Hocam bizi Maldivler’e götür!

Sadi Seda yazdı

5 Mart 2016 09:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Bakanlar Kurulu ‘Afet Riskli Alan’ ilan edilen Mustafa Kemal Paşa, İhsaniye, Hacıalibey, Yenimahalle, Işıklar, Mamure, Deliklitaş ve Kurtuluş Mahallelerinde yapılacak dönüşüm yetkisini Büyükşehir Belediyesi’ne verdi.
Büyükşehir Belediyesi de ‘Afet Riskli Alan’ ilan edilen 8 mahallede yapılacak dönüşümün projesini İstanbul Teknik Üniversitesi’nden talep etti.
İTÜ’de Büyükşehir Belediyesi’nin istediği söz konusu proje çalışmalarına iki yıl önce başladı ve önemli mesafe kat etti.
Proje de sona yaklaşılmış. Projeler çizilmiş, maketler yapılmış.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de İTÜ’nün yaptığı projeleri yerinde görmek ve bilgi edinmek adına Eskişehir yerel medyasında çalışan gazetecileri İstanbul’a davet etti.
 
10’un üzerinde gazeteci Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in davetini kabul etmiş. 
Bunlardan birisi de bendim.
Geçtiğimiz Pazartesi günü Büyükşehir Belediyesi’nin tahsis ettiği bir midibüsle İstanbul Teknik Üniversitesi Taşkışla Kampusuna gittik.
Eskişehir’den sabah 09.00’da çıktık. 13.30 gibi İTÜ Taşkışla Kampusuna vardık.
Burada planları yapan komisyonun başkanı ve projeden birinci derece sorumlu Mimar, Şehir Plancısı Prof. Dr. Nuran Zeren Gülersoy bizleri karşıladı.
Öğle yemeğinde İTÜ’nün davetlisi idik…
14.30’da İTÜ Taşkışla Kampusunda Mimar, Şehir Plancısı Prof. Dr. Nuran Zeren Gülersoy planlar hakkında Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Engin Çakmak’ın da katıldığı toplantıda geniş bir sunum yaptı.
Nuran Hoca, 1,5 saate yakın süre içerisinde yaklaşık iki yılda ‘Afet Riskli Alan’ ilan edilen 8 mahallenin dönüşümü ile ilgili neler yaptıklarını özetledi.
Zaman zaman da sorularımız karşısında proje ekibinde yer alan işin uzmanlarından bize bilgi vermelerini rica etti.
Konferans Salonundaki toplantıdan sonra sergi salonuna geçtik. Prof. Dr. Nuran Zeren Gülersoy ‘Afet Riskli Alan’ ilan edilen mahallelerle ilgili çizdikleri planlar ve yaptıkları iki maket üzerinde de bilgi verdi.
Burada da maketleri incelediğimizde kafamıza takılan bazı soruları Nuran Hoca’ya sorduk.
Bilgilendirme toplantısı saat 17.30 sularında sona erdi.
Akşam 19.00’da da yemeği yedikten sonra Eskişehir’e döndük.
İstanbul’dan döndükten sonra görüşlerini içeren yazılarını okuduk. “Bu yazı da neyin nesi” diyeceksiniz?
Haklısınız.
İsmini vermeyeceğim bir meslektaşım, kardeşim, İstanbul Teknik Üniversitesi’ne yaptığımız teknik geziyi köşesinde alaya almış.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i eleştirirken, isim vermese de, direkt telaffuz etmese de, bu geziye katılan gazeteci arkadaşlara da üstü kapalı gönderme yapmış.
”Projelerin detaylarını bilmeden, proje hakkında herhangi bir yargıda bulunmamız yanlış olurdu. Sağ olsunlar İstanbul’a davet edilen meslektaşlarımız her türlü ayrıntıyı Eskişehir kamuoyu ile paylaştılar. Biz de bilgilendik. Umarız vatandaşlarımız, özellikle de bu projenin uygulandığı alanda oturan ya da hak sahibi olan vatandaşlarımız da bilgilenmişlerdir. Eskişehir’in sekiz mahallesini etkileyecek Afet Riskli Alan Projesinin tanıtımını, yeterli kaynak olmamasına rağmen İstanbul’da yaptı. Dündar Ünlü’nün Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin o kadar kaynağı olmadığını bilmesi gerekir; kaynak olmuş olsaydı sekiz mahallenin belli bölümlerini kapsayan Afet Riskli Alan Projesinin tanıtımını Londra’da yaparlardı; kaynak ancak İstanbul’da yapmaya yetti!” demiş.
Kimsenin avukatı değilim…
Bugüne kadar da kimsenin avukatlığını yapmadım…
Yılmaz Büyükerşen ile siyasi görüşlerimiz de zıttır…
Kendisine destek olmak için veya savunmak için yazmıyorum…
Planlar henüz tamamlanmamış…    
Ufak tefek rötuşlar kalmış…
Onlarda bittikten sonra planlar ve maketler İTÜ yetkililerince Eskişehir Büyükşehir Belediyesine teslim edilecek.
İşte o zaman Büyükşehir Belediyesi bu planları ve maketleri halka açacak...
Mülk sahiplerinin görüşlerini, var ise itirazlarını alacak.
Kaldı ki 8 mahalle için İTÜ’nün yaptığı planların uygulanıp uygulanmayacağına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı karar verecek.
Bakanlık planları onar ise Büyükşehir Belediyesi 8 mahallede yapılan planlar üzerine çalışmaları başlatacak.  
Kimse yangından mal kaçırmıyor. 
Bence alaylı bir yazı olmuş. 
Yukarıda da belirttim.
Yılmaz Hoca’yı eleştirirken İstanbul’a İTÜ’ye giden gazetecilere yani bizlere de hafiften dokunmuş.
İstanbul’a gidip dönüş yolculuğumuzun yaklaşık 10 saati yollarda geçti.
2,5 saati İTÜ Taşkışla Kampusunda.
Sevgili kardeşimin bilmesinde fayda var…    
Son sözüm de Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e.
Hocam bir daha şayet basın bilgilendirme toplantısı yaparsanız sizden özellikle rica ediyorum; bu toplantıyı Maldivler’de yapın!
Hazır gitmişken bu mevsimde iki-üç gün denize girelim(!)
Kaynak mı?
Biz cebimizden karşılarız…

