeni bir yasal düzenleme şart. Kısa ve net ceza ‘müebbet’ olmalı. ‘İdam’ diyenler de var ama ben müebbet ceza ve hiç bir af kapsamına girmeyecek müebbet cezadan bahsediyorum. Ölene dek tek başına, küçük bir hücrede yaptıklarını muhasebe edecek bolca vakit... Bunlara destek çıkanlara, ihmali olanlara, ihbar alıp görmezden gelenlere de ciddi soruşturmalar ve cezalar...
Yapın, uygulayın ve denetleyin... Bakın nasıl aydınlığa çıkacak karanlıklar gözleyin...