İstifa

Çalışkan’ın il başkanı olarak atanmasıyla birlikte AK Parti’nin il yönetim ve il yürütme kurulu üyeleri belli oldu. Bununla beraber bazı kesimler listeye tepki gösterirken bazıları “yerinde liste” dedi. Her neyse, bu konuyu detaylı bir biçimde MIH sütunlarında işleriz. Dikkat çeken üç isim var. İl Başkanı Zihni Çalışkan, Siyasi ve Hukuk İşleri Başkanı Orhan Durmuş ve Teşkilat Başkanı Adem Kara. Bu üç isim neden dikkat çekiyor? Anlatayım… AK Parti Genel Merkezi’nin aldığı bir ilke karar var. Nedir o karar? İl yönetimine giren isimler, belediye meclis üyeliği görevinden istifa edecek! Yukarıda okuduğunuz üç ismin meclis üyesi olarak görev yaptığını düşünürsek, her üçünün de istifa etmesi bekleniyor. Ancak daha istifalarını vermediler. Hatırlayın, Serhan Arıman il yönetimindeki görevi nedeniyle Tepebaşı Belediyesi meclis üyeliğinden istifa etmişti. Şimdi yönetimde olmadığı gibi, meclis üyeliği de elinden uçtu gitti. Bekliyoruz… Söz konusu üç isim istifa edecek mi etmeyecek mi?
 
Tepki
 
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği Park Buluşmaları artık gelenekselleşti. Kent Park’ta gerçekleştirilen etkinliklere sevilen sanatçılar katılıyor, Türkiye’nin zor şartlarında birkaç saat de olsa hemşerilerimizin yüzü gülüyor. Bu yılki etkinliklere katılan isimlerden bir tanesi de pop müziğin ünlülerinden olan Özgün’dü. Eskişehir’i çok iyi bilen Özgün, birbirinden güzel şarkılarını seslendirdi. Sadece bununla da yetinmedi. Eskişehir’in çok önemli bir meselesini sahnede gündeme getirdi. Alpu Ovası’na kurulması planlanan kömürlü termik santral konusunda dedi ki: “Küçüklüğümde kömürün bu şehre nasıl zarar verdiğini biliyorum. Bu şehrin güzelliğine, havasına kıymayın. Eskişehir Kıymetlidir!” Tabi bu ifadeleri kullanırken ağzına maske takarak Eskişehir’i derdest etmeye çalışanlara tepki gösterdi. Özgün’ün bu tavrı, kendisini dinlemeye gelenler tarafından da bir hayli destek gördü. Özgün’e kentimize verdiği destek için teşekkür ediyor, cesareti nedeniyle de kutluyorum.
 
Hayal
 
İYİ Parti’nin son il kongresinde başkan adayı olan ancak kazanamayan Soner Çam ve ekibi, partiden istifa etti. İstifa etmelerinden Meral Akşener ve Koray Aydın’ın tavırlarının etkili olduğunu ifade eden Çam, İYİ Parti’nin, kağıttan bir kule partisi olduğunu iddia etti. Partinin ayaklar altına alındığını söyledi. Dahası, milletvekili listelerindeki sıralamada paranın etkili olduğunu öne sürdü. İYİ Parti’nin HDP’den daha az oy almasını da içlerine sindiremediklerini beyan etti. Açıklamanın sonlarında da Eskişehir’de 400 ile 600 arasında bir istifa gerçekleşeceğini dillendirdi. Evet… Soner Çam’ın ifadelerini özetle size aktardım. Ancak özellikle bir ifadesi dikkatimi çekti. Eskişehir’de istifa furyası gerçekleşeceği iddiası! Ben Soner Çam gibi düşünmüyorum. 400 ile 600 arasında bir üyenin istifa etmesi Eskişehir’de imkansız. Hele ki bir milletvekili mevcutken böyle bir istifa furyası hayal. En azından ben öyle düşünüyorum.
 