*-*********

En Doğru Yalan – Yalan Yarışması

Vakitlerden bir vakit padişah, çağırmış tellalları, “Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!” diyerek ilanını halka duyurma emri vermiş. Yalan güzel bir şey değil; ama padişah bu ilanla zekâ testi yapacakmış. Yarışma zamanı gelince padişah, katılanları teker teker huzuruna çağırmış. Biri, kendinden emin bir şekilde yalanını söylemiş: “Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü…”  Padişah: “Bunun neresi yalan? Kuş kartaldır, aslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabi!”  İkinci yarışmacı, “Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar” demiş demesine; ama padişah buna, “Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa kral odur tabii!” cevabını vererek bunun yalan olmayacağını ifade etmiş. Bir başka yarışmacı da, “Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!” diyerek yalanını ortaya koymuş. Amma velâkin padişah, buna da bir cevap vermiş: “Senin ok, bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce ok, takılacak yer bulamayıp yere düşmüştür.”. Böylece padişah, her yalana geçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha “Bu yalandır!” dedirtememiş. Ancak son yarışmacı hariç... Son yarışmacı: “Padişahım, siz benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştınız. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır derseniz ödülümü veriniz. Yok, bu dediğim yalan değilse o zaman borcunuzu ödeyiniz!” 
Yalan söylemek ahmakların işidir. Zeki insanlar asla yalan söylemezler. Çünkü doğruyu söylemenin binlerce yolunu bilirler.
(Alıntı)
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi