Herkes gitti, Atilay Dalgıç kaldı!

CHP’nin en son yapılan İl, Tepebaşı ve Odunpazarı kongrelerinde…
 
*
 
İl başkanı olarak Sinan Özkar seçildi, gitti.
Sinan Özkar’ın yerine Rabia Akman atandı, gitti.
Rabia Akman’ın yerine Abdülkadir Adar atandı, şaibeler had safhada.
 
*
 
Odunpazarı İlçe Başkanı olarak Akın Sallarel seçildi, gitti.
Akın Sallarel’in yerine Rahmi Çınar atandı.
 
*
 
Tepebaşı İlçe Başkanı olarak Atilay Dalgıç seçildi.
Her şeye rağmen direndi.
Dik durdu ama diklenmedi.
Sonuçta başarılı oldu.
Başından sonuna kadar görevine devam eden tek isim.
Kaya gibi dense yeridir, kimse kaldıramadı.
 
*
 
Tepebaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç’la, ES TV’de buluştuk.
Dalgıç, önemli konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
*
 
Dalgıç, seçildiği günden yerel seçimlere kadar geçen süreci, şöyle özetledi…
 

• Önce, mahalle meclislerini kurduk.
• Hane hane ziyaretler yaptık.
• Yüz bine yakın haneye girdik.
• Bunun sonucunda, Tepebaşı tarihinde bugüne kadar alınmış en yüksek oy oranına ulaştık.
• Yani, bir önceki seçimdeki oy oranımız yüzde 46’yken, bu seçimde yüzde 56’ya ulaştık.
• 91 mahallenin 89’unda, oylarımızı, oransal olarak arttırdık.
• Bu durum, Tepebaşı Belediye Başkanımız Ahmet Ataç’ın yaptığı hizmetin, çok yaygın bir alanda yapıldığını gösteriyor.
• Bunu, belediyemizle, örgütümüzle, başkanımızla, hep birlikte başardık.
• Bu başarı, seçim öncesinde başlayan organize bir çalışmanın ürünüdür.
• Eskişehir, sandık eğitiminde Türkiye ikincisi oldu. Tepebaşı ise Eskişehir’de birinci oldu. Yani Tepebaşı’nda 831 sandığımız var. Bu sandıkta görevli olanların yüzde 75’e yakınını eğitmişiz. Sandıkta durmak, tek başına çok bir şey değil. Eğitmek çok önemli, çünkü eğitmediğiniz zaman, sandık sorumlumuzun sandıkta oturmasının inanın çok faydası yok.

 

Sinan Özkar’ın iddiasını çürüttü

 
Geçtiğimiz günlerde, CHP’nin eski il başkanlarından Sinan Özkar, çok konuşulan bir iddiayı gündeme getirmişti.
Neydi o iddia?
CHP kurmaylarının, İYİ Parti eski İl Başkanı Ramis Tunca’yla seçim sürecinde iletişim kurmaması.
Başkan Atilay Dalgıç, Özkar’ın bu iddiasının doğru olmadığını ifade ederek şu açıklamayı yaptı:
 
ODUNPAZARI’NI KONUŞTULAR
“Bu doğru değil. Hakkını yemeyelim; il başkanımız Abdülkadir Adar, beni ve Odunpazarı ilçe başkanımızı aradı ve biz iki defa İYİ Parti’nin il başkanlığına görüşmeye gittik, bu konuları konuşmak için. Hatta İYİ Parti’nin milletvekili de (Arslan Kabukçuoğlu) vardı. Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe başkanları vardı. İl başkanları da vardı. Biz iki toplantıda da, bunları enine boyuna konuştuk. Ama bir sonuç alamadık, çünkü ‘Odunpazarı kırmızı çizgimiz, konuşmayız, masada yok’ şeklinde bir tavır gelişti. Bundan sonra yapılan görüşmelerde ben bulunmadım. Yani kısaca şunu söyleyeyim, İYİ Parti’yle görüşmeler yapıldı.”  

