Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’la görüştüm.
Şu meseleler üzerine konuştuk.
Şehri Derya Parkı…
Küçük Sanayi Sitesi…
Kazım Kurt’un, AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Ali Acar ziyareti sonrası yaşanan tartışmalar…
*
Şimdi, ben soracağım, Kazım Kurt cevaplayacak.
*
Başlayalım…
*
Ali Acar bir açıklamasında, “Odunpazarı Belediyesi bize samimi fikrini beyan eder, Şehri Derya ile ilgili nasıl çalışma yapacağını, neler yapacağını belirtir, biz bunu değerlendirme noktasında ilgili mercilere iletiriz. Vatandaşın kazancının olacağı noktada biz üzerimize düşeni yaparız. Bunu, Kazım Bey partimize geldiğinde de söyledim. Ama sadece ‘bana verilsin’ demekle olmuyor bu iş” şekliden konuşmuştu. Peki, siz, Şehri Derya’yı geri alabilmek için bir dosya hazırlayıp Ali Acar’dan yardım isteyecek misiniz?
DEVLETİN İŞİNE PARTİYİ KARIŞTIRMAM
K. KURT: Devletin işleyişi içerisinde, kamu kurumları arasındaki ilişkinin siyasi parti ilçe başkanı üzerinden yürütülmesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Hukuk devletinde, partiler sadece politika yapar. DSİ’nin belediyeyle olan işlerinde, belediyenin de DSİ’yle olan işlerinde, siyasi parti ilçe başkanlarının hiçbir görevi yoktur. Siyasi parti ilçe başkanları sorumluluk sahibiyse, yanlışı düzelttirir. Yani ilgili kamu kurumunu, parti politikaları doğrultusunda uyarır sadece. Yoksa biz, AKP İlçe Başkanlığını böyle bir makam olarak görmüyoruz. Yani, ‘karayollarında şöyle bir iş yapacağız bunu siz çözün’ diye oraya dilekçe verilmez. Oraya dosya verilmez. Zaten parti devleti noktasına gelen AKP’nin, artık bu alışkanlığından vazgeçmesi lazım. Ortada bir yanlış varsa, bu yanlış giderilmeli. Bu yönetim anlayışının yanlışıdır. Siyasi sorumlusu da AKP’dir. Biz kamu kurumu olarak partiyle muhatap olmayız. Partiyle ancak bizim ilçe başkanımız muhatap olur. Ben onu devletin ve belediyelerin işlerine karıştırmam.
Peki, DSİ, Şehri Derya Parkını iyi işletebildi mi ve siz o parkın geri verilmesini istiyor musunuz?
BÜROKRATLARA BASKI YAPMAYIN
K. KURT: Yani DSİ… Hadi bizden daha iyi yapsınlar… Yapamıyorlarsa, yapamadıkları görülmeli, tescil edilmeli. Halkımız da bunu gördüğü için, zaten 31 Mart seçimlerinde gereken tavrı koydu. Biz, elimizdeki dar ve küçük imkanlarla yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. E, bunu DSİ yapamadı, Orman Müdürlüğü de yapamıyor bir sürü işi. Karayolları da yapamıyor bir sürü işi. Bundan sonra verirlerse biz yaparız. Hatta ben, DSİ’ye bir yazı da yazdım bu konuda; ‘yapamıyorsanız verin’ diye. Vermediler, vermedilerse kendileri bilirler. Yani burada AKP ilçe başkanının fonksiyonu ne? Öyle bir şey yok. Engellemeyecekler, karışmayacaklar, ilgili kamu kurumundaki bürokrata baskı yapmayacaklar, ancak bu şekilde görevlerini yapmış olurlar.
Yine Ali Acar’ın bir ifadesini hatırlatmak istiyorum. Diyor ki Acar: “Kazım Bey’in yapamadığı projeyi, biz AK Parti iktidarı olarak çok güzel yaparız. Hiç endişeniz olmasın. Kesinlikle biz gerekeni yaparız. Çok rahat yaparız. Uzlaşma ortamı olmazsa ve Kazım Kurt yapmaktan vazgeçerse yaparız biz.” Bu ifadeler, Küçük Sanayi Sitesi’ne ilişkin. Bu noktada, Odunpazarı Belediyesi’nin pozisyonu ne?
