Sadi Seda yazdı
Günün Sözü: Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın, tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın? Hz. Mevlana
Dedem diyor ki: Açgözlü ile dost olma. İkram bilmez, kural bilmez, doymak bilmez üzülürsün.
Hafta sonunu İzmir’de geçirdim…
İzmir askerlik yaptığım şehir…
1987-1989 yılları arasında 16 ayım geçti…
30 yıldan beri ablam, yeğenlerim İzmir’de yaşıyor…
Bu vesile ile İzmir’e son yıllarda çok gitmeye başladım…
Büyükşehirlerden en çok İzmir’i seviyorum…
İstanbul, Ankara kadar yoğun trafik yok…
Ulaşım sorunu çok fazla yaşanmıyor…
Son yıllarda yapılan metro (yer altı treni) ulaşım sorunu büyük ölçüde çözmüş…
İçi geniş ve uzunlukları Eskişehir’deki tramvaylardan nerede ise iki kat büyük olan yer altı trenleri, ulaşım sorununu çözmüş…
Benim askerlik yaptığım yıllarda şehir nüfusu bugünün yarısı kadardı…
Daha temiz ve daha düzenli görünüyordu…
Bugün ise nüfusu artan ve fiziki olarak yerleşim alanları genişleyen İzmir’de temizlik sorunu ortaya çıkmış…
Askerlik yaptığım yıllarda nereye baksam yeşil görürdüm…
Bugün yeşilden daha çok beton yığını göze çarpıyor…
Hafta sonunu İzmir’de geçirmenin nedenine gelince…
Yukarıda da bahsettim…
Ablam, eniştem iki yeğenimle birlikte 30 yıldır İzmir’de yaşıyorlar…
Eniştem vefat edince çocukları ablam büyüttü…
İki oğlundan büyüğü profesyonel olarak rehberlik yapıyor…
Küçüğü ise profesyonel paraşütçü…
Bu nedenle iki oğlu da yılın 8-9 ayı İzmir dışında olduklarından kendisi de 8-9 ay yalnız yaşamak zorunda kalıyordu…
Yalnız yaşamak ALLAH’a mahsus…
Kafa dengi bir beyefendi bulmuş, bir-iki ay görüştükten sonra evlenme teklifi almış…
Ablam da iki oğlunun olurlarını aldıktan sonra teklifi kabul etmiş…
Hafta sonu İzmir Fuar’ındaki Konak Belediyesi’ne ait Evlendirme Dairesi’nde nikâh kıyıldı…
Beni de nikâh şahidi yazdırmış…
Nikâh saatinden yaklaşık bir saat önce fuara gittik…
Kısa bir tur attık…
Çok bakımsız gördüm…
Eskişehir’deki Sazova ve Kent Parkları ile mukayese ettim…
Hafta sonları turistlerin Eskişehir’e akın akın neden geldiklerini daha iyi anladım…
Nikâha gelen davetlilerin çoğuyla ya nikâh öncesi ya da nikâhtan sonra ayaküstü sohbet ettik…
“Eskişehir’den geldim” dediğimde daha çok ilgi gösterdiler…
Eskişehir’e Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e övgüler yağdırdılar..
Övenlerin yarısından fazlası Eskişehir’e gelmiş, Odunpazarı Evlerini, Kent Parkı ve Sazova Bilim, Sanat ve Kültür Parkı’nı gezmişler…
Yarısı ise TV’lerden, Eskişehir’i tanıtan tanıtım videolarından, broşür ve kitaplardan görmüşler…
Bana sıkı sıkı tembih ettiler ve şunları özellikle söylememi rica ettiler.
Ben “gazeteciyim” deyince “o zaman yaz” dediler.
İZMİR’DEN YILMAZ HOCAYA
KUCAK DOLUSU SELAM VAR
“Sadi Bey Yılmaz Büyükerşen’e çok selam söyleyin. Eskişehir’e yaptıklarını biliyoruz. Yılmaz Hoca’dan rica ediyoruz. 2019 seçimlerinde İzmir’den Büyükşehir Belediye Başkan adayı olsun. Yüzde yüz kazanır. Bir dönem de İzmir’e hizmet etsin. Fuarın içerisini gördünüz. Kent Park ile mukayese edin. Sazova Parkını söylemiyoruz. Orası başka bir dünya olmuş. Fuar’ın içini Kent Park gibi yapsa bile yeter. Bir dönemde İzmir’i İzmir yapar Yılmaz Hoca.”
