Sadi Seda yazdı
Büyükşehir ve Tepebaşı Belediye Meclislerinde uzun bir süredir AK Partili Belediye Meclis Üyeleri, belediye başkanları tarafından meclis gündemine getirilen konuları teker teker ret ediyorlar.
Ne yapmak istediklerini ne ben ne de Eskişehirliler anlamış değiliz.
Büyükşehir Belediye Başkanı, meclis gündem maddesine 60 otobüs alımını koyduruyor.
Bu madde görüşülmeye başlandığında da, AK Partili Belediye Meclis üyeleri 60 olan sayıyı 100’e çıkarıyorlar.
“60 yetmez 100” olsun diyerek.
Sayıyı yükseltirken de şu şartı da koyuyorlar.
“İlçelere de her gün gidip gelecek seferler konulsun”.
El insaf…
Eskişehir’den Ankara sınırının dibinde bulunan Günyüzü ile Eskişehir’in en uzak ilçeleri olan Mihalıççık, Çifteler’e otobüs kalkacak.
Bu otobüs kaç kişiyle hareket edecek?
Dönerken kaç yolcu getirecek?
Diyelim ilçeye giderken tam dolu gitti.
Dönüşte boş gelmesi halinde yaktığı mazota yazık değil mi?
Eskişehir’den ilçelere her gün yıllardır gidip gelen, kimisi ilçe belediyelerine ait kimisi ise özel otobüs ve midibüsler var.
Baktığımızda kimi zaman bunlar bile tam dolmuyor.
Bu otobüs veya midibüsler varken, onların arasına Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin otobüslerini sokmak doğru mu?
“Efendim ilçe belediye başkanlarına da birer otobüs verin, onlar her gün ilçe içerisinde hizmet versinler” diyorlar.
İhtiyaç var ise bir tek Çifteler İlçesinde olabilir.
Diğer ilçeler küçük.
İnsanlar ikamet ettikleri mahalleden en uzak mahalledeki akrabasına, tanıdığına misafirliğe gidecek olsa yürüme süresi 10 dakika ya sürer ya sürmez.
Her gün insanlar 10 dakikalık mesafeye otobüs ile gitsin diye bir ilçeye otobüs bağlamak doğru mu?
-“İlçelerden Köylere gitsin” diyenler var.
-Hangi ilçeden hangi köye kaç kişi gidip gelecek?
Eskişehir’de mahallelerde otobüs ihtiyacı varken.
Kaldı ki bu otobüslere günde kaç kişi binecek.
Kendimin ikamet ettiğim Yenikent Mahallesinden örnek vereyim.
2, 8, 32, 34, 37, 63’nolu otobüsler hizmet veriyor.
Bu otobüsler her seferinde dolu gidiyor, dönüyor.
Bu mahallenin insanları kalabalık nedeniyle otobüslere binemezken, bütün gün bir otobüs dolusu insan taşısın diye bir ilçeye mi otobüs vermek mi, yoksa her seferi dolu gidip dolu giden şehirdeki mahallelere takviye yapmak mı doğru?
Bence AK Partili Belediye Meclis Üyeleri de ilçelerin yolcu yoğunluğunu biliyorlar.
Zaten 12 ilçenin 10’u AK Parti’den seçilmiş belediye başkanı. Bu başkanlar da büyükşehir belediye meclis üyesi.
Kendileri de biliyor otobüse ihtiyaçları olmadıklarını.
Ancak yorgunu yokuşa sürmek istiyorlar.
“İnsanlar ite kakışa tramvaylara veya otobüslere binsin. Çektikleri bu eziyetin faturasını da Büyükşehir Belediyesine kessinler” diye düşünüyorlar.
Ama vatandaş AK Partili Belediye Meclis Üyelerinin düşündükleri gibi düşünmüyor.
AK Parti’nin engellemesinden dolayı sıkıntı çekmek zorunda kaldıklarını söylüyorlar.
Oysaki Yılmaz Büyükerşen’in gündeme getirdiği 60 otobüs dahi alınmış olsa, insanların tramvaylara sıkış tepiş binmelerine gerek kalmayacak.
Gelelim Tepebaşına.
Tepebaşı Belediyesine ait arazi üzerine Şarhöyük Mahallesinde yapılacak benzin istasyonu konusu.
Belediye bu benzin istasyonunu birilerine peşkeş çekmiyor.
Muhtemelen ihale açacak.
Şeffaf ihale sonunda bir işletmecide kalacak.
Bu işletmeci her ay belediyeye işletme kirası verecek.
Belediye bir gelir elde edecek.
Ama AK Partililer buna da karşı çıkıyorlar.
Ben buradan Eskişehir Milletvekili ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı başta olmak üzere Milletvekilleri Emine Nur Günay ve Harun Karacan’a sesleniyorum.
Bu meclis üyelerinizi toplayıp, “Şehrin ve milletin, belediyelerin menfaatlerine olacak, kanun ve nizama uyan konulara karşı çıkmayın. Halkla partiyi karşı karşıya getirmeyin” demenizi bekliyorum.
Yoksa bu meclis üyeleri “karşıyız abi karşıyız” tutumlarını sürdürmeye devam ederlerse, çok samimi olarak ifade ediyorum, bundan AK Parti yapılacak olan ilk seçimde zarar görür.