KENTSEL YÖNETİM MANTIĞI İFLAS ETTİ
K. KURT: Bir kere, AKP’li parti yöneticilerindeki bu huyun değişmesi gerekir. Sanayi Çarşısında şu anda yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndadır. Yani, ‘Kazım Kurt yapamıyorsa bize ver biz yaparız’ filan, böyle bir şey yok. Şimdi bakanlık, şu anda, Gündoğdu’da 2012’den bu yana, Sanayi Çarşısında da 2016’dan bu yana tek yetkilidir; ya yapacaktır, ya yetkisini birine devredecektir. Yani, Sanayi Çarşısında yetkiyi Odunpazarı Belediyesine verirlerse, ben yaparım. Ama şu anda benim vazgeçtim deme pozisyonum yok, çünkü benim elimden yetkiyi aldı; ‘sen yapma ben yapacağım’ dedi. Dolayısıyla da yapacak. Yapamıyorsa da bize verecek, bunun başka çaresi yok. Hem yapmaz hem de bize vermezse, o zaman bu, Eskişehirlilere bir işkencedir. İflas etmiş bir kentsel yönetim mantığının sonucudur. Rantla bu işleri değerlendirmeye çalışmanın en büyük zararı halkımızadır.
31 Mart yerel seçimlerinin üzerinden bir süre geçtikten sonra, AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Ali Acar’ı ziyaret ettiniz. Bu ziyaret sonrasında ortalık karıştı. Bazı AK Partililer, “Kazım Kurt AK Parti’ye giremez” diyerek hem sizi, hem de ziyaret ettiğiniz Ali Acar’ı hedef gösterdi. Bu noktada önde gelen isim ise Sosyete lakaplı Gökhan Yıldırım’dı. Tüm bu yaşananlar karşısında ne söylemek istersiniz?
BEN ÜZÜLDÜM…
K. KURT: Bizim ilçemizde göreve yeni başlayan bir siyasi partinin ilçe başkanına hayırlı olsun ziyaretine gittim. Bu iyi niyetle düzenlenmiş, uygar insanların, politikayı yumuşatmak isteyen insanların çok doğal karşıladığı ve olması gereken bir olay. Ama ne yazık ki o olaydan sonra, sosyal medyada öyle paylaşımlar yapıldı, öyle tartışmalar oldu ki, ben üzüldüm. Birbirleriyle olan sıkıntılarını bizim sırtımızdan gidermeye çalıştılar. Bunun doğru olmadığını düşünüyorum. Bizimki uygar ve demokrat bir tavırdır. Ama o sosyal medyadaki mesajların çok da uygar olduğunu düşünmüyorum. Özellikle parti içi çekişmelerde bizi alet olarak kullanmaya kalkmaları doğru bir şey değildir.
Peki, madem iyi niyetli bir ziyaretti, niçin bu ziyareti kamuoyuyla paylaşmayı tercih etmediniz?
BİZE NEZAKETLİ DAVRANILMADI
K. KURT: Böyle bir durumu görünce biz hiç gündeme getirmedik. Bir yere ziyarete gitmiş iseniz, o ziyaretin ev sahibinin inisiyatifine göre gelişmesi gerekir. Ev sahibimiz sosyal medyadan paylaşmadan biz paylaşamazdık. Ev sahibimiz sosyal medyadan paylaştıktan sonra, o tartışmaları görünce de, biz paylaşmaktan vazgeçtik. Dolayısıyla bu işler karşılıklı iyi niyet ve nezaket kurallarına göre işler. Bize karşı orada nezaketli davranılmadığını gördük ve o nedenle paylaşmadık ve tartışmadık. AKP ilçe başkanı benim hem meslektaşım, hem eğer uygun ortam olursa Odunpazarı’nda birlikte iş yapabileceğimiz, iş yapabilmeyi düşündüğümüz bir muhalefet partisinin başkanı. Dolayısıyla bizim, onu ziyaretimiz kadar doğal bir şey yoktur. Ama bunu içine sindiremezlerse, biz de bundan sonraki adımlarımızı ona göre atarız.
Öyleyse, böyle bir ortamda, insanlar birbirleriyle nasıl iletişim kuracaklar? Nasıl ortak paydada buluşacaklar?
