Belli ki vatandaşın önüne iki değil üç sandık konulacak. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve Milletvekili seçimlerinin yanında bir de başörtüsü referandumu yapılacak. Sayın Erdoğan’ın kendi tabanını oluşturan seçmenini bile sandığa getirmekte zorlandığını görüyoruz. Ancak başörtüsü üzerinden yapılacak bir kutuplaşma, bu muhafazakâr seçmenin sandığa gelmesini sağlayacak ve AK Parti’nin oylarını artıracaktır. Sayın Erdoğan Kemal Kılıçdaroğlu’na ne kadar teşekkür etse azdır. Nitekim Recep Tayyip Erdoğan, bir açılış sırasında yaptığı konuşmada konuyu başörtüsü hakkındaki anayasa değişikliğine getirdi ve “Kilidi millet açacak” diyerek referanduma işaret etti.
Şimdi hem iktidar cenahına hem de muhalefete söylenecek çok şey var. İlk önce iktidara seslenelim; ne kilidi? Ortada başörtüsü meselesi mi kaldı? Kamu kurumlarında başörtüsü yasağı 10 senedir yok. Türkiye bu sorunu aştı ve burada en büyük teşekkürü de AK Parti hak ediyor. Ancak dikkatinizi çekerim; ortada kilit – milit kalmadı.
İkincisi bizzat Sayın Erdoğan 7 Kasım 2022’de, “Temel hak ve özgürlükler referandum konusu olamaz” diyerek referanduma karşı çıktığını açıklamamış mıydı? Bu da mı montaj?
Gelelim Ana Muhalefet Partisine ve Kemal Kılıçdaroğlu’na… Siyasette – hele ki karşınızda demagojinin kitabını yazmış bir rakip varsa – ağzınızdan çıkan sözü iyi tartmalısınız. Düşünmeden hareket edenler başına iş alır ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi kariyeri böyle gaflarla dolu. Siz olmayan bir sorunu yeniden gündeme getirerek rakibinize oy kazandırıyorsanız, “Ben siyaseti biliyorum” demeyeceksiniz. Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu’nun kuyuya attığı bu taşı 40 tane İYİ Partili ve CHP’li akıllı, birleşip çıkartmaya çalışıyor.
Büyükşehir Belediyesi parkmetre ücretlerine zam yaptı. Buna göre otomobiller cadde kenarlarındaki park yerlerine ilk saat için 17 lira verecek. Bu ücret eskiden 11 liraydı. Saat başı ücret ise 6 liradan 10 liraya çıkacak.
Bazı kişiler bu zamların çok yüksek olduğunu ileri sürüyor. Ben aynı kanaatte değilim.
Belediyenin masrafları arttıkça, kendisine yeni kaynaklar yaratmak zorunda olduğunu unutmayalım. Vatandaş belediyenin kendisine hizmet etmesini ister ancak pek ender olarak, “Bu değirmenin suyu nereden geliyor?” diye düşünür.
Bir hizmete zam yapmanız gerekiyorsa, bu zammı yapmalısınız. Aksi takdirde kasayı tutturamazsınız.
Elbette bu durum her zammın kabul edileceğini göstermez. Mesela Büyükşehir Belediyesi şebeke suyuna yüzde 70 zam yaptığı zaman bunun adil olmadığını belirtip karşı çıktık. Ancak parkmetreye yapılan zamlar makul. Özel otomobiliyle kent merkezine gelen de bunun parasını ödemeli. Ya da merkeze herkes gibi tramvayla gelmeli…
Bu değirmenin suyu nereden geliyor?” diye düşünür. Bir hizmete zam yapmanız gerekiyorsa, bu zammı yapmalısınız. Aksi takdirde kasayı tutturamazsınız. Aynı şey akepe iktidarı için de geçerli mi acaba merak ettim Sayın yazar
Nereden yazıyorsunuz bu haberi acaba,Erdoğanın seçmeni sandığa gitmekten hiç bir zaman korkmadı.