Atatürk Stadyumu
 
Tribünlerinde birçok anı barındıran Atatürk Stadyumu’nun yıkım çalışmaları başladı. Üzülüyoruz ancak şunu da çok iyi biliyoruz, her şeyin bir gün ömrü bitecek, geride güzel anıları kalacak. Belki bir gün birileri düşünür de Atatürk Stadyumu’nun detaylı bir belgeseli yapılır. Neyse… Stadyumumuz yıkılıyor yıkılmasına da, stadyumumuzun alanı anılarına yakışır bir biçimde değerlendirilecek. Beton olmayacak. AVM olmayacak. Kompradorların rantına açılmayacak. Trafik keşmekeşine sebebiyet vermeyecek. Yani bizi bunaltmayacak. İnsan onuruna yakışır bir “nefes alanı” oluşacak. Oraya Millet Bahçesi yapılacak. Tamamen yeşil alan olacak. Yedi yüz araçlık otoparkıyla da trafiği rahatlatacak. Stadyumumuzun santra yuvarlağı da sembolik bir şekilde aynı yerinde bırakılacak. Projenin mimarı AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı açıkladı. Üç ay içerisinde tesviyesi, yıkımı ve temizlenmesi bitecek. Sonrasında ise Millet Bahçesi’nin yapımına başlanacak. Biz de o bahçede gidip vakit geçirmek için sabırsızlanacağız…   
 
İlgi görmeyen çalıştay
 
Eskişehir’in belediyeleri; festival, çalıştay, panel, konferans ve benzeri toplumu aydınlatan işleri çok iyi biliyor. Mesela Odunpazarı Belediyesi, bu yıl dördüncüsüne imza attığı Uluslararası Seramik Pişirim Teknikleri Çalıştayı’nı tamamladı. Dün itibariyle de, çalıştayda ortaya çıkan birbirinden değerli eserler, Çağdaş Sanatlar Galerisi’nde sergilenmeye başladı. Söz konusu çalıştay, geçtiğimiz yıllarda şehrin gündeminde hak ettiği yeri buluyordu. Ancak bu yıl, kamuoyu gözünde aynı ilgiyi gördüğünü düşünmüyorum. Çünkü… 24 Haziran seçimlerini yeni atlattık ve seçimin etkileri hala devam ediyor. Çünkü… Hem iktidar hem muhalefet partisinden kaynaklanan Eskişehir’in sorunları, bugüne kadar hiç olmadığı kadar tartışılıyor. Çünkü… Yerel seçimlere çok az kaldı ve belediyelere aday olmayı düşünenler, birbirleriyle mücadele ediyor. Çünkü… Hem iktidar hem muhalefet partisinin yönetimi gözle görülür bir biçimde tartışılıyor. Çünkü… Millet ekmeğinin derdine düşmüş. Vesaire… Bu vaziyette, milletin sanat çalıştayı görecek hali mi kalır?!
 
Teşekkürler ETİ
 
Sizin de katılacağınız üzere bizim milletimizin en önemli sorunlarından bir tanesi spor yapma eksikliği. Neredeyse hepimiz hareketsiziz. Bunun üzerine dengesiz beslenme ve stres de eklenince, yaşamımız oldukça kalitesizleşiyor. Obezite oranı ise bir hayli artıyor. Bu noktada şehrimizin markası ETİ, Aktif Yaşam Derneği ile birlikte beş yıldır ciddi bir sosyal sorumluluk projesi yapıyor. ETİ Sarı Bisiklet! Araştırmalara göre Türkiye’de iki milyon atıl bisiklet var. İşte ETİ ve Aktif Yaşam Derneği, atıl bisikletleri toplayarak geri dönüşüme gönderiyor ve daha sonra bu bisikletler yeniden insanların kullanımına kazandırılıyor. Yoğun olarak ilkokul öğrencilerine hediye edilen bisikletlerle, insanların küçük yaşta spor yapma alışkanlığına sahip olmaları hedefleniyor. Söz konusu kampanya bu yıl üç ilde daha yaygınlaştırılıyor. Eskişehir, İzmir ve Konya! Yani bizim çocuklarımızın da sarı bisikleti olacak ve çocuklarımız hareketin önemi konusunda bilinçlendirilecek. Teşekkürler ETİ. Teşekkürler Aktif Yaşam Derneği.
 
