GÜNÜN SÖZÜ : Dünya; kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir. Albert Einstein
DEDEM DİYOR Kİ: İki insanın iyi geçinmesi hiç kusursuz olmalarıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmeleriyle sağlanır.
2014 yılının Haziran ayının başında Eskişehir vali yardımcılığından Batman Valiliği koltuğuna oturan Azmi Çelik, tam 2 yıl sonra Eskişehir’e vali olarak geri döndü…
Vali Çelik, Kayseri vali yardımcısı iken 7 Ağustos 2012 tarihli kararname ile 1. Derece Kadrolu Eskişehir vali yardımcılığı atanmıştı.
Azmi Çelik, Ağustos 2012 ile 2104 yılı Haziran ayına kadar iki yıl Eskişehir vali yardımcılığı yaptıktan sonra 21 Mayıs 2014 tarihli ve 2014/6366 sayılı kararnameye göre Batman valiliğine atanmıştı…
2016 yılı Mayıs ayında açıklanan valiler kararnamesini incelediğimde Batman Valisi Azmi Çelik’in Eskişehir’e atanmasına sevinmiştim…
Gerekçesi de 2 yıl Eskişehir’de vali yardımcısı, 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı’nda Genel Sekreter olarak görev yapmış olması Eskişehir adına bir kazançtı…
Yeni Valimiz Azmi Çelik dün görevine başladı…
Davetli olmama rağmen küçük bir rahatlığımdan dolayı karşılama törenine katılamadım…
Eğer karşılamaya gidebilseydim, vali yardımcısı olarak görev yaptığı Eskişehir’e vali olarak geri dönmesiyle ilgili yaşamış olduğu hislerini soracaktım…
Her valiye nasip olmaz…
2 yıl vali yardımcısı olarak görev yapacaksınız, iki yıl sonra Eskişehir’den Batman valisi olarak ayrılacaksınız, iyi yıl sonra da Eskişehir’e tekrar vali olarak döneceksiniz…
Yukarıda Sayın Çelik’in Eskişehir’e vali olarak atanmasına sevindiğimi yazmıştım…
Nedeni Eskişehir’i tanıyor, biliyor olması…
Eskişehir’i ve bürokratları tanıyıncaya kadar bir zaman geçirmeyecek…
Eskişehir’in sorunlarını yakından bilmesi de Eskişehir adına önemli bir kazanç…
Çünkü Sayın Çelik, bu sorunları öğrenmek için de önemli bir zaman kaybetmeyecek…
"ŞEHRİ BİRLİKTE
YÖNETMELİYİZ"
Dün valilik koltuğuna oturan Eskişehir’in 32’nci valisi Azmi Çelik’in koltuğa otur oturmaz söyledikleri dikkatimi çekti. Eskişehir'e emanet edilen değerlere de hep birlikte sahip çıkılacağını ifade eden Eskişehir Valisi Azmi Çelik, şu ifadelere yer vermiş:
"Yunus Emre, Şücaaaddin Veli, Aziz Hüdayi bu topraklarda büyüyerek bize ışık tuttular. Bunların bizlere emanet ettiği değerler, bizim kendi sahip olduğumuz bugüne kadar geliştirmiş olduğumuz değerler birbiriyle harmanlanmak suretiyle inşallah bizlere yol gösterici olacak diye düşünüyorum. Sürekli bizlere emanet edilen değerlerden bahsetmek elbette ki önemli ama bizde kendimizi de dışlamamak gerek. Biz de bugüne bir takım değerler ürettik. Bunları harmanlamak çok önemli. İnşallah hayırlı olur. Urfa iline atanan sayın valimize de yeni görev yerinde başarılar diliyorum. Geçmiş dönemlerde biliyorsunuz Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkentliği yaptı. Çok önemli bir görevi ifa etti. İnşallah yüzünün akı ile de çıktı diye düşünüyoruz. Sayın valimize ilimize yaptığı katkılardan dolayı da teşekkür ediyoruz. Başarılarının da devamını diliyoruz. Eskişehir'i de birlikte yönetmek arzusundayız."
Vali Çelik, son olarakta Eskişehir'de yapılması planlanan ve yapımı devam eden projelerin tamamlanacağını söylemiş…
Sayın Valimiz Azmi Çelik’e “hoş geldiniz” diyorum…
Hiçbir kurum ve kuruluş ayırt etmeden, herkesi kucaklayan, siyasi görüşü ne olursa olsun “önce insan” hoşgörüsüyle, eşitlik ilkeleri içerisinde yaklaşırsanız siz kazanırsınız…
Bu şekilde tüm şehir halkı ile kucaklaşmış, onların sevgisi ve sempatisini kazanmış olursunuz…
Başarılar diliyor, günü geldiğinde Eskişehir’den ayrılırken, yaptığınız önemli hizmetlerle “iz bırakan” birkaç valinin arasına bugünden peşinen gireceğiniz düşüncesinde olduğumu belirtmek istiyorum…
Allah yar ve yardımcınız olsun…
*-*******
Eğitimde yetkiyi vakıf alıyor
Meclis Genel Kurulu'nda görüşülen, “Maarif Vakfı” kanunu muhalefetin itirazına rağmen 40 ret oyuna karşın 243 "Evet oyu" ile geçtiğimiz hafta TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı…
Buna göre, yurtdışında eğitim kurumları açma yetkisi olan Vakıf, 12 üyeden oluşan Mütevellit heyeti tarafından yönetilecek. Yöneticiler 72 yaşına kadar görevde kalacak, her 5 yılda bir kendi aralarında bir başkan seçecek.
