24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin yorum yapan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ne diyordu? “AK Parti’nin Odunpazarı’ndaki en iyi adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın aldığı oy, 114 bin 679” diyordu. Başka ne diyordu? “CHP’nin adayı Muharrem İnce, Odunpazarı’nda Recep Tayyip Erdoğan’ı geçerek, 115 bin 93 oy aldı” diyordu. 31 Mart yerel seçimlerinde, Volkan Doğan’ın Odunpazarı’nda aldığı oy, 113 bin 139’da kaldı. Yani Erdoğan’dan düşük oy aldı. Kazım Kurt ise 120 bin 279 oy alarak Muharrem İnce’nin oyunu geçti. Peki, bu ne demek oluyor? Kazım Kurt, Muharrem İnce’den daha iyi aday. Volkan Doğan ise, Recep Tayyip Erdoğan’dan daha iyi bir aday değil.
Halkın canına tak etti
Şüphesiz, bu seçimin sonuçlarını etkileyen en büyük neden, ekonomik koşullar oldu. İşsizlik, sigortasız çalışma, düşük maaş; buna rağmen alım gücünün bir hayli azalması, halkın belini büktü. Batanlar mı dersin, çocuğunu okula gönderemeyenler mi dersin, evine ekmek dahi götüremeyip intihar edenler mi dersin; öyle zor koşullarla mücadele ediyor ki halk, artık canına tak etti ve bununla beraber yoksulluğun nedeni olarak gördüğü AK Parti’yi, bir anlamda yurt genelinde ağır biri biçimde uyardı.
Fırsat
Yurt genelinde demokrasi güçlerinin lehine sonuçlanan yerel seçimler, büyük bir fırsat. Özellikle CHP, bu fırsatı iyi değerlendirmeli ve Anadolu coğrafyası için uygun olmayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemden vazgeçilmesini sağlayarak, parlamenter demokratik sisteme tekrar kavuşmamız için demokratik bir biçimde mücadele vermeli.
AK Parti artık uyarılmayacak!
7 Haziran 2015 tarihinde yapılan genel seçimi hatırlıyorsunuzdur. Halkın iradesi, AK Parti’ye tek başına iktidar olma yetkisi vermedi. Halkın bu tavrı, AK Parti’ye ciddi bir uyarı niteliği taşıyordu. Bununla beraber hükümet kurulamadı, ülkemizde kabul edilemez yapay ancak bedeli ağır olan bir kaos ortamı oluşturuldu ve erken seçime gidildi. 1 Kasım 2015’te yapılan yerel seçimlerde, AK Parti, bir dönem daha, tek başına iktidar olma yetkisini aldı. O günden bu güne kadar 4 yıl geçti ve yine pek çok seçim yapıldı. Yurttaşlarımız, bu seçimlerden artık yoruldu, sıkıldı, bunaldı… Üstüne ekonomik koşullar eklenince, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde AK Parti bir uyarı daha aldı ve yurt genelinde en önemli merkezleri kaybetti. Yani… Yurttaşlarımız bir kere uyardı, AK Parti dinlemedi. Şimdi, ikinci kez uyardı. Eğer bu sefer de dinlemeyip, halka rağmen politika üretirse, üçüncü de iktidardan düşmeleri işten bile değil. Çünkü üçüncü yanlışta, uyarılmayacaklar, direkt cezalandırılacaklar!
43 bin kişi protesto etti!
24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde, Odunpazarı’ndaki seçmenlerin sandığa gitme oranı, yüzde 88’di. 31 Mart yerel seçimlerinde ise Odunpazarı’ndaki seçmenlerin sandığa gitme oranı düştü ve yüzde 85,5’te kaldı; geçerli oy oranı ise yüzde 83,6 oldu. Daha net bir ifadeyle söylemek gerekirse, aşağı yukarı 43 bin seçmen, Odunpazarı’nda oy kullanmaya gitmedi! İşte, sandığa gitmeyen 43 bin seçmenin, ağırlıklı olarak MHP’li seçmen olduğu görüşü var. Bu da şunu gösteriyor: MHP’li seçmen, AK Parti ile ittifakı içine sindirememiş! Tabi, unutmadan şunu da söylemek istiyorum: Önceden AK Parti’ye oy veren muhafazakar yurttaşlarımız içerisinden de, sandığa gitmeyen azımsanamayacak bir kitle olduğunu ifade ediliyor.
