50’li yılların sonlarında Eskişehir Maarif Koleji’nde eşi ile birlikte İngilizce öğretmenliği yapmış bir İskoçyalı...
"George Main…”
“Tony Curtis" ten daha yakışıklı, iki metre boy...
Rahmetli "Ramazan Özen" anlatırdı...
Hamamyolu’nda gezerken kafaları döndürürmüş…
"Uğur Mumcu"nun öldürüldüğü gün telefonla aradık Main'i... Kendisini çok severdi ama üzücü haberi vermek de bize düşmüştü...
Bir bayan çıktı ve hemen eşi olduğunu anlamıştık... İngilizce tarzanı ile "Çat-pat, George" falan derken sözümüzü kesmişti:
"Bir dakika vereyim..."
………..
İskoçya'nın bağımsızlık referandumundan anımsadık bunları…
İskoçlar, yüzde 55 oranıyla bağımsızlığı reddetti...
Şimdi Londra’nın bölge yönetimine daha fazla yetki vaadini tutmasını bekliyorlar...
Oysa, yıllar boyu ne çekmişti İskoçlar!..
"Cesur Yürek" filmini anımsayın...
"George Main" de hiç sevmezdi İngilizleri...
Ama İskoç olmasına karşın, İkinci Dünya Savaşı’nda İngilizler adına casusluk yaptığını anlatırdı...
"Başarılı bir casustum ama!” deyip bir oh çekerdi:
"İngilizler adına olduğu için utandım!"
………..
"Tansu Çiller"in başbakan olduğu günlerde bir mektup yollamıştı:
"Başbakanınız herkese iki anahtar veriyormuş. Biri ev biri araba için... Beni de TC. vatandaşı yaptırır mısın?"
Böyle esprileri çoktu Main'nin...
İskoçya’nın bağımsızlığını öyle özlüyoruz ki…
“Yüreğini kilitleyen anahtarı arıyordu hep…”
ES ES hedefe “Sağlam”la ulaşır
Üç maçını da izledik Eskişehirspor’un...
Tekrarları da olduğu için televizyondan daha iyi karar verebiliyor insan...
Konya maçını bir düşünün...
İyi oynamadık ama, kazanmasını bildik…
Galatasaray karşısında ise bir puana bile sevinemedik…
İyi oynadığımız son maç ise gerçekten saç-baş yoldurdu...
Bu kadar gol kaçar mı?
Ya direkler?
"Bu kadar mı insafsız olur?"
Ama oyunun adı "futbol" ise, 90 dakika içinde neler oluyor, neler...
Her sezon bize ters gelen Gençlerbirliği’ne yine yenildik... Ama unutmak gerekir artık...
Önümüzde zorlu bir Beşiktaş maçı var...
Puan ya da puanlar almak istiyoruz...
Ve de inanıyoruz ki, Eskişehirspor bir hedef belirlediyse..
"Sağlam’la ulaşır..."
Ertuğrul Sağlam da bu aşıyı vermişti:
"Hedefsiz yerde durmam..."
Bunun için inanıyoruz Sağlam’a...
Her takımın her takımı yenebileceği bu ligte...
"Es Es’e güveniyoruz..."
Efsane kaplan avcısından
İki genç muhabir efsanevi kaplan avcısını kalmakta olduğu huzurevinde ziyaret ederek, röportaj yapmak istemişler.
Adam başlamış anlatmaya:
"Bir gün Hindistan’da Bengal kaplanı avlamak için elimde emektar tüfeğimle daracık bir patikada yürürken, o dev hayvan birden önüme atladı ve ROOARRRRR dedi..."
Efsane avcı bir müddet suskun kalmış ve sonra üzgün bir ifadeyle devam ederek, "Çocuklar, inanır mısınız altıma ettim" diye tekrar hüzünlenmiş…
"Böyle bir tehlikeyle karşılaşan herkes aynı şeyi yapardı efendim" demiş genç muhabirler.
"Hayır çocuklar anlamadınız" demiş avcı:
"Tam size biraz evvel ROOARRRRR diye hayvanın sesini çıkartmaya çalışırken oldu.. Şimdi!"
Ben söylerdim
Temel eve gelmiş karısı Fadime'nin iki gözü iki çeşme!
"Neden ağlıyorsun?" diye sorunca da "Falcıya gittim" demiş karısı :
"Sen beni hiç sevmiyormuşsun, 50 lira da para verdim..."
Temel, "Üzüldüğün şeye bak" demiş:
"Bana gelseydin bedava söylerdim!"
SGK ve ilaç sorunu
SGK ilaçta taban fiyat uygulamasına geçti. Doktor reçeteye hangi ilacı yazarsa yazsın, devlet o guruptaki en ucuz ilacın fiyatını baz alarak ödeme yapıyor...
Doktor “X” ilacı yazdı diyelim. Fiyatı 10 lira...O ilacın en ucuz muadili ise 5 lira... SGK eczaneye 5 lira ödüyor. Eczane üstünü hastadan istiyor…
Eczacı diyor ki :
"İlginçtir, o en ucuz ilacı da satalım diye arıyoruz depolarda, bulunmuyor..."
Peki, bu iki ilaç arasında etkinlik farkı yok mu?
"Olmaz mı" diyor eczacı:
"Biri ucuz hammaddeden diğeri pahalısından yapılıyorsa, aradaki kalite farkı etkinliği de farklı hale getirecektir..."
Günün Olayı
Hakim ve savcıların maaşlarına HSYK seçimlerine az bir zaman kala 1155 lira zam yapıldı ya...
Gel de Nasreddin Hoca'yı anma:
"Parayı veren adaleti çalar!"
Erdinç Utku
Günün Biberi
Türkiye'ye gelen Lady Gaga'nın tesettüre girmesi hala konuşuluyor...
Demek ki ülkemizdeki tesettür zorunluluğu yalnızca “first”leri değil, her türlü leydiyi kapsıyor
Akif Kökçe
Özdeyiş
Duyarlılıkla duygusallık arasındaki çizgi, anlamakla alınmak arasındaki fark gibidir.
Y.Güngör Özden
Günün Balı
Gerçek arkadaşlık sağlıktan farksızdır.
Değeri yitirildikten sonra anlaşılır...
Golti
Kıssa-dan
Para insanları bencil, acımasız ve duyarsız yapıyormuş...
"Kahrolsun paylaşmak, kahrolsun merhamet!”
Günün Şiiri
Doymak
Doymak istiyorum Allahım denizine
Deniz rüzgarına, pırıl pırıl engine
Vapur, sandal ne varsa denizlerde giden
Tam yolla, çalakürek, pupayelken
Sürmek köpükler içinde motoru
Üstünde yola çıkmış bulutlar sürü sürü
Altında deniz balıkların ömrü
Yürü, yürü, yürü
Doymak istiyorum, denizlerle yol almaya
Bir çınar gölgesinde rüyaya dalmaya
Denize, karaya
Görmeye, koklamaya, öpüp okşamaya
Ey üzerinde nefes aldığım dünya
Doymak istiyorum yaşamaya…
Ziya Osman Saba (Varlık-1951)