Kesikbaş, Yılmaz Büyükerşen’i, Eskişehir’in sanayisinin gelişmesini istememekle suçladı. Kesikbaş’a göre, Büyükerşen, Eskişehir’in demografik yapısının bozulmamasını istiyor. Peki, Büyükerşen bunu neden istiyor? Kesikbaş’a göre, demografik yapı bozulursa, Yılmaz Büyükerşen seçimi kaybeder!
Eskişehir Sanayi Odası (ESO) seçimlerinin üzerinden tam tamına bir yıl geçti.
Dolayısıyla artık, ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş’a ilişkin daha sağlıklı bir değerlendirme yapabiliriz…
*
Kesikbaş’ın başkanlığının ilk yılında, öyle olaylar gerçekleşti, öyle şaibeler öne sürüldü, öylesine dedikodular ortaya atıldı ki; bu durum, Sanayi Odası’nın itibarına önemli ölçüde zarar verdi.
*
Ve gerçekleşen olaylar, öne sürülen şaibeler ile ortaya atılan dedikodular bize gösterdi ki, Kesikbaş’ın kafasının arkasında bir şey var. Bu öyle bir şey ki, Kesikbaş’ın Sanayi Odası ve sanayiciyle işinin olmadığı, kafasının arkasında planladığı o şeyi elde edebilmek için Sanayi Odası’nı bir basamak olarak kullandığı, artık net olarak karşımıza çıktı.
*
Daha açık ifadelerde bahsetmem gerekirse…
Sanayi Odası ve dolayısıyla sanayiciye hizmet, hiçbir zaman Celalettin Kesikbaş’ın hedefi olmadı. Kesikbaş’ın asıl hedefi, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı olabilmek! Bu anlamda Sanayi Odası, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olma yolunda, Kesikbaş için sadece bir araç!
*
Yukarıda yaptığım tespitin, bir yıllık ciddi bir inceleme, takip ve araştırmanın neticesinde ortaya koyduğum bir tespit olduğunu vurgulamak istiyorum.
*
Şimdi, söz konusu tespiti, hangi donelerle ortaya koyduğumu maddeler halinde anlatacağım. Bununla beraber, siz değerli okurlarımızın, Kesikbaş’la ilgili şu yorumu yapacağınızı tahmin ediyorum: Yazıklar olsun!
*
Başlayalım…
*
DAHA İLK TOPLANTIDA SİYASİ TAVIR
Seçim sürecini aklımıza getirelim. Kesikbaş, projeleriyle değil, daha çok politik söylemleriyle gündeme geldi. Söylemleri, sanayiciye değil, belli bir siyasi fikre gönül vermiş seçmene dönüktü. Örneğin… Kesikbaş’ın, daha ilk toplantısında, Sanayi Odası’nda çığır açacağız, odaya yenilik getireceğiz yerine, “Yönetim şeklimiz Cumhuriyet olacak”; 13 yeni birim oluşturacağız yerine, “13 bakanlık kuracağız” şeklindeki söylemleri, tam manasıyla politik söylemlerdi. Zira biliyorsunuz… 2017 referandumuyla birlikte, Parlamenter Demokratik Sistem ortadan kaldırılmış, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi getirilmişti. İşte Kesikbaş’ın atıf yaptığı nokta bu. Dahası, CHP, o toplantıda, deyim yerindeyse gövde gösterisi yaptı. CHP’nin o dönem İl Başkan Yardımcısı olan, şimdi ise Sanayi Odası’nın ‘para’ işlerine bakan isim, karşılama ekibindeydi ve toplantı boyunca Kesikbaş’tan sonra en öne çıkan ya da planlı bir biçimde öne çıkarılan isimdi.
ÖNCE ‘BÜYÜKERŞEN’ DEDİ
Sanayi Odası seçim süreci boyunca, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’le arasını iyi tuttu. İlk toplantıdaki CHP hayranlığı, buna zemin hazırlamak içindi. Çünkü Büyükerşen’e yapılacak herhangi bir muhalefetin, Sanayi Odası seçimlerini kaybetmek anlamına geldiğini biliyordu. Tabii şunu da çokça duyduk. Kesikbaş’ın, Büyükerşen’le yakın olmayan isimlerin yanındayken, Büyükerşen aleyhine konuştuğu, “şu an ona ihtiyacım var, seçimi kazandığımda Büyükerşen’le ilişkimi keseceğim” dediği, o dönem yüksek sesle dillendirildi.