Tespit
 
Dolar aldı başını gidiyor. Hükümet, çeşitli önlemler alsa da söz konusu yükseliş durdurulamıyor. Bu noktada konunun uzmanı olan AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay’ın ciddi bir tespiti var. Bir bölümünü aktarıyorum: “Nisan sonunda 125,5 milyar dolar kısa vadeli borç gerçekleşti. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku 70,7 milyar dolar, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku 54,8 milyar dolar oldu. Kısacası, kısa vadeli borç stoku, Nisan 2018’de, Ağustos 2015’te gördüğü 126,8 milyar dolar seviyesinden sonra en yüksek seviyeye yükselmiş oldu. İşte bu ortamı fırsat bilen küresel spekülatörler devreye girdi ve Türkiye’ye karşı ekonomik saldırı başladı. Nisan sonu itibarıyla kısa vadeli dış borç stokunun döviz kompozisyonuna bakıldığında, yüzde 49,9’unun dolar, yüzde 31,7’sinin avro, yüzde 15,6’sının TL ve yüzde 2,8’inin diğer döviz cinslerinden oluştuğu görülmektedir. 24 Haziran seçimlerinde dünyanın en yüksek katılım oranı ile yapılan seçimlerin birinde Cumhurbaşkanımız yüzde 50 üzerinde oranla seçildi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildi. O zaman hangi ekonomik değerlere göre dövize bu atak geliyor. Sanırım cevabı hepimiz biliyoruz... Güçlü Türkiye ve Güçlü Lider.” Yani kısacası Emine Nur Günay diyor ki: Dolar’ın yükselmesinin nedeni, AK Parti hükümetini zayıflatmak!

Fotoğrafın dili olsa



AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı: Vay be! Ne anılarım var bu stadyumda… Ekibe bir talimat vereyim de Atatürk Stadyumu’nun belgeselini yapsınlar. Tarihe not düşelim, taraftarımıza da hediye edelim.


Dünya insanları



Türkiye I Fotoğrafın sahibi Mustafa Bozdemir. 30 Ekim 1983'te Koyunören'de meydana gelen depremde, Türk annenin 5 çocuğunun ölüsünü gördüğün andaki tepkisi.


Bir tweet / Erdal Şanlı



“Ya özgürlük, hukuk, barış, umut dolu bir Türkiye isteyeceğiz ya da kişisel kaygılar için kapı kulu olacağız. Ben birincisini seçtim.”


Bir Rüya İçin Ağıt



Film, Hubert Selby’nin romanından uyarlanmıştır. Uyuşturucu bağımlısı bir genç, televizyon bağımlısı annesi ve aralarında günden güne yükselen bir uçurum... Uyuşturucu batağı içerisindeki Harry’nin hayattaki tek amacı daha fazla uyuşturucuyken; umutsuz annesini hayata bağlayan tek şey en sevdiği yarışma programıdır. Bir gün bu yarışmaya katılmaya hak kazandığında tek derdi, ödül olan kırmızı elbiseye girebilmek olacaktır. Yaşlı ve mutsuz kadın zayıflama hapları kullanmaya başlar... Bu trajik hikaye, ‘Black Swan’, ‘The Wrestler’, ‘Pi’ ve The Fountain gibi kült filmlere imza atmış Darren Aronofsky tarafından yönetilmiş; özellikle de Clint Mansell tarafından yapılan müzikleriyle hafızalara kazınmıştır.