Sakallı’nın memleketi…
Dikkat çeken ilçelerden bir tanesi de Mihalıççık. Geçtiğimiz dönemde AK Partili bir belediye başkanı tarafından yönetilen Mihalıççık, artık DSP yönetiminde. Hem de, AK Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Burhan Sakallı’nın memleketi olan Mihalıççık, DSP yönetiminde!
Büyükerşen, Kurt ve Ataç neden kazandı?
CHP’li Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç’ın seçimi kazanma nedenlerini şöyle sıralamak istiyorum:
- Ekonomik dar boğaz.
- AK Parti içerisinde, Yılmaz Büyükerşen gibi bir lider yok; herkes lider!
- AK Parti’nin Eskişehir teşkilatı içerisindeki büyük çatlak.
- Burhan Sakallı’yı hariç tutarak söylüyorum; AK Partinin adayları agresif ve ayrıştırıcı bir tavır içerisine girdi, sıklıkla fevri davranışlar sergiledi. Bu durum, tabii ki Burhan Sakallı’yı da olumsuz anlamda etkiledi.
- AK Parti Tepebaşı Belediye Başkan Adayı Hasan Tuç’un işi gücü, Yılmaz Büyükerşen’di.
- Burhan Sakallı, daha yolun başında, ‘projem yok’ diyerek Yılmaz Büyükerşen’e meydan okudu.
- AK Parti Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Volkan Doğan’a, AK Parti içerisindeki etkili ve yetkili isimlerin sert muhalefeti söz konusuydu.
- Eskişehir’e, AK Parti hükümeti tarafından kurulması planlanan kömürlü termik santral meselesi.
- Büyükerşen, Kurt ve Ataç; 2014-2019 yılları arasında çok çalıştı, çok yoruldu, hizmet üretti ve Eskişehirlilerin takdirini kazandı.
:)
Vallahi bu bölümü yazarken, bir taraftan gülüyorum… Niye? İYİ Parti Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Salih Karabacak’ı yazacağım da, ondan. Bakın, ne diyordu Karabacak? Yüzde 30’u aştık, yüzde 41’le seçimi alacağız, diyordu. Israrla diyordu, inatla diyordu, bağıra bağıra diyordu… Peki, günün sonunda ne oldu. Aldı mı yüzde 3,8? Te Allah’ım yaaa! Attıkları taş, ürküttükleri kurbağaya değmedi iyi mi? Gerçi ürken de yoktu da…
Büyük Eskişehirspor taraftarı!
Her seçim döneminde, “Eskişehirspor seçimi şöyle etkiler, böyle etkiler, şuna kaybettirir, buna kazandırır” şeklinde yorumlar yapılır durur. Ancak görülüyor ki, Eskişehirspor, daha doğru bir ifadeyle Eskişehirspor yönetimlerinin, seçimlere ilişkin hiçbir belirleyici etkisi yok! Niye? Sadece geçtiğimiz Pazar günü yapılan seçimleri örnek vermek istiyorum… Eskişehirspor yönetimi ne yaptı? AK Parti’ye yanaştı. AK Parti ne yaptı? Eskişehirspor yönetimine yanaştı. Yani kulüp yönetimi, bir anlamda siyasallaştı. Peki, bu tablo karşısında taraftar ne yaptı? Kulüplerinin siyasallaşmasından rahatsız oldu; gitti, demokratik bir biçimde sandıkta ders verdi!
Teşekkür mevzusu…
Dün, AK Parti teşkilatı, geniş kapsamlı bir basın toplantısı düzenleyerek seçim sürecini değerlendirdi. AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, konuşma yaptığı sırada, partisinin önde gelen isimleri ve yetkili organlarına tek tek teşekkür etti. Ancak bir kişiye teşekkür etmedi gibi geldi bana. Kim o? AK Parti MKYK Üyesi ve Eskişehir Milletvekili Harun Karacan, Avcı’nın teşekküründen nasibini almadı. Zira Karacan, basın toplantısında da yoktu!
Demek ki çalınmıyormuş
Her başarısızlık sonrasında muhalefet partileri ne diyordu? Oylarımız çalındı, filan… Biz de buna karşılık şunu söylüyorduk: Yok öyle bir şey, başarısızlık var! Ancak bu seçimde başarı var… Demek ki neymiş? Oylar çalınmıyormuş, değil mi? O halde, artık bahanelere sığınmamak, seçmeni kandırmaya kalkışmamak ve daha güçlü örgütlenerek çalışmak lazım.