SONRA ‘DİNOZOR’ DEDİ
Bunun doğruluğu ise çok geçmeden ortaya çıktı. Kesikbaş, seçimin hemen sonrasında, iş insanlarıyla yaptığı bir toplantıda, Yılmaz Büyükerşen’i acımasız ve yersiz bir biçimde eleştirerek Eskişehir’i Jurassic Park’a benzetti, Yılmaz Büyükerşen’i de yaşından dolayı Raptor’a; yani dinozora benzetti! Çünkü hedefi, ilk yerel seçimlerde, Büyükerşen’i yıpratarak, yıpranmış bir Büyükerşen karşısında AK Parti’den belediye başkan adayı olmaktı!
BÜYÜKERŞEN, SANAYİNİN GELİŞMESİNİ İSTEMİYORMUŞ!
Kesikbaş’ın Büyükerşen’e karşı hamleleri bununla sınırlı kalmadı.
Şöyle ki…
Kesikbaş, Yılmaz Büyükerşen’i, Eskişehir’in sanayisinin gelişmesini istememekle suçladı. Kesikbaş’a göre, Büyükerşen, Eskişehir’in demografik yapısının bozulmamasını istiyor. Peki, Büyükerşen bunu neden istiyor? Kesikbaş’a göre, demografik yapı bozulursa, Yılmaz Büyükerşen seçimi kaybeder!
Yani, kısacası…
Sanayi gelişirse, Eskişehir’e olan göç hızlanır ve nüfusu artar. Şehir nüfusu artarsa, Büyükerşen’e oy veren seçmen oranı azalır. Bununla beraber, Büyükerşen seçimi kaybeder. İşte, Kesikbaş, bunu ifade ediyor. Hatta şu sözlerle ifade ediyor: “Yani bu kadar basit. Yani bu 800 bin kişi çok güzel yani. Demografik olarak bölünmüş, kimin ne yapacağı belli yani.”
BÜYÜKERŞEN’İ POLEMİĞE ÇEKMEYE ÇALIŞTI
Kesikbaş’ın, 4 Nisan 2018’de yapılan Sanayi Odası seçimi ile 31 Mart 2019’da yapılan yerel seçim arasında geçen süre içerisinde, Büyükerşen’e olan suçlayıcı muhalefeti, bu anlattıklarımla da sınırlı değil.
Mesela…
Kesikbaş, bir ara çıktı ve dedi ki: “Eskişehir’e ikinci bir Organize Sanayi Bölgesi lazım.” Ancak böyle bir organizasyon, Büyükşehir Belediyesi olmadan, kanunen yapılamaz. Kesikbaş’ın söz konusu çıkışına Büyükerşen’den destek gelmeyince, bu sefer Kesikbaş, “öyle bir kişinin dudağının arasında değil bu işler” şeklinde konuşarak, bir sanayi adamına yakışmayan üslupla ortamı germeye çalıştı. Sonrasında, halk, yaşadıkları kente, şu anda gereksiz olduğu için ikinci organize sanayi bölgesi kurulması görüşüne karşı çıkınca, Kesikbaş çark etti ve bu sefer, “ben ihtisas OSB’yi kastetmiştim” dedi.
ADAY OLABİLMEK İÇİN BÜYÜKERŞEN’İ HEDEF ALDI
Kesikbaş’ın, Büyükerşen’e karşı AK Partililerin dahi yapmadığı suçlayıcı, itibarsızlaştırıcı muhalefetine ilişkin örnekleri arttırabiliriz. Ancak konunun anlaşıldığını düşünerek bu kadar örneğin yeterli olduğunu düşünüyorum. Görüldüğü üzere Kesikbaş, Sanayi Odası seçiminin öncesinde, seçimi kazanabilmek için Büyükerşen’e yanaşıyor ancak arkasından konuşuyor. Sanayi Odası’nı kazandıktan sonra, 31 Mart yerel seçimleri için belediye başkan adayları belli olana kadar, AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olabilmek için Büyükerşen’i hedef tahtasına oturtuyor.
