Üye Girişi

Üye Ol

Eskişehir

Alpu

Spor

Gündem

Eskişehir Hava Durumu

Resmi İlanlar

Eskişehir Nöbetçi Eczaneler

Afyon

Bilecik

Eskişehir Gezi Rehberi

Eskişehir Parkları Eskişehir Müzeleri Eskişehir Yemekleri Eskişehir Camileri, Külliyeleri ve Anıtları Eskişehir Alışveriş Merkezleri Eskişehir Restoranları (Yeme İçme) Eskişehir Gece Hayatı

Magazin

DİĞER

Kütahya Ekonomi Eskişehir etkinlik Kültür Sanat Dünya Sağlık Teknoloji Eğitim Röportaj Biyografi Eskişehir Siyasetçileri Yaşam Ramazan

Eskişehir Videoları Foto Galeri Yazarlar Eskişehir İş İlanları Seri İlanlar İletişim

23.11.2024 - Cumartesi

Önder Baloğlu

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

Issız adam Sakallı

Önder Baloğlu yazdı

24 Ağustos 2015 00:03

Bazı insanlar vardır...
Hani topluma karşı sorumlulukları olsa da...
"Hadlerini bilirler…”
Filmin gerçek aktörü olmalarına karşın, uzaktan izlemeyi tercih ederler...
Sessiz sedasız...
"Bir ıssız adam gibi!"
……..
Eğer yerindeyse "ıssız adam” yakıştırmamız "Burhan Sakallı" içindi...
Odunpazarı Belediye Başkanı olarak ayrı bir iz bıraktı...
Örneğin..
"Bağırıp çağırdığını hiç duydunuz mu?"
Ya da..
"Ona buna çamur attığını..!"
Eğitimci olmanın özelliğini, kişisel yaşamının dışında, toplumsal işlevine de yansıtmış bir insan...
Hani şu dışarıdan getirttiği yanlış konukları olmasa, partili olmanın dışında, herkese başkanlık yapmaya çalıştı...
Yıllar geçti ama, dün gibi   anımsarız... En önde "Murat Mercan" vardı... "Büyükerşen için adliyeye yürüyen AKP’lilerin arasında bir tek Sakallı yoktu..."
……..
"Sesiz adam" dedik ya...
Telefonunu da "sessize" almış, ulaşamadık kendisine...
En azından "hatır" soracaktık...
Basın danışmanı "İsa Akgül"ü arayıp sorduk...
Ne desin Burhan Bey için: "Sessizce bekliyor..."
Yapısını iyi bilen biri olarak devam etmişti:
"Görev verilirse, neden olmasın?”
……..
Eskişehir’de 3'ü bulamayan AKP için belki bu kez ışık olabilir Sakallı...
"Sessizce ve derinden..."
En azından Eskişehirli…

Durakların üstü kapatılsın
Tramvayların geldiği günden beri sorunlarıyla da ilgilenmeye çalıştık...
"Klimalardan başladık, kapı bekçilerinden çıktık!”
Sıcaktan pişiyordu vatandaş, "klima konulsun" dedik...
Bir bayan yetkili, "İki dakikalık yol için klima mı olur?" diye yanıt verdi...
Tramvaylar saunaya dönüşünce taktılar…
Ama çalışması da vatmanlara bağlı!..
"Kapı bekçileri" sorununu hâlâ çözemedik!
Kadın-erkek farketmiyor!   Dikiliyorlar kapıya, hem binene, hem inene engel oluyorlar...
Üstelik ortalar boşken, vatandaş, binemeden tramvay hareket edip gidiyor...
Sonuncusunu da 4 yıl önce dile getirmiştik: "Bu durakları kim böyle yaptıysa 9 çocuğu olsun!"
Bu espriyle girmiştik olaya!
Takan olmadı!
“Ne güneşten korunuyor, ne de yağmurdan”
Halen öyle...
Nitekim geçtiğimiz hafta içinde "2 Eylül" gazetesi de soruna değinmiş ve başlığını atmıştı: "Tüm durakların üstü tümden kapatılsın… " Bakalım bu uyarıya ses gelecek mi? "Hani, yaz bitmeden durakların üstleri kapanacak mı? "

Muhtarın görevi
Cumhurbaşkanı geçtiğimiz hafta içinde muhtarlara görevlerini tekrar anımsattı:
-Muhtar, kendi mahallesinde, köyünde hangi evde kim oturuyor? Bunu bilmeyecek mi?" Bilecek. Bu terörist midir, değil midir? Bunu bilmez mi? Bilir. Ha bunu oradaki en yakın güvenlik gücüne, karakoluna her yerine bildirecek...
…..
Bu sözlerden anlaşılıyor ki, muhtarlar yalnız sürekli ikamet edenleri değil, eve girip çıkanları da bilecek.   Peki muhtarın kapıyı çalıp ev sahibine, "Sizin evde kimler kalıyor?" diye sorma yetkisi var mı?
Ya da "İzin verin evi arayacağım" deme yetkisi var mı?
Sahi, muhtarın görevi nedir?