İl yönetimi ön seçimi kabul etmedi

 
CHP kamuoyunda çok konuşulan, çok tartışılan bir mesele…
Ön seçim!
Atilay Dalgıç’ın geçmişte ön seçim istediğini bilmeyen yok.
Hatta yerel seçimden önce yönetim kurulu kararı alarak Tepebaşı’nda ön seçim yapmak istedi ancak İl Başkanlığı tarafından bu talep karşılıksız kaldı.
Peki, Dalgıç’ın fikri değişti mi?
Yani, önümüzdeki seçimlerde de ön seçim istiyor mu?
Okuyalım…
 
ALİ RIZA MENEVŞE’YLE İSTEDİLER
“Şimdi ben, yaklaşık 20 yıldır siyasetin bazen ortasında, bazen kenarında oldum. Ve bu 20 yıl içerisinde, hiç sapmadan ön seçim istedim. Her dönem… Hatta Yılmaz Büyükerşen, Ahmet Ataç ve meclis üyelerinin partiye katılım töreni yapıldı Porsuk Spor Salonunda. Orada Ali Rıza Menevşe’yle ‘ön seçim istiyoruz, yaparsan sen yaparsın’ diye bir pankart da asmıştık. O günden beri de ön seçimden hiç vazgeçmedim. Hiç de vazgeçmeyeceğim.
 
AHMET ATAÇ ÖN SEÇİME SICAK BAKMIŞ
Bu seçimde Genel Merkez aslında yol açtı ve inisiyatifi örgütlere verdi. Bu çok önemliydi. Yani milletvekili seçiminde böyle bir inisiyatif vermedi, daha önce de… Ama bu seçimde dedi ki: İsteyen örgütler, fermuar sistemi olmak kaydıyla (tek sayılar genel merkezin adayları için, çift sayılar örgütlerin adayları için) ön seçim yapabilir. Bu çok basitti aslında. Biz karar alırdık, il onay verirdi ve ön seçim yapılırdı. Ben Ahmet Ataç’ın tavrını da biliyordum. Ahmet Başkan, üyeyle yapılan hiçbir seçime karşı olmayacağını söylemişti. Ben yönetimimi topladım, ön seçimi konuştuk, oy birliğiyle ön seçim yapılmasına karar verildi. Başkanımıza da sordum, aynı şeyi söyledi. Çünkü üyeyle yapıldıktan sonra hiçbir sıkıntı yok. Ben bu kararımızı, il başkanımıza, yönetimine gönderdim ve ön seçim tarihi versinler diye bekledim. Fakat ön seçim tarihi gelmedi. Tabi il başkanımızın da kendine göre gerekçeleri vardı. Yani ona da saygı göstermek lazım. Ülkenin koşullarından bahsetti, ittifak yaptığımız partilere kontenjan verileceğinden bahsetti. O gerekçelerle, ön seçim için zamanın uygun olmadığını söyledi. İl yönetimi de böyle bir karar almış. Olabilirdi, ama olmadı.
 
GENEL MERKEZ ÖRGÜTE DÖNDÜ
Ancak bir dahaki seçimde, Genel Merkezin, ön seçimi, milletvekili seçiminde de yapacağına inancım tam. Çünkü Genel Merkez bu dönem çok önemli bir yöntem izledi ve çok da başarılı oldu. Örgütlerden, ilçe başkanlarından, belediye başkan adayları gösterdi. Hep örgüt içinden yürümeye başladı. Bence önümüzdeki seçimde ön seçim olacak ve ben her zaman ön seçimi isteyeceğim.  

Tüzük, her şartta uygulanmak zorunda

 
Gelelim CHP’deki olağanüstü kongre tartışmalarına…
Eski il başkanlarından Sinan Özkar ve beraberindeki partililer, tüzüğü gerekçe göstererek olağanüstü kongre talebini resmi olarak İl Başkanlığına ilettiler.
Ancak İl Başkanlığından ses çıkmayınca, bu sefer yine eski il başkanlarında Rabia Akman ve Butay Erdoğan konuyu mahkemeye taşıdı, olağanüstü kongre yapılması istemiyle yönetime kayyum atanmasını talep etti.
Söz konusu dava, hala sürüyor…
Peki, Atilay Dalgıç bu sürece ilişkin ne düşünüyor?
Şunu…
 