Geçen yıl açılan 84'üncü İzmir Fuarı'na Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu “Onur İl” olarak davet etmişti…
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi de Fuarın İçerisine adeta “Minyatür bir Eskişehir’ kurmuştu…
Bir günlüğüne Yılmaz Büyükerşen’in daveti üzerine İzmir’e giderek ‘Küçük Eskişehir’i’ gezme imkânımız olmuştu…
Bizimle birlikte Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’de fuardaydı…
Eskişehir standını ziyaret eden İzmirliler hayran olmuşlardı...
Bu hayranlıklarını Yılmaz Büyükerşen’in yüzüne karşı da söyleyerek, o günde; “Hocam bir dönem sizi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmanızı istiyoruz. Bir dönemde İzmir’i Eskişehir gibi yeni bir İzmir’e çevirirsiniz” demişlerdi…
Yılmaz Büyükerşen’e olan hayranlık, ilgi, alaka diğer illerde çok daha fazla ve farklı…
*-*******
Neşet Ertoy seçilmiş!
Geçtiğimiz hafta içerisinde 22 yıl Mali Müşavirler Odası Başkanlığını yapan İlker Özokcu ve hafta sonu gerçekleştirilen olağan genel kurul hakkında yazmıştım.
O yazımda İlker Özokucu’nun başarılı bir başkanlık yaptığını, odaya çok katlı içerisinde konferansların, genel kurulların yapılabildiği salonu bulunan bina kazandırdığından da bahsetmiştim.
Yazımın sonunda hafta sonu yapılacak genel kurulda, muhasebeci ve mali müşavirlik yapan dostlarla yaptığım istişareler sonunda büyük ihtimalle Neşet Ertoy’un başkan olacağını da yazmıştım…
Yazımı okuyan (ismini yazmıyorum) herhalde kendisi de Mali Müşavir olan bir okurum WhatsApp’tan şöyle yazmıştı:
“Sadi Bey Neşet Beyin başkanlığını garanti gördüğünüzü yazmışsınız. Bu kanata nereden vardınız? Oy kullanacaklarla tek tek görüştün mü? İlker Bey oda başkanlığını kanunen bırakmak zorunda kaldı. Kendisine kalsa bir dönem daha devam ederdi. Yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür ederiz. Ancak başkanı erken belirlemişsin.”
Kendisini şahsen tanımadığım için cevap yazmadım…
Sadece Neşet Ertoy’un başkan seçilme şansının yüzde 90 olarak gördüğümü tekrarladım…
Hafta sonu Eskişehir’de değildim…
Ancak seçim sonuçlarını yakından takip ettim…
İlker Özokucu ve arkadaşlarının destekledikleri Neşet Ertoy, benimde yazımda bahsettiğim gibi açık farkla seçimi kazandı…
Neşet Ertoy’un yarıştığı Eskişehir SMMM Dayanışma Grubu 529 oy alırken, diğer aday Serpil Karaer’in yarıştığı Eskişehir Çağdaş Mali Müşavirler Grubu ise 117 oy almış.
“Neşet Ertoy farklı kazanır” diye yazdığımda bana “seçim bu kadar emin olma” diyen okuruma seslenşyorum.
Neşet Ertoy’un seçimi açık fark ile kazanması, benim bir yerlerden aldığım kaynağın sağlam olduğunu göstermiyor mu?
Amacım farklı bir tartışma yaratmak değil…
Sadece istihbarat kaynaklarımın ne kadar sağlam olduğunu söylemeye çalışıyorum..
Neyse Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın yeni başkanı Neşet Ertoy ile birlikte görev yapacakları yönetim kurulu üyeleri İlhan Gülcü, Hasan Eröksüz, Seray Yıldırım ve Serpil Karaer’e de başarılar diliyorum…
Resimaltı: Muhasebeciler
*-*******
FIKRA:
Yemin
Evliliğe hazırlık aşamasındaki adam ve kadın birlikte gökyüzünü seyrediyorlardı. Kadın başını adamın göğsüne yaslamıştı. Durup dururken adam sordu:
- Bu güne kadar hayatında benden başka erkek oldu mu?
Kadın:
- Bu güne kadar hayatıma giren tek erkek sensin Orhan! Dedi.
Adam kadının saçını okşamayı aniden bırakırken, tatmin olmamış bir ses tonuyla:
- Öyle diyorsan öyledir, dedi.
Kadın durumdan rahatsın oldu... Kendini ispatlama ihtiyacı hissetti:
- İstersen yemin edebilirim!
Adam şakayla karışık sordu:
- Ne üzerine yemin edersin?
Kadın bir an boş bulundu:
- Mesela çocuklarımın!!!