POPÜLİZM, İTİBARSIZLAŞTIRMA, SUÇLAMA, SALDIRGAN…
Bu noktada bir parantez açmak istiyorum…
Buraya kadar okuduklarımızdan anlıyoruz ki, Kesikbaş, hedefine ulaşmak adına, popülist, itibarsızlaştırıcı ve suçlayıcı ifadeler kullanmaktan çekinmiyor. Dahası, Türkiye’nin bıktığı, Eskişehirlilerin de hiç hoşuna gitmeyen kavgacı-saldırgan bir tavır ortaya koyuyor. Kesikbaş’ın, kabul edilemez bu anlayışına, daha adaylığının başında hazırladığı ‘manifestoda’ bile şahit olduk, maalesef… Öyle bir manifestoydu ki, buram buram siyaset kokuyordu, mevcut başkanı ve rakip adayı itibarsızlaştırmaya dönük ifadeler kullanılmıştı, ayrıca bazı konulardaki veriler yanlıştı! Haydi, parantezi açmışken, bir örnek daha vereyim. Sanayi Odası seçimleri ertelenince, Kesikbaş ne demişti? Şunu: “Tüm kamuoyu yoklamalarında açık ara bir numarayız.” Ancak ısrarlı taleplere rağmen, hiçbir araştırma sonucunu yayınlayamadı, Kesikbaş. Çünkü öyle bir araştırma yoktu. Bu, sadece, popülist bir söylemden ibaretti. Zira Kesikbaş, açık ara öndeyiz dedi ancak seçimi kıl payı aldı. Nasıl aldığını da bilmeyen yok! Neyse… Parantezi kapatıyorum ve kaldığım yerden devam ediyorum…
KARACAN’IN ADAYI KESİKBAŞ’TI
AK Parti’deki adaylık sürecinde yaşananları ve konuşulanları hepimiz biliyoruz. Kulislerde dile getirilenler şunlardı…
abi Avcı’nın, AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı konuşuluyordu. Ancak Nabi Avcı aday olmazsa; hem Avcı’nın hem de Emine Nur Günay’ın aday olarak düşündüğü isim, Eskişehir Ticaret Odası (ETO) Başkanı Metin Güler’di. Harun Karacan da AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmak istiyordu. Ancak aday olamazsa, düşündüğü isim, Sanayi Odası Başkanlığını kazandırdığı Celalettin Kesikbaş’tı. Şimdi, Kesikbaş’ın, Büyükerşen’e karşı gerçekleştirdiği aleyhte algı operasyonunun nedeni daha iyi anlaşılıyor değil mi?
ANTENİ BİR ANDA BÜYÜKERŞEN’E ÇEVİRDİ
Belediye Başkan Adayları belli oldu, ancak Celalettin Kesikbaş aday yapılmadı. Yani Kesikbaş, umduğunu bulamadı. Peki, aynı Kesikbaş, seçim sürecinde ne yaptı? Hemen, anteni ters çevirdi! ‘Abi’sinin talimatıyla AK Parti’ye de, CHP’ye de tarafsızmış gibi davrandı; ancak ‘çaktırmadan’ Yılmaz Büyükerşen’e yanaşma gayreti içerisine girdi. Ve seçim süreci boyunca Büyükerşen’le buzları eritti, hatta Büyükerşen’in yeni gözdesi olma yolunda önemli bir adım atmış oldu. Tabii bu noktada, Kesikbaş’ın hedefi değişmedi. Bu sefer hedef, AK Parti’den değil ama CHP’den Büyükşehir Belediye Başkanı olmak. Büyükşehir’e giden yolun ise, Yılmaz Büyükerşen’den geçtiği aşikar. O nedenle Kesikbaş, seçimden hemen sonra da, Büyükerşen’le beraber hareket etmeye özen gösteriyor.
BELEDİYENİN KORİDORLARINDA KONUŞULANLAR…
Hatta son zamanlarda, Büyükşehir Belediyesi’nin koridorlarında şunlar konuşuluyor: “Hoca’yla Kesikbaş’ın arası düzeldi. Kesikbaş, çok geçmeden Hoca’nın birinci adamı haline gelir. Hoca, ‘Kazım beceriksiz, ekibi hakkında çıkan dedikodular boydan aştı, hiçbir uyarıma kulak asmıyor’ diye konuşup duruyor. Hoca, Ahmet Ataç’la da kanlı bıçaklı zaten. O nedenle Kesikbaş’ın önü açık. Hoca, Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı için Kesikbaş’ı hazırlayabilir.”