YANDAŞLAR VE ÇELİŞKİ…
K. KURT: İnsanların diyalog kurması gerekir. Yani şu anda ülkeyi yönetenler, Eskişehir’i yönettiğini zannedenler, birbirleriyle iyi ilişki kuramazsa, çözüm üretemezler. Ama onların tabanındaki insanlar da buna tahammül edemezse, gerçekten zordur bu iş. Ben ziyaretle ilgili, AKP ilçe başkanına tekrar teşekkür ediyorum. Ama bizim sırtımızdan da ilçe başkanına saldırılmasının doğru bir şey olmadığını düşünüyorum. Kendisi de bize ziyarete gelirse, başımızın üstünde yeri var. Bakın… Odunpazarı İlçe Başkanı (Volkan Doğan) istifa etti, Odunpazarı Belediye Başkan Adayı oldu. Ve beni ziyarete geldi, ben gayet uygar ve çağdaş bir biçimde kabul ettim. Elimde bulunan bazı dokümanları kendisine verdim, doğru bilgilendirmek açısından. Bu doğal bir iştir, uygar bir iştir. Şimdi o arkadaşın (Volkan Doğan) yandaşları, Ali Bey’e, niçin böyle bir ziyareti kabul ettin diye saldırıyor. Bu da ayrı bir çelişkidir. Demokrasi hazım meselesidir, hoşgörü meselesidir, olgunluk meselesidir, birbirine tahammül meselesidir. Eğer buna tahammül edemeyeceksen, istediğin kadar kitabi laflar et, bu olmaz. Ben bu işlerin hazmedilmemesi halinde sonunun felaket olacağını düşünüyorum.
DKC nin sözlerinin büyük bir bölümüne katıldığımı belirteyim. Ancak bir hususa da açıklık getireyim. TCDD , her hangi bir yerde bir GAR tesisleri projelendirdiği zaman , projede oto park alanlarının ayrılması ve yapılması zorunluluğu vardır. Bu böyle. Eskişehir gar binası ve otopark alanları da dahil, TCDD nin mülkiyetindedir. Dolaysiyle Belediyenin otopark alanları üzerinde bir tasarrufu ve yetkisi yoktur. Sorumluluk ve yetki TCDD e aittir. Örnek, yer altına alınan hat güzergahının üstünde kalan alanlar. Dikkat ettiyseniz demiryolları, mülkiyetindeki o alanları ihale yoluyla bir şirkete asfaltını yaptırmıştır. Kamuya açık yoları ise (Ambarlar sok.) belediye düzenliyerek asfaltını yapmıştır. Bu Ankara 'da ,İstanbul'da ,Polatlı'da , hava alanları gibi her yerde yetki ve sorumluluk böyledir. Yazarken, hataya düşmemek için kamu işleyişini mevzuatını iyi bilmek gerekiyor.
Saygı çerçevesinde hatırlatmış olduğunuz bilgilere,bir eskişehirli olarak teşekkür ederim.Benim burada eleştirdiğim şey;demiryollarının yer altına alındıktan sonra,bölgede'ki yetki tasarrufu belediyede olabilecek şansa sahipken bunun inadına bir takım hukuki süreç ile tcdd'ye verilmesinedir(bakınız; hat boyu).Bilakis,bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamaya özen gösteririm...
Karayolları,devlet su işleri,orman genel müdürlüğü,devlet demir yolları ve diğer devlet kurumlarının sadece adı var.Bu kurumları hem işlevsiz hale getirdiler,hemde malum partinin borazanı hale getirdiler.Bu kurumların bazısı,tamamen malum parti teşkilatı gibi davranıyor.Durum sandığımızdan vahim,hatta öyle ki; Sırf chp'li belediyeye iş yaptırmamak için,yılların tcdd'sine park yaptırdılar.Ne alaka öyle değil mi? İşte birileri tarafsız olması ve her vatandaşa eşit davranması gereken kurumları kendi oyuncağına çevirdi,daha kötüsü bu kurumları siyasete alet ettiler.Peki ne için?,siyasi beceriksizliklerini örtbas etmek ve aynı zamanda propoganda çalışması için,bunu yapanlara yazıklar olsun...