*-*******
“Bana proje ile gelin”
AK Parti Eskişehir Milletvekili, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Ekonomi Başdanışmanı Emine Nur Günay, önceki gün yaptığı basın toplantısında AK Partili Belediye Başkanlarına seslenerek,”Bana proje ile gelin” dedi.
Çok çalışıp ilçeleri kalkındırmak istediklerini de belirtmiş Emine Hoca.
Doğru bir düşünce…
Çevre illerin ilçeleri ile Eskişehir’in ilçeleri karşılaştırdığımızda Eskişehir’in ilçelerinin onların ne kadar gerisinde olduklarını çok net olarak görülüyor.
Bu yüzden de ilçelerde yaşayanlar, yıllardır yaşadıkları bu yerleri terk ederek daha iyi şartlar altında hizmet almak için şehre yerleşiyor.
Giderek ilçelerde yaşayan nüfus sayısı düşüyor.
Sadece yaşları 50 ile 60’ları geçen insanlar alıştıkları yörelerini terk edemiyorlar.
Çocukları, torunları şehirde yaşamayı, eğitimi şehirde yapmayı, çalışacaksa şehirde bir iş bulup çalışmayı tercih ediyor.
Kırsaldan şehre göç hızla sürüyor.
AK Parti Milletvekili Emine Nur Günay’ın da atalarının yaşadığı ilçe Mihalıççık.
Mihalıççık’ın nasıl erdiğini belki de en iyi bilenlerden.
Bu nedenle ilçelerin ayağa kalkması, gelişmesi, kalkınması, çekiciliğini artırmak için düğmeye basmış.
Belediye Başkanlarına seslenerek,”inanarak çalışırsak başarılı olacağımıza eminim. İlçe başkanlarımız kendi bölgelerinden bir ürün düşünsün. Her ilçeden bir marka yaratalım. Bana fikirle gelindiğinde takipçisi olacağıma söz veriyorum. Her ilçeden proje bekliyorum” çağrısında bulundu.
Atılan güzel bir adım.
Bu çağrı üzerine ilçe başkanları kendi markalarını yaratmak adına bugünden itibaren kolları sıvayarak çalışmaya başlamalılar.
Zaman dediğin çabuk gelip geçiyor.
Üç yıl sonra ilçe halkının karşısına çıktıklarında da “kendi markamızı yarattık. İlçemizin kalkınması için adımı attık. Bundan sonra artık sırtımız kolay kolay bir daha yere gelmez” diyebilen bakalım kaç belediye başkanı çıkacak.
Emine Hoca’nın attığı adıma bakalım kaç ile başkanı karşılık verebilecek?
*-******
Yolcuları azarlayan şoför!
Dün apartman komşum telefon etti.
Asri Mezarlıkta mezarı bulunan bir yakınını ziyarete gitmiş.
Duasını edip, mezarı suladıktan sonra mezarlıkta bekleyen plakasının son dört rakamı 2606 olan belediye otobüsüne binmiş.
Otobüsün içerisinde yaşlı, yürüme zorluğu çeken insanlarda varmış.
Mezarlıktan kalkan otobüsün ilk yolcu indirme-alma durağı Yenikent Mahallesi’nin girişi olan Sinan Alaağaç Caddesinin başı.
Bu durağa yaklaşırken otobüsün içerisindeki yaşlı yolcu,”şoför kardeşim. Durakta ineceğim” diye seslenmiş.
“Dur” düğmesine basmadığı için yaşlı adamın sesle “durakta ineceğim” demesine kulak asmayarak durakta durmayarak devam etmiş.
Bir sonraki durakta inecekler de,”dur” düğmesine basmışlar.
Ancak otobüs şoförü “dur” ışığına da aldırış etmeden durağı geçmiş.
Yolcular “şoför bey düğmeye basmamıza rağmen durakta durmadınız” diye tepki gösterince,”zamanında basmadınız. Durağa geldiğimde lamba yandı. Bende bir sonraki durakta inecekler diye durmadım” diyerek yolcuları adeta azarlamış.
Büyükşehir Belediyesinin yetkililerinin dikkatine…
*-*******
AK Partili Belediye Meclis üyelerinin bu davranışları bana 33 yıl önce Rahmetli Anavatan Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Turgut Özal ile Halkçı Parti Genel Başkanı Necdet Calp Arasında 2. Bogaz Köprüsünün satışı ile ilgili olarak geçen şu diyalogu hatırlattı.
İşte o ünlü diyaloglar:
Özal: Satarız hem de çok iyi satarız, alan da çıkar.
Calp: Satamazsınız beyefendi.
Özal: Satarız gayet rahat satarız.
Calp: Lafla satarsınız.
Özal: Gelirini satıyoruz sonuçta.
Calp: Kaç yıllık geliri satıyorsunuz ila nihaiye mi.
Özal: O fiyata.
Calp: Güldürmeyin.
1983 seçimleri öncesinde ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Turgut Özal katıldığı TV programında sunucusunun,"vaatlerinizi nasıl hangi kaynakla gerçekleştireceksiniz" sorusuna verilen "İstanbul Boğaz Köprüsü'nü satacağım" cevabı fitili ateşlemişti.
Calp ise bu yaklaşıma "Hayır efendim devletin milletin malını satamazsınız" diyerek tansiyonu yüksek sesle cevap vermişti.
Yani köprünün satışı inada binmişti.
Sonuçta köprünün geliri satıldı.
Ne oldu?
Devlet bundan zarar mı gördü?
Hayır.
Tam aksine arttı.