BÜYÜKERŞEN, HER ŞEYE RAĞMEN ADAY YAPAR MI?
Tabi bu noktada, akıllara şu sorular geliyor: Yılmaz Büyükerşen, Celalettin Kesikbaş’ı dize getirdi ve teslim aldı ancak Kesikbaş tarafından kendisine yönlendirilen ve hakaret derecesine varan onca ithama rağmen, Kesikbaş’ı Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı için hazırlar mı? Başka bir soru: Kesikbaş, önce AK Parti ile şansını denedi. Şimdi ise CHP ile şansını deniyor. Peki, bir siyasetçide, özellikle Eskişehirli bir siyasetçide, omurga olması gerekmez mi? Eskişehir halkı, böylesi bir kıvraklığı hazmeder mi?
KARACAN VE KESİKBAŞ’IN KOPUŞ SÜRECİ
Kamuoyunun aklını kurcalayan sorulara devam etmek istiyorum. Şimdi, Kesikbaş’ın, 2023’te, Büyükerşen’in desteğiyle, CHP’den Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmak istediği konuşuluyor…
Ancak Kesikbaş’a Sanayi Odası’nı kazandıran ve aday belirleme sürecinde Kesikbaş’ın, AK Parti’den Büyükşehir Belediye Başkan Adayı yapılması için çalışan Harun Karacan’ın da, 2023’te AK Parti’den Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmak istediği biliniyor. O zaman, ‘kankalar’ arasındaki bu güzel muhabbetin sonu ne olacak? Ben söyleyeyim: Çok geçmeden, ikili arasında, ciddi bir kopuş süreci yaşanacak ve kavga başlayacak!
*
Tüm bu anlattıklarım ışığında şunu söylemek zorundayım: Eskişehir Sanayi Odası, hiçbir döneminde bu kadar siyasallaşmamıştı! Hatta şöyle söylemek daha doğru olur: Eskişehir Sanayi Odası, tamamen siyasallaşmış bir oda haline geldi!
*
Peki, kentin ticari gelişimi ve sanayicilerin lehine adımlar atılması için kurulan bir odanın, sanayicileri ve kentin ticari gelişimini bir kenara bırakıp, bir tek kişinin hedefi için siyasallaştırılması, nasıl açıklanabilir? Yani, Sanayi Odası’nın kişisel ikbal nedeniyle siyasallaştırılması, Eskişehir ticaretine ve Sanayi Odası üyelerine karşı yapılan bir ihanet değil midir?
*
Zira bakın…
Celalettin Kesikbaş, bir yıl içerisinde hangi büyük projesi konusunda bir çalışma yaptı? Bilen var mı? Yok! Dahası, Kesikbaş’ın vaat ettiği herhangi bir projeyi hatırlayan var mı? Hiç zannetmiyorum…
Çünkü Kesikbaş, projeleri konusunda kamuoyunu bilgilendirmek yerine, konjonktüre göre desenlediği siyasi söylemleri öne çıkarmayı tercih etti. Ve bu noktada Kesikbaş’ın, söz konusu siyasi söylemleri yayabilmek için, Sanayi Odası bütçesinden, bir hayli harcama yaptığı yüksek sesle dillendiriliyor…
*
Zaten Sanayi Odası’nın yöneticileri, tüm bu anlattıklarımın farkına vardı. Her geçen gün, Kesikbaş’a muhalefet yapan yöneticiler arasına, bir yenisi daha ekleniyor. Yani Sanayi Odası yönetiminde, ciddi bir çatlama söz konusu. Çünkü ortak akıl yok, kişisel rant üzerine kurulu bir anlayış var, Sanayi Odası’nda.
*
Dolayısıyla, Celalettin Kesikbaş’ın Sanayi Odası başkanlığı, kadük olarak nitelendirilebilir. Bu nedenle Kesikbaş, Sanayi Odası’nda olağanüstü genel kurul kararı alıp, güven oylaması yapılmasını zorunlu hale getirmiştir. Ve bu zorunluluğu, bir parça sorumluluk hissi duyuyorsa, ivedilikle yerine getirmelidir.