Keşke belediyenin olsaydı

Hat Boyu bölgesinden her gün şikayetler alıyoruz. Son olarak bir okurumuz bize bölgenin çirkinliğini gösteren bazı fotoğraflar attı. Vaktiyle hemzemin geçit olan demiryolu hattı, şimdi yer altına indi. Gerçekten de Eskişehir’in önemli bir sorunu çözülmüş oldu. Emeği geçenlerin elleri dert görmesin. Ancak daha sonra o hat Tepebaşı Belediyesi’ne “Park yapmak koşuluyla” devredilmedi. Muhtemelen Ankara’da masa başında oturan bazı AK Partililer, hat boyunun güzel bir park olmasından ve CHP’li Ahmet Ataç belediyesinin halkın gözüne girecek bir icraat yapma ihtimalinden korktular. Neticede Eskişehir standartlarına göre pek de güzel olmayan bir park yapıldı. “Buna da şükür” dedik ve sesimizi çıkartmadık. Ancak bari kendi sorumluluklarında olan bir bölgenin temizliğini yapıversinler.
Devrilmiş şarap şişeleri, buruşturulmuş bira kutuları… Ne ararsanız var. Elbette bu durumdan en çok çöpünü etrafa saçan sorumsuz vatandaşlar suçlu. Ancak parkı siyasal hırslar nedeniyle belediyeye devretmeyenler de suçlu. Memleket işsiz dolu. Asgari ücretle bir çöpçü tutsanız, yine bu sorunu çözersiniz. Bunu da mı akıl edemiyorsunuz?
 

Yorulmaya zaman yok

İlk yarının bitmesine 3 hafta kaldı ve yalnızca 9 puanımız var. Uzmanlar kümede kalmak için en azından 30 puanımızın olması gerektiğini söylüyor. Yani ligin ilk yarısını en az 15 puanla kapatmalıyız. Demek ki önümüzdeki 3 hafta içinde 6 puanı cebimize koymamız gerekiyormuş.
İlk iş güçlü rakibimiz Kütahya ile maç yapacağız. Komşumuzun playoff hesapları yaptığını hatırlatayım. Daha sonra Elazığ deplasmanına gideceğiz. Gakkoşlar ligin ‘Orta şekerli’ takımlarından. Onların da playoff hesapları var. Son olarak kendi evimizde Nevşehir Gençlik’le maç yapacağız. Top oynayacağımız üç takımın üçü de orta – üst seviye takımlar. İşimiz kolay olmayacak.
Öte yandan takımın zaman zaman iyi futbol oynadığını da görüyoruz. Eğer iyi günümüze denk gelirsek, bu üç maçtan iyi neticeler almamız mümkün.
Bana kalırsa Eskişehirspor’un en büyük sıkıntısı moralinin bozuk olması. Son olarak Başkan Mehmet Şimşek moralinin bozuk olduğunu gösteren bir sosyal medya paylaşımında bulundu. Aslında garip olan Şimşek’in moralinin bozulması değil, şimdiye kadar bozulmamış olması. Sonuç olarak Mehmet Şimşek de etten kemikten yapılmış birisi ve moralinin bu noktaya kadar nasıl dayandığına şaşırıyorum. Yani normal olan, yorulması ve tükenmesidir.
Ancak bu tip açıklamaların da hem futbolcu hem de taraftar üzerinde olumsuz etki yapacağını hesaplamak lazım.
Moralimizin bozulması lüksümüz yok. Yorulacak zamanımız da yok.
Yumruk yiyeceğiz, ancak kan – revan içinde yeniden ayağa kalkacağız. Nasıl birbirimize moral vereceğimizi bilmiyorum. Fakat bunu bir şekilde başaracağız. Başarmak zorundayız. Çünkü bizi kurtaracak zengin bir başkan ufukta gözükmüyor. Ne yapacaksak bu imkanlarla yapacağız.