Yıllardır zevkle okuduğumuz “Ece Bilgin”, “Hayvan Sevgisi”ni en güzel biçimde dile getiren bir yazar…
“Gel de Yılmaz Büyükerşen’i Sevme” başlıklı son yazısı da bunlardan biri…
Fizyomer Fizik Tedavi Merkezi’nde karşılaşmış Büyükerşen ile…
“Hocam, ne zaman hayvanlarla ilgili bir şeyler yapacaksınız?” demiş…
“Bu görev ilçe belediyelerinin” diye karşılık vermiş Büyükerşen;
“Keratalar iftar yemekleri veriyor, ayrıca hayvanlara bir şeyler yapsalar ya, ama olmaz, oy vermezler ki!”
Bu sözlerin yarattığı fırsatı kaçırır mı
Ece Hanım…
Hem Ataç’a, hem Kurt’a çağrıda bulunmuş:
“Senenin en az üç yüz günü aç gezen zavallı sokak kedileri ve köpekleri için de bir güzellik yapsanız olmaz mı?”
........
Yılmaz Hoca’nın “Hayvanlar oy veremez ki” sözlerine karşıyız!..
O kadar çok veren var ki…
“Kediler bile zor sayıyor!...”
Ya ölüler?
“Çıkmadı mı sandıklardan verdikleri oylar?”
Hatta belediye başkanlarından biri gece mezarlıktan yalnız geçerken korkmaya başlamış…
Başlamış şarkıya:
“Ay akşamdan ışıklar…”
Aynı anda bütün mezarlardan toplu yanıt:
“Yaylalar yaylalar…”
........
İşte böyle Ece Hanım…
Hoca, “keratalar” falan demiş ya…
Bize de “kalem hergelesi” der…
Ama yanılıyor inan!
“Pek çok hayvan oy veriyor!.”
“Ölüler bile!...”
///////////////////////////////////////////////////////////////
Özdeyiş
Konuşması gerekenlerin sustuğu yerde, susması gerekenler konuşuyor…
Günün Sözü
Demokrasilerde, iktidara gelenler kendilerini “savaş galibi”,
doğayı da “ganimet” sayamazlar!
Kıssa-dan
CHP, seçimin sona erdiği saatlerden bu yana aynı sözleri söylüyor:
“Türkiye’yi hükümetsiz bırakmayız…”
Siz hiç hükümetsiz kalan bir ülke gördünüz mü?
Günün Sorusu
Sürekli koalisyondan söz edildiği ve ülke sorunlarının partilerin uzlaşmasıyla çözülmesinin önerildiği şu günlerde, milli eğitim sorununu çözmek için uzlaşmaya hazır partiler var mı?
Günün İncisi
Milli Eğitim’in haline bakın…
Cehalet üzerine taht kuranlar eğitim sorunlarını çözemezler!...
Ali Sirmen
Gerilim
AB’nin patronu ‘Almanya’nın , ‘Merkel’in dediği çıktı. “Küresel sermaye kazandı”, başta Yunanistan olmak üzere özünde AB’nin “emekçileri” kaybetti…
Serdar Kızık
Cuk
Başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinden eksik etmesin…
Günün Balı
Soğan kalp krizine iyi geliyormuş…
Doğrudur…
“Kokusuna kriz de dayanamaz!”
Balthör
////////////////////////////////////////////////////////////////////////
Çinli ile Japon’u ayırmak
Dinlenmek için gittiğimiz otelde öğle yemeğindeyiz…
Garsonlardan biri geldi yanımıza:
“Sizinkiler sokağa çıkamıyormuş abi?”
-Kimmiş bizimkiler?
“Eskişehirliler abi…”
-Neden?
“Çinli sanırlar diye korkuyorlarmış. Gazetede yazıyor…”
Doğruydu… “Selahattin Duman” yazmış:
“Çekik gözlülere yönelik şiddet tırmanınca
Eskişehir’in, Polatlı’nın Tatar sakinleri korkudan sokağa çıkamaz oldu.”
Espriydi ama garsonun bakışları öyle değildi!...