Bir strateji uzmanından
Her gün şehitler için ağlıyoruz... Bir sonu gelmez mi?
Ya da..
"Bu kanlı gidiş nereye?"
Bu soruların yanıtını strateji uzmanı "Cahit Dilek" şöyle veriyor:
"Yeni bir çözüm sürecinin hazırlığı olabilir" diyor?
-PKK terörü tırmandırırsa anlaşma masasında daha çok taviz elde eder. Bu durumda AKP de akan kanları göstererek çözüm sürecine dönüşü halka daha kolay pazarlayabilir
"İnsanlar şimdilik bunun için ölüyor..."

Halkın önünde hesap!

Karadeniz'in doğusunda siyasi başarısından emin bir grup milletvekili halkın nabzını tutarken, köy kahvesinde bir yaşlı adam seslenmiş: "Uşağım de pakayim baa, siz hiç içki içer misinuz?"
-Yok biz içkiyi ağzımıza bile sürmeyiz, günahtır...
"Sigaraniz var midur?"
-Dede, biz sigaraya kökten karşıyız, her yerde yasakladık bile...
"Peki, kumarinuz var m i dur?”
- Haşaaa!   Yok dede, biz olduğumuz sürece memlekette kumar oynanmaz...
"Kari kiz işleriyle araniz nasildur?"
-Hiç olur mu dede, o da örf ve adetlerimize aykırıdır. Sümme haşaa...
"Peki uşağım, madem sizin hiç masrafinuz yoktur, neden pu kadar çalaysunuz?"

Çocuk sever misiniz?
Hastanenin çocuk servisine yeni atanan genç hemşireye servis şefi olan doktor sormuş: "Çocuk sever misiniz?"
Hemşire yavaş sesle, "Hem de nasıl doktor bey" demiş:
"Ama biz yine de önlem alsak iyi olur..."

Günün Sorusu
Bu ülkenin çocuklarına yazık oluyor, şehit cenazeleri kalkıyor. Ağrı'da Kürt çocukları terörist sanılarak öldürülüyor. Barış zamanı gelip geçiyor. "Farkında mısınız?"
Gerilim
"Analar ağlamasın" dan, "Analar ağlasın ama oylar gelsin"e dönüşen garip bir ortamdayız...
Orhan Erinç
Cuk
Kör olmayan görüyor :
"Şehitler ölüyor ve vatan bölünmenin eşiğinde..."
Aydın Engin

Günün Sözü
Yüzünü güneşe çeviren insan gölge görmez...
Helen Keller

Günüm İncisi
Hem politikacı, hem aklı başında olmak imkansızdır!

Özdeyiş
En çok sizi korumaya kalkışanlardan korunun...
Hanri Benazus
Günün Olayı
Haluk Koç Erdoğan’a "Yere batsın senin sarayın!” diyor.
Ak Saray, Beştepe, Kaçak Saray gibi adlardan sonra o ünlü mekâna yeni bir ad bulundu: "Yerebatan Sarayı..."
Akif Kökçe

Günün Biberi
Büyük kopukluk var...
Ömrü bitmiş bir hükümetin yaptığı anlaşmalardan ve verilen tavizlerden ne halkın haberi var, ne de Meclisin…

Günün Şiiri
Eskimiş zaman
İnsanlar geçer sokaklardan
Eksilir gittikçe gözlerinde parıltı
Ortada aynaları kırılmış bir adam
Boş elleri daha boş, eskimiş zamanları
Alır, yeniden dizer zamanlarını adam
Yıkılır hemen bir çürük yapı gibi
Gittikçe daha eski, onarılmayan
0 adam, tekmil savaşlarda yenik, yorgun
Bölük bir resimdir yaşaması
Sararmış, solmuş, yarısı yok
Boş elleri adama boş eskimiş zaman...

Rahmi Aksel (Yarlık-1963)