Ülkemizin pek çok sorunu var.
Demokrasi…
Eğitim…
Sağlık…
Hukuk…
Ekonomi…
Terör…
Vesaire…
*
Devletimiz, söz konusu sorunların üstesinden gelmek adına bir takım adımlar atıyor;
yeterli olup olmadığı tartışılır.
*
Bu noktada, devletin, hükümet eliyle hayat geçirdiği önemli bir uygulama mevcut.
Ülkemizin önde gelen problemlerinden olan ‘iş kazalarını önlemeye dönük’ bir uygulamadan bahsediyorum.
Şöyle ki…
23 Nisan 2015 tarihinde, İş Sağlığı ve Güvenliğini de kapsayan 6645 sayılı kanunda ciddi bir değişikliğe gidildi.
Söz konusu kanunun 74/1 maddesi uyarınca, şu zorunluluk getirildi:
“Tehlikeli ve çok tehlikeli işlerden olup, MYK tarafından standardı yayımlanan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak tebliğlerde belirtilen mesleklerde, tebliğlerin yayım tarihinden itibaren on iki ay sonra MYK Kanununda düzenlenen esaslara göre Mesleki Yeterlilik Belgesine sahip olmayan kişiler çalıştırılmayacaktır.”
*
Ve…
Mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu, 11 Kasım 2018’de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
*
Yani kısacası…
Bir işçi; makine bölümünden metal bölümüne, plastik bölümünden otomotive, inşaattan tekstile hangi iş kolunda çalışırsa çalışsın, artık, görev yaptığı iş koluna ilişkin mesleki yeterlilik belgesine sahip olmak zorunda!
*
Daha detaylı anlatmak gerekirse…
İster Eskişehir Organize Sanayi Bölgesinde bulunan ve binlerce işçinin yer aldığı büyük bir fabrikada çalışsın, isterse TEKSAN’da yer alan ve 3-5 kişinin istihdam edildiği küçük bir işletmede çalışsın, herkes, mesleki yeterlilik belgesi almak zorunda.
*
Bu belgeyi almak için ise son tarih 11 Kasım 2019!
Yani sadece 4 ay gibi kısa bir süre var.
*
“Amaaan, alsak ne olur, almasak ne olur” diyenler için uyarı yapayım.
Yukarıda da vurguladım, bu bir
zorunluluk.
Söz konusu belgeyi almayanlar, bağlı bulunduğu iş kolunda çalıştırılmayacaklar.
Yani bir nevi, işten atılacaklar!
*
Tabii yasaya ilişkin yaptırım, yalnızca çalışanlar için değil.
İşverenler de, sadece mesleki yeterlilik belgesi olanları çalıştırabilecek.
Ola ki çalıştırmazsa ve bu durum denetim esnasında tespit edilirse, belgesi olmadan çalıştırdığı her işçi için para cezası ödeyecek.
Bu da, belgesiz çalıştırdığı her ay için 702 TL.
Dahası, söz konusu işçiyi, işten çıkarmak zorunda kalacak; sonrasında ise fellik fellik işçi arayışına koyulacak, yani elindeki işi aksayacak. (Özellikle küçük işletmeler için.)
*
Tamam, söz konusu uygulama yerinde, ama bu aşamada işçileri ve işverenleri zorlayacak ciddi bir mesele var.
Nedir o?
Para!
Herhangi bir işçi, bu belgeyi almak üzere başvuru yapmak istese, iş koluna göre 500 ile 1200 TL arasında para ödemek zorunda.
Ya işveren?
İşveren de, bu belgeyi edinmeleri için işçilerini eğitime göndermek zorunda; kısacası aynı parayı harcamak zorunda.
Düşünsenize…
Bin kişi çalıştıran bir şirket, 5 yüz işçisine, 500 TL’den bu belgeyi edindirmek istese, ödeyeceği toplam tutar 250 bin TL!
*
İşte, Eskişehir Sanayi Odası (ESO), bu meseleyi çözmek adına ciddi bir çalışmaya imza attı!
Nedir o çalışma?
Şöyle anlatayım…
ESO, işçinin ve işverenin cebinden 5 kuruş çıkarmadan mesleki yeterlilik belgesi edindirmek için 11 Milyon TL kaynak buldu!