Mütevelli heyeti üyelerinin 4'ünü Cumhurbaşkanı ve 3'ünü ise Bakanlar Kurulu atayacak. Geriye kalan 5'üye de Milli Eğitim Bakanlığı, Dışişleri ve Maliye bakanlıkları ile Yükseköğretim Kurulu
Temsilcilerinden oluşacak.
Hükümet F tipi örgütün yurtdışındaki okullarının kapanmasından doğan boşluğu Maarif Vakfı ile doldurulacağını savunuyor.
Muhalefet ise tasarıya tepkili. CHP vakfın siyasal iktidarın ideolojisine uygun bir nesil yetiştirmek amacı taşıdığını belirtiyor. Kanun tasarısı mecliste görüşülürken muhalefet şerhi koymuştu. Şerhte “Vakfın yurt dışında faaliyet gösterecek olması ise yeni bir cemaat yapılanmasını akıllara getirmektedir” ifadeleri kullanılıyor.
Şerhte tasarı yasalaşması halinde 174’üncü maddesi ile koruma altına alınan Tevhidi Tedrisat Kanunu da ihlal edileceği belirtiliyor.
MHP de Mütevelli Heyeti üyelerinin iktidar tarafından belirlenmesine tepkili.
Dün bir mekânda CHP Eskişehir Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Prof. Dr. Gaye Usluer ile karşılaştık.
Kendisine ‘Maarif Vakfı Kanun Tasarısı’na niçin karşı çıktıkları? Kanunun ne gibi sakıncaları olduğunu sordum.
Gaye Usluer’in cevabı şöyle oldu:
“ ‘Maarif Vakfı’ adında bir eğitim vakfının kurulması ve bu vakfa verilecek yetkilerin, devletin kendi eliyle bir bakanlığının görev ve yetkilerini devretmesi anlamına geliyor. Bugün bazı vakıf ve dernekler Milli Eğitim Bakanlığı’nın politikasını belirler hale gelmiştir. MEB’de okul yatırımlarından yönetici atamalarına, okullardaki eğitim öğretim faaliyetlerinden gezilere varıncaya kadar her alanda bu vakıflar etkin olup, adeta MEB’e alternatif kurumlar haline geldiler. Eğitimin planlanması başta TÜRGEV olmak üzere, İlim Yayma Cemiyeti, ÖNDER, Zehra Vakfı, Ensar ve Birlik vakıflarının güdümüne ve yönlendirmelerine bırakıldı. Bilindiği gibi yurt dışındaki vatandaşlarımızın eğitim öğretim faaliyetleri MEB Yükseköğretim ve Yurtdışı Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Vakfın yurtdışında herhangi bir şehirde faaliyet göstermesi halinde Milli Eğitim Bakanlığı o şehirde eğitim öğretim faaliyeti engellenmiş olacaktır. Maarif Vakfı’nın kurulması halinde eğitime dair kamunun girişimleri engellenecek, kamusal eğitimden uzaklaşılacaktır. 1981 yılında kurulmuş olan Milli Eğitim Vakfı hali hazırda faaliyetlerini devam ettirmekteyken, benzer nitelikte ve daha üst yetki donanımına sahip yeni bir vakfın kurulmasının altında farklı amaçlar olduğunun açıkça görülüyor. ‘Maarif Vakfı’nı kurarak, MEB adeta kendi paralel örgütünü yasal zeminde oluşturacak, yetki devrini sağlayacaktır. Anayasamızda 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu ile tüm eğitim öğretim kurumları Milli Eğitim Bakanlığına devredilmiştir. Kanunun yasallaşması ile Anayasanın 174 üncü maddesi ile koruma altına alınan 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu da ihlal edilmiş olacaktır”.
CHP Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, TBMM’de kabul edilerek yasalaşan ‘Maarif Kanunu’ hakkında bunları söylüyor…
AK Parti Milletvekillerine ve İl Başkanına sesleniyorum…
Gaye Hanımın bu iddiaları doğru mu?
Değil ise, bu iddialar karşısında vereceğiniz cevabınız var ise bu köşenin vereceğiz cevaplara da açık olduğunu belirtmek istiyorum…
*-*******
FIKRA:
BORSA
Temel ile İdris borsanın çok kazandırdığı sıralar, borsada oynamaya karar verirler. Borsayı hiç bilmeyen iki kafadar önce bir iki tanıdığa sorarak işi öğrenmeye koyulurlar. Öğrendikleri kadarıyla ufak ufak oynamaya başlarlar. Kısa sürede ikisi de zengin olur, İstanbul’a taşınırlar. Köylerini pahalı giysiler ve lüks arabalarla ziyaret ederler. Herkes onları konuşmaktadır.
Yeterince hava attıktan sonra yine İstanbul’a dönerler. Çok geçmeden soluğu yine köylerinde aldıklarında perişan bir haldedirler. Eski kılıklarında ve yayadırlar. Tanıyanlar sorar:
“Ula uşaklar ne oldi size böyle?” Temel ile İdris cevap verir:
“Ula seanslari çift ettiler”
Köylüler heyecanla sormaya devam eder:
“Eeee?”
“Haçan onikiye kadar kazanduk, onikiden sonra kaybettuk!”