Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, TELE 1’de, çok anlamlı açıklamalara imza attı. Cumhuriyet’in 96’ncı kuruluş yıldönümünde yapılan bu açıklamalar, Büyükerşen’in üslubuna göre sertti de. Açıklamaların bazılar şöyle: “Cumhuriyet demek adam olmak demektir. Anayasa değişikliğinden sonra ortaya çıkan tablo tek adam sistemidir. Bugün ki tek adam sisteminde etkin kararlar bir kişinin iki dudağı arasında. Maalesef Türk toplumu, biat kültüründen kurtulmuştur diyemiyorum. Ancak kurtulduğu dönemler de olmuştur. Yakın tarihte de görüyoruz ki hala biat kültürünü yerleştirebilmek için siyasi akımların mevcut olduğu bir gerçek.” Peki, Yılmaz Büyükerşen bu denli sert açıklamaları niçin yaptı? Artık o da isyan etme noktasına geldi çünkü. Ülkenin bağımsızlığının, özgürlüğünün ve demokrasisinin hızla elden gittiğini görünce dayanamadı ve aldı sazı eline…
Trafik polisi yetkisini kullanmalı!
Yunus Emre Caddesi… Sakarya Caddesi… Atatürk Caddesi… Ziya Paşa Caddesi… Yılmaz Büyükerşen Caddesi… Cengiz Topel Caddesi… Kızılcıklı Mahmut Pehlivan Caddesi… Trafik, her birinde tam bir rezalet! Bunun bir nedeni var elbette. En önemli neden, park etme kurallarına uyulmaması ve çoğu zaman sürücülerin çift sıra park etmesi. Öyle ki, araçlarını üçüncü sıraya dahi park eden manyaklar var! E, durum böyle olunca yaşanan ne? Trafik sıkışıyor haliyle. Araçlar ilerleyemiyor. Tam bir keşmekeş hali baş gösteriyor. Sürücüler isyan ediyor. Ambulanslar ile itfaiyeler ilerleyemiyor. Trafikte her an kavga çıkıyor, vesaire… Bu sorun çözülemez mi? Çözülür elbette. Çözülmesi için kurallar da mevcut. Ama uygulayan yok. Çok gariptir ki, kuralları hayata geçirmesi gerekenlerde ortada yok, iyi mi! Trafik polisi çıkacak meydana, park ihlali yapanlara çatır çatır cezayı kesecek. Yetmeyecek, araçları çekici ile birlikte alıp götürecek. Yani, yasanın verdiği hakkı kullanacak. Bakalım bir daha park ihlali yaşanıyor mu...
Siz yetkiyi bir verin de…
Şimdi, AK Partililer ne diyor? “CHP’li belediyeler kentsel dönüşümde başarısız” iddiasında bulunuyor. Bazı noktalarda AK Parti’nin bu iddiasına katılıyorum. Eskişehir’i uzun yıllardır CHP’li belediyeler yönetiyor, ancak kangren olan bölgelere hala el atabilmiş değiller! Fakat özellikle üç bölgede AK Partililere katılmıyorum. Birincisi Küçük Sanayi Sitesinin dönüşümü, bir diğeri Gündoğdu’daki 50 hektarlık alanın dönüşümü, üçüncüsü ise Karapınar ikinci etap. İlk iki mahalleyi dönüştürme yetkisi hangi kurumda? AK Parti hükümetinin yönettiği Çevre ve Şehircilik Bakanlığında! Ya Karapınar ikinci etap? Onun da, yine AK Parti’nin yönettiği TOKİ tarafından yapılması gerekiyor. Yani bu üç alanın, AK Parti tarafından dönüştürülmesi gerekiyor. O zaman AK Parti iğneyi önce kendine batıracak! İşte, bu noktada samimiyet lazım. Bakanlık, söz konusu üç alanı dönüştürme yetkisini belediyelere versin. Belediyeler yaparsa alkışlarız. Yapmaz ise, AK Partililer merak etmesin, biz gazeteciler onlardan daha iyi muhalefet yaparız!
Kahraman olmak isteyen?
