Özellikle yıllanmış ağaçların yeşil yaprakları üzerinde "yeşil bitler" vardır...
Bunlar yaprağın öz suyunu emerler ama, başka böceklerin gözleri de onlardadır...
Ne yapsın bitler?
Kendilerine koruyucu olarak "karıncaları" seçerler...
Karıncalara ''şekerli su” verirler...
Böylece karıncalar...
"Yeşil bitlerin muhafız alayı olurlar!"
Kış yaklaşırken, "şekerli suyu" yuvalarına bile taşırlar...
İnsanların inekleri, koyunları sağarak koruduğu gibi, mutlu yaşam sürerler...
"Karıncalarla yeşil bitler!"
………..
Bu masalımsı, ama gerçek öyküyü sanatçı dostunuz "Erol Şaykol"dan dinledik...
Şinasi Kula'nın Büyükerşen'le yaptığı son "Sabah Kahvesi" programının çok konuşulacağını söylemiştik ya...
Bu öykü de ona yakışıyor...
Ne demişti Yılmaz Hoca?
"Kimi sivrilttiysem, ucu bir gün bana dokunuyor!.."
"Zaman tüneli" olsa da içine girip görebilsek...
“Kimler için söyledi acaba?”
………
Rektördü...
Bir konuyu görüşmek için yanına gitmiştik...
Kapıdan girerken boğazımıza yapışmıştı!
Kravatı çekip düzelttikten sonra da fırçasını çekti;
"Şu iki yakan ne zaman biraraya gelecek?"
Görüyorsunuz..
"Bize de törpü!"
……….
Hani Hürriyet bir gün Büyükerşen'e "karınca" yakıştırması yapmıştı ya...
"Yeşil bitler kimlerdi?"
Şeker suyu verip de, kendilerini koruma altına alanlar?
Acaba bu işte, kim kazançlı oluyor?
"Karınca mı, yeşil bitler mi?"
Gün gelince..
"Şeker suyuna biber katanlar!"
Bazen zehir gibi acılı olsada da…
"Karınca yutar mı?"
Zizek’ten Nükteler...
Berlin Duvarı'nın yıkılış yıldönümü ile ilgili değil, sadece bir fıkradır...
"Slavoj Zizek"in oluşturduğu "Zizek'ten Nükteler" adlı kitaptan:
"Jaruzelski" Polonya'sında üretilmiş, ancak anlamı ülkeden ülkeye değişmiştir...
Gece sokağa çıkma yasağı konulmuş. Saat 10'dan sonra dışarı çıkmak yasak. Devriye gezen
iki asker saat 10’a 10 kala sokakta yalnız yürüyen birini görür. Askerlerden biri silahını doğrultur ve tetiği çekerek adamı vurur. Öteki bunu neden yaptığını sorunca da yanıtlar:
"Ben bu adamı tanıyorum. Buradan çok uzakta oturuyor. On dakikada evine zaten varamazdı. Ben de işi uzatmadan şimdi vurdum..."
Çetin Altan'dan
"Bernard Shaw" sağ olsa da magazinlerde çıkan bazı çıplak hanım resimlerini görse şöyle derdi:
"Herhalde Türk parasıyla piyasasının durumundan etkileniyorlar. Bir yandan değerleri düşerken, bir yandan da fiyatları artıyor..."
Çarşı gurubu ve Deniz Gezmiş
"Abim Deniz" adlı kitabı henüz almadık ama, "Hamdi Gezmiş"in anılarını Cumhuriyet'te okuyoruz... Hamdi Bey anlatmış, Can Dündar kaleme almış...
Gerçekten de hiç yayınlanmamış mektup ve fotoğraflarıyla dile getiriliyor "Deniz Gezmiş..."
Cezaevindeyken evlerine iki sivil gelmiş Gezmiş'lere...
"Deniz'i İsviçre'ye gönderelim, tüm masraflarına da devlet karşılayacak" demişler...
Baba Gezmiş, hemen anlamış durumu ve "Ben yurtdışında okumasını isterim ama" demiş:
"Deniz kabul eder mi?"
Etmemiş tabii...
Bu arada Bursa cezaevinden yolladığı bir mektupta İngilizce makale tercüme ettiğini de yazmış Deniz...
Merak ettiğimiz bir başka konu!