İşbirliği yaptığı kurum ise, alanında uzman olan ABİGEM.
İşveren, bünyesinde mesleki yeterlilik belgesi alması gereken kaç kişi varsa ABİGEM’e bildirecek.
Başvuru yapan işçiler, sınava tabi tutulacak ve hak ederlerse belgelerini alacak.
Peki, parayı kim ödeyecek?
ESO!
*
Ve ESO bunu yaparken, sadece kendi üyelerini gözetmemiş, Eskişehir’de tehlikeli ve çok tehlikeli iş kollarında ticaret yapan bütün şirketleri kucaklamış.
Yani…
ESO üyelerinin yanı sıra…
TEKSAN esnafı da bu işten yararlanacak, EMKO esnafı da; BAKSAN esnafı da bu işten yararlanacak, Küçük Sanayi Sitesi esnafı ile şehir merkezinde iş yapan esnaf da…
Bu noktada ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş, konuya ilişkin düzenlediği basın toplantısında hedefi net olarak belirledi ve dedi ki:
“11 milyon TL’lik kaynağımızla, tam 20 bin çalışana, 71 meslek dalında mesleki yeterlilik belgesi vereceğiz!”
*
‘Mesleki yeterlilik belgesi’ zorunluluğunun, iş kazalarını önlemeye dönük bir uygulama olduğunu yazımın başında vurgulamıştım.
Konuyu biraz daha detaylandırmanın faydalı olacağı kanaatindeyim.
Her yıl, azımsanamayacak boyutta iş kazaları yaşanıyor.
Eli ayağı kopan mı dersin, gözü çıkan mı dersin, cayır cayır yanıp ölen mi dersin, yüksek yerlerden düşüp parçalanan mı dersin…
Peki, bunun asıl nedeni ne?
Yapılan araştırmalar, iş kazalarının yüzde 88’inin çalışanlardan, yüzde 10’unun teknik arıza ve aksaklıklardan, yüzde 2’sinin de diğer etkenlerden kaynaklandığını söylüyor.
Ve…
Çalışanlardan kaynaklanan iş kazalarının sebepleri incelendiğinde; mesleği icra eden kişilerin gerekli bilgi, beceri ve yetkinliklere sahip olmamaları, işin gerektirdiği güvenlik ekipmanlarını kullanmamaları veya güvenlik önlemlerine uygun hareket etmemeleri gibi nedenler ön plana çıkıyor.
*
İşte, bu uygulamayla beraber…
- Mesleği icra eden kişilerin; bilgi, beceri ve yetkinliği ölçülecek.
- Belge almaya hak kazanamayanlar, söz konusu işi icra edemeyecekler.
- Dolayısıyla iş kazaları azalacak.
- Dahası, söz konusu belgeyi almaya hak kazananlar, yurtdışında da çalışma fırsatı yakalayacaklar.
- İşverenler ise; nitelikli, gerekli bilgi ve beceriye sahip yetkin kişileri (liyakat) istihdam edecekler, böylelikle teşvik imkanlarından da daha rahat faydalanabilecekler.
- Doğru insan kaynağı planlaması yapılabilecek; zaman ve para kaybı asgari seviyeye düşürüleceği gibi, ürün ve hizmetin kalitesi artacak.
*
Yazımı sonlandırırken dikkat çekmek istediğim bir nokta var.
Türkiye’nin ekonomik koşulları düşünüldüğünde, ESO’nun işveren ile işçilere sunduğu bu fırsatın önemi daha da anlam kazanıyor.
1 delikli kuruşun dahi hesap edildiği günümüzde, işçinin ve işverenin cebinden para çıkmadan ESO-ABİGEM işbirliğiyle mesleki yeterlilik belgesi verilmesi, güçlü bir alkışı hak ediyor.
*
Şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum:
Mesleki yeterlilik belgesi alınması için son tarih 11 Kasım 2019.
Başkan Kesikbaş’ın da dediği gibi:
Köprüden önceki son çıkış!
Ve bu belge;
Hem zorunlu.
Hem faydalı.
Hem de
bedava!