Eskişehirspor’da ikinci Osman Taş dönemi de hüsranla sonuçlandı. Taş, son kongrede verdiği sözleri de her zaman olduğu gibi yine tutmadı ve kamuoyu baskısı neticesinde istifa etmek zorunda kaldı! Olan oldu, geçmişi karıştırmak yerine artık ileri bakmamız lazım. 17 Kasım’da bir olağanüstü kongre daha olacak. Bir kere o güne kadar takımı idare etmek gerekiyor. Bu noktada aciliyetle icra kurulu oluşturulması gerekiyor. Ama öyle eften püften değil, icra kurulunda önemli isimlerin yer alması şart. Peki, 17 Kasım’da kim aday olmalı? Şu an için kimsenin yanaştığı yok. Herkes kulübün ikinci lige düşeceğine inanmış ve düşüren kişi olmak istemiyor. Evet, kulübün düşme ihtimali var, ancak ligde kalma şansı da yok değil. İsim vermiyorum; samimi bir isim kulübü almalı ve sezon sonuna kadar elinden geleni yapmalı. Düşerse onun suçu olmayacak, bunu bilmeli. Ama kulübü ligde tutarsa da, şehirde kahraman yapılacağını kavramalı.
İYİ’den üst üste iki gol
İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu’nun iki konudaki çıkışı gözüme çarptı. İlk çıkışı, AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı’nın uçak seferleriyle ilgili Eskişehirlilerden yolcu garantisi istemesine ilişkindi. Dedi ki Kabukçuoğlu: “Zafer Havalimanının uçuşlarında beş yıl için 4 milyon yolcu garantisi verilmiş, 175 bin yolcu uçmuş. Yani devlet 21 milyon Avro ödemek durumunda kalmıştır. İktidar, sanki bu savurganlığın ve yanılmanın sorumlusu Eskişehirlilermiş gibi hareket etmekte ve bu sorunu yine Eskişehirlilerin çözmelerini beklemektedir.” Kabukçuoğlu’nun bir diğer çıkışı ise şöyleydi… Kabukçuoğlu'nun enerji zamlarıyla ilgili yönelttiği soru üzerine BM Enerji Ve Çevre Uzmanı Ayşen Toksöz, tezeğin, linyit kömürünün iki katı kaloriye sahip olduğunu ifade etti! Bu tespit üzerine söz alan Kabukçuoğlu lafı yapıştırdı, artan doğalgaz fiyatlarına yetişemeyen vatandaşların bundan sonra 50-100 yıl önceki yakıtlara geri döneceğini söyledi.
Alpu’yu savundu
Eskişehir’e kurulması planlanan kömürlü termik santrale karşı kamuoyunun ciddi bir mücadelesi söz konusu. Her ne kadar santral ihalesi iptal edilse de tehlikenin geçtiği söylenemez. Zira bunu, ihalenin iptal edilmesine rağmen Alpu Ovası’nda gerçekleştirilen sondaj çalışmalarından biliyoruz. Dahası, CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü’nün verdiği soru önergesine gelen cevapla beraber, santral projesinin iptal edilmediğini hep birlikte gördük. Yani ayık olmalıyız; söz konusu proje her an gündeme getirilebilir. Geçtiğimiz günlerle Alpu Belediye Başkanı Gürbüz Güller CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla buluştu ve hem ilçesine ilişkin hem de santrale ilişkin bilgi verdi. Kılıçdaroğlu’nun tavrı ise netti. Dedi ki: “Alpu kül rengine bürünmeyecek, kömürlü termik santral projesine izin vermeyeceğiz.” Kılıçdaroğlu’nun bu açıklaması önemli, santrale karşı mücadelede faydası olacaktır.
İşsiz genç yok, zengin baba var!