Futbola çok meraklıymış "Deniz Gezmiş", hatta Ali Sami Yen Stadı'nın açılışındaki kazadan şişman bir adamın üzerine düşerek kurtulmuş...
Ve de evet...
"Beşiktaşlı imiş..."
Düşünüyoruz da...
"Çarşı Grubu"nun bu kadar ünlenişinde de temel payı vardır herhalde...
"Gezi Olayları"na da damgasını vuran Çarşı Grubu'nun bazı üyelerine açılan davaları biliyorsunuz...
0 günlerde Şırnak Milletvekili "Hasip Kaplan"ın şu sözlerini unutamayız:
“Eğer Meclis'teki muhalefet partileri Beşiktaş'ın Çarşı Grubu kadar muhalefet yapabilseydi, AKP 10 yıldır iktidar olamazdı..."
Kim olduğumu biliyor musun?
Pazar günü kiliseye yığılan kasaba halkı tam dualara başlayacakken mihrapta birden "şeytan" görünür... Herkes dehşet içinde kapıya hücum eder...
Beş dakika içinde arka sıralardan birinde oturan yaşlı bir adam hariç kilisede kimse kalmaz...
Şeytan, kafasını kaldırır ve yaslı adamı görür. Onun niye kaçmadığını merak edip sorar:
"Sen benim kim olduğumu biliyor musun?"
-Evet efendim biliyorum...
"Herkes kaçtı. Sen neden hâlâ buradasın o zaman? Yoksa benden korkmuyor musun?"
"Hayır efendim korkmuyorum" der yaşlı adam:
"Ben 50 yıldır kız kardeşinizle evliyim..."
Neden erken geldin?
Eve erken dönen adam karısını başkasıyla aynı yatakta görünce donup kalmış. Kadın
öfkelenmiş:
"Neden erken geldin?"
Adam, "Senin yatakta başkasıyla ne işin var?" deyince, daha baskın çıkmış kadın:
"Önce ben sordum, cevap ver ve saptırma!"
Nazım Hikmet’ten vatan
"Emekçi" gördü mü "kırmızı" gören boğalar gibi saldıran zihniyete "Nazım Hikmet’in çıkardığı bir kimlik kartı vardır:
"Bursa'da havlucu Recebe, Karabük fabrikasında tesviyeci Hasana düşman, Fakirköyde Hatçe kadına Irgat Süleyman'a düşman. Vatan ki bu insanların evidir, sevgilim onlar vatana düşman...”
Günün Şiiri
Aldım ak kağıdı elime
Güzelliğini çizdim bi güzel
Baktım baktım da şöyle
Ben senden bir şey anlamadım
Kollarını uzattıkça uzattım
Çıkmadı bir türlü kağıttan dışarı
Hadi çıkardın diyeceksin O ayrı konu
Gülmesini iyi biliyorsun diyecek yok
Sevişmek senin için değil sanki
Böyle sen mi olursun B
öyle resim mi olur yani...
Halil Uysal (Yarlık-1968)
Günün Olayı
Bu sıralar ileri tarihleri hedef olarak göstermek "modayken" bir şeyden adımız kadar eminiz.
Fırsatını bulsalar "Atatürk'ün 100. ölüm yıldönümü" olan 2038'i bayrama çevirip büyük coşkuyla "kutlama" hedefini koyarlar...
Günün Biberi
Gelen not artışıyla "yatırım yapılabilir ülke" olduk.
Ancak karşılıksız çeklere, batık kredilere, kapanan şirketlere bakılırsa Vatandaş "yatırım yapabilir duruma henüz gelememiş....
Günün Sözü
Bir kez yozlaşan bir halkın tekrar erdemli olması hiç görülmemiştir...
J.J. Rousseau
Gerilim
Parti devletinin cisimlesiniz hali olan "Erdoğan"ı sarayında görmek için kuraya girilse kazanmak güç. "Yer az, talep çok!"
Özgür Mumcu
Günün Balı
CHP Genel Merkezi'nde mescit açıldı ya..
Çok şükür, CHP'iler, partilerine "fatiha" okuyacakları bir yere kavuştular...
Işık Kansu
Günün İncisi
Milli benliğini bilmeyen milletler, başka milletlere yem olurlar...
Atatürk
Özdeyiş
Dahiler, kendi kendileri ile baş başa kalmasını bilerler arasından çıkar...
Hanri Benazus
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...