Biliyorsunuz…
Çin hükümeti tarafından Uygur Türklerine uygulanan asimilasyon politikalarını protesto amacıyla kampanya açılmıştı…
Olay şiddete dönüşmüştü…
“Koreli” yakalayıp dövdüler. ‘Japon’u kıstırıp patakladılar. “Tayland” garibine denk gelip dövdüler…
Eeee…
Çekik gözlü olunca iş değişiyor tabii!
Türkiye’nin kayıtlara geçmiş tek filozofu,
karikatür dünyasının efsane adamı “Bahattin” demiş ki:
“Çekik gözü gördün mü elini tutacaksın. Eğer elinize yapışırsa Japon’dur. Eğer elini çektiğinizde kolu koparsa Çinlidir.”
Geçtiğimiz yıl Kanatlı sinemalarında bir film izlemiştik…
Yemek fuarındaki çekik gözlü için biri “Japon”dur dedi, diğeri “Çinli”dir…
Başroldeki kız “Neyi tartışıyorsunuz?” diye girdi araya:
“Ya Japon, ya Çinli, ya da Eskişehirlidir…”
Bizim garson haklıydı!...
////////////////////////////////////////////////////////////
Kişisel psikolojik zaaflar
Üniversite öğrencisi bir müşterisinin evine pizza servisi yapmış.
“Teşekkür ederim” demiş paketi alan adam:
“Normal olarak size ne kadar bahşiş vermeliyim?”
Delikanlı “Bu benim işimdeki ilk günüm” demiş:
“Servisteki arkadaşlar, sana 5 kuruş bile vermezler. Bu tipinle 1 lira bile alırsan ne ala dediler efendim…”
“Yok yaa? Çok bilmiş onlar!” diye sinirlenmiş adam ve delikanlıya 10 lira vermiş…
“Teşekkür ederim. Bu parayı üniversite harçlığım olarak kullanacağım” demiş pizzacı…
“Ne okuyorsun?” diye sormuş adam, devam etmiş delikanlı:
“Kişisel psikolojik zaaflar ve bundan faydalanma şekilleri üzerine uygulamalı bir tez hazırlıyorum efendim…”
////////////////////
Kadın ve gazete
Kadın kahvaltı masasında elinden gazeteyi düşürmeyen kocasına seslenmiş:
“Keşke bir gazete olsaymışım, beni böyle sıkı sıkı tutardın…”
Adam kafasını kaldırmadan “keşke olsaydın” demiş:
“Her gün yenisini alırdım!...”
///////////////////
Ramazan nasıl geçti?
Oruç tutmuyor diye teşhir edilenler,
Oruç tutmuyor diye dövülenler…
“Çinli” diye saldırıya uğrayanlar,
Bayram trafiğinde kaza geçirenler için Ramazan tatsız geçerken…
“Gıda fiyatlarına fahiş zam yapanlar!...”
Lüks iftar menüleri hazırlayan restoranlar,
Televizyon şovlarında malı götüren hocalar…
“Dini malzeme olarak kullanan siyasiler için
kutsal ay faydalı ve güzel geçti!”
Akif Kökçe
////////////////////////////////////////////////
Günün Şiiri
Dostlar
Dostlar dar boğazdan geçip geldik
Şimdi buluştuk ya o hoş bulduk
Aman ne güzel bak buradayız işte
Duru sular gibi yüzlerinizde mutluluk
Dostlar siz varsınız ya bu dünyada
Bunu bilmek yeter vallahi
Güç kuvvet oluyor sıkıntılar üstüne
Şöyle bir araya gelince
İnsan tamamlanıyor be
Dostlar diyorum ki biz birikiyoruz
Uzaklarda sessizce kendi kendimize
Damla damla vererek her gün gücümüzden
Bekli zor oluyor yoruluyoruz
Ama bire kırk alıyoruz ektiğimizden
Ana sütü gibi hakkınız eğlenmek
Bu akşam çoğaldığımızı bilmek
Renk katsın şölenimize…
Talip Apaydın (Varlık-1963)
//////////////////////////////////////////////////////
Günün Olayı
Doğayı yok etmenin adı “yeşil yol” oldu!
Bilmeyen de çayır çimen üzerine asfalt değil de asfaltın üzerine çimen döşeniyor sanacak…
Günün Biberi
Doğayı korumaktan başka suçu olmadığı halde dövülüp, yerlerde sürüklenenler yüzlerce yıl sonrasına bir şeyler yapabilme umuduyla didinecekler...
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...