Bakın, şu enteresan değil: Hükümet, TÜİK rakamlarını kullanarak açıklamalar yapıyor. Ancak şu çok enteresan: TÜİK rakamlarıyla vatandaşın hali hiçbir biçimde uymuyor. TÜİK, enflasyon düşüyor diyor, vatandaş daha da yoksullaşıyor. TÜİK, işsizlik azaldı diyor, vatandaş işsiz kaldığı için kendini yakıyor. TÜİK, ekonominin hangi kavramına ilişkin olumlu bir istatistik verse, vatandaş iyiden iyiye bataklığa saplanıyor. O zaman burada bir yanlışlık var. Ya TÜİK’in rakamları yanlış, ya da problem vatandaşta! Bana göre, problem kesinlikle vatandaşta! Ayağını yorganına göre uzatmıyor çünkü! Neyse… Bakın bir de, son dönemde işsiz gençler tartışması almış başını gidiyor. Yok, öyle bir şey! Her bir işsiz genç, zengin babalarının parasını yiyip gününü gün ediyor. Çalışmaya ihtiyaç duymuyor. Öyle ki, son 15 yılda üniversite mezunu işsiz sayısı 97 bin 545’ten, 1 milyon 340 bine yükseldi. Bu ne demek oluyor? Zengin baba sayısının arttığı anlamına geliyor!
Şiir gibi bir ilçe: Tepebaşı
Eskişehir’deki belediyelerin en iyi yaptıkları işlerdendir, kültür sanat organizasyonları. Büyükşehir Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi, Tepebaşı Belediyesi ve Sivrihisar Belediyesi, bu anlamda önde gelen belediyelerdendir. Tepebaşı Belediyesi, halkla iç içe yaptığı Pişmiş Toprak Sempozyumunun ardından önemli bir etkinliğe daha imza atmaya hazırlanıyor. Uluslararası Eskişehir Şiir Buluşması’ndan bahsediyorum. Bu yıl 9’uncusu düzenlenecek ve 7 ülkeden 27 önemli şair katılacak. Direktörlüğünü Haydar Ergülen’in yaptığı ve bu yıl Macar şiirlerine odaklanacak olan buluşma; müzik dinletileri, şiir okumaları ve çocuk şiiri etkinlikleri ile şiir severlere sanatla dolu üç gün sunacak. Şiir Buluşması’nın açılışı ise onur konuğu Şükrü Erbaş’ın imza töreni ile birlikte, 8 Kasım Cuma günü saat 18.00’de Zübeyde Hanım Kültür Merkezi’nde yapılacak. Sakın kaçırmayın derim.
BİR TWEET
HARUN KARACAN
2020-2021dönemi Eurochambres Başkan Vekilliği görevine yeniden seçilen TOBB Başkanımız Sn. @RHisarciklioglu’nu tebrik ediyor, ülkemiz için gerçekleştirdiği başarılı çalışmaların devamını diliyorum… @EUROCHAMBRES
FOTOĞRAFIN DİLİ OLSA
Kazım Kurt: Hocam merhaba. Kulağıma fısıldayacağınız il başkan adayını belirlediniz mi?
Yılmaz Büyükerşen: Biliyorsun ki, ben bu işlere karışmıyorum evladım. Siz aranızda anlaşın. Ama yine de şöyle genç ve yıpranmamış bir isim bulursanız hiç fena olmaz.
AFİŞ
60 SANİYE
2000 yapımı gerilim ve aksiyon türünde olan filmde, Randall Raines, uzun zamandır suça bulaşmamış olan eski ve korkulan bir araba hırsızıdır. Bir gün kendisini ziyarete gelen bir arkadaşı, ondan kardeşinin hayatını kurtarmak için yardım ister. Randall, o an, hiç istemiyor olsa da eski işine geri dönmek zorunda olduğunu fark eder. Tek bir gecede elli adet araba çalmak zorundadır. Randall Raines, eski ününü sürdürebilmek için bu zorlu görevin üstesinden gelmeye çabalayacaktır. Yönetmenliğini Dominic Sena’nın yaptığı filmde, Nicolas Cage ve Angelina Jolie gibi isimlerin nefes kesen oyunculuklarını da izleyeceksiniz.
DÜNYA İNSANLARI
Fotoğraf: Elliott Erwitt/1950
Kuzey Karolina’da çekilmiş fotoğrafta, beyazlar ile siyahların su çeşmelerinin dahi ayrıldığı görülüyor...
KARİKATÜR
Amır Soheili