ANAYASAYI BİR KERE DELMEKLE BİR ŞEY OLMAZ!
“Kim ister, kim yapmaz, kimin lehine biter, bunlar inanın hiç ilgilendiğim şeyler değil. Ben hukukçuyum, ilçe başkanıyım, ilçe başkanlığımın temeli de tüzük. Ben dersem ki tüzüğü bir kenara bırakalım, kurumsal ne kadar kimliğimiz varsa inkar etmiş oluruz. O nedenle tüzüğün, her halükarda, her şartta, birebir uygulanmasından yanayım. Benim söyleyeceğim bu. Eğer bu MYK kararıyla bir görevden almaysa -ben görevden alınmayı da görmedim işin aslı- tüzükteki maddesi belli: 45 gün içerisinde kongre. Yani ülke şartları, parti şartları, üyenin durumu; bunlara bakamayız, biz tüzüğü uygulamak zorundayız. Çünkü ‘Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz’ lafı, Türkiye’de hala konuşulan bir laftır. Bunu tüzükte yaparsak, aynı duruma düşmüş oluruz. Ha, orada istifa varsa, onu da bilmiyorum. O zaman 45 gün şartı yok. Ama görevden boşalma şekline bakıp, neyse karşılığı, görevden almaysa kongrenin 45 gün içerisinde yapılması lazım, her ne olursa olsun. Sonuç olarak tüzük ne emrediyorsa o. Yoksa onun lehine, bunun lehine gibi yorumlara girmeye gerek yok.”  

Şükrü Ketenci ispat etsin!

 
Geçtiğimiz günlerde, Demokrat Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Şükrü Ketenci çıktı sahneye ve Tepebaşı Belediyesi’ne ilişkin ciddi iddialarda bulundu.
Dedi ki: Belediye, turizm şirketi oldu.
Dedi ki: Belde Evlerinde bankamatik memurları var.
 
*
 
Başkan Dalgıç, Şükrü Ketenci’nin iddialarına ilişkin net konuştu ve dedi ki: “Çanakkale ve Anıtkabir ziyaretlerine, manevi hassasiyeti olan hiç kimse turistik gezi diyemez! Bankamatik memuru konusuna gelince, ispat gerekir!”
 
*
 
Şimdi, Dalgıç’ın açıklamasının detayını okuyalım…
 
BU DAVRANIŞ VİCDANLI DEĞİL
“Sayın Ketenci kaç tane Belde Evi’ni gezdi bilmiyorum, ama ben isterse kendisine belde evlerinin hepsini gezdiririm. Kendim tanıtmak isterim Belde Evlerimizi, yaptığı faaliyetleri anlatmak isterim. Bizim 11 tane Deneyimli Kafe’miz, 29 tane Belde Evi’miz var. Bugüne kadar burada 120 bin kişi eğitim almış. İnanın bu projeler, Türkiye’nin birçok yerinde örnek olarak gösterilen projeler. Ve bu projeleri alıp uygulayan belediyeler var. Ahmet Ataç’ın, oyunu, beş senede 10 puan yükseltmesinin sebeplerinden bir tanesi de bu iki projedir. Tabi turizm şirketi ifadesi de doğru değil. Bu da bir projedir ve adı, kültür turlarıdır. İnsanların sadece gıda yardımına, çöpünün alınmasına ihtiyacı yok. Herkesin bir kültür ihtiyacı var ve bunu karşılayamayan, hatta Eskişehir’i gezemeyen insanlarımız var. Peki, bu insanlarımızı belediyemizin götürdüğü yer neresi? Çanakkale… Burayı ziyarete kimse, turistik gezi diyemez. Yani manevi hassasiyeti olan birisi… Yine Anıtkabir… Ömrü boyunca, ilk defa şehir dışına çıkmış, boğazı geçmiş, denizi ilk defa görmüş kadınlar var. Yani bu kültür faaliyetini küçümsemek, bence, vicdanlı bir davranış değil. Bir de ‘bankamatik memuru’ meselesi var. Bu, zaten bizim anlayışımıza aykırı. İspat gerekir ve Tepebaşı Belediyesinde bunun olması mümkün değil. Nereden duymuş bilmiyorum, bunu kendisine sormak lazım.”