Hayvanlar oy verir mi?

Önder Baloğlu yazdı

21 Temmuz 2015 00:04
A
a
Sütiş Eskişehir

Yıllardır zevkle okuduğumuz  “Ece Bilgin”, “Hayvan Sevgisi”ni en güzel biçimde dile getiren bir yazar…

“Gel de Yılmaz Büyükerşen’i Sevme” başlıklı son yazısı da bunlardan biri…

Fizyomer Fizik Tedavi Merkezi’nde karşılaşmış Büyükerşen ile…

“Hocam, ne zaman hayvanlarla ilgili bir şeyler yapacaksınız?” demiş…

“Bu görev ilçe belediyelerinin” diye karşılık vermiş Büyükerşen;

“Keratalar iftar yemekleri veriyor, ayrıca hayvanlara bir şeyler yapsalar ya, ama olmaz, oy vermezler ki!”

Bu sözlerin yarattığı fırsatı kaçırır mı

Ece Hanım…

Hem Ataç’a, hem Kurt’a çağrıda bulunmuş:

“Senenin en az üç yüz günü aç gezen zavallı sokak kedileri ve köpekleri için de bir güzellik yapsanız olmaz mı?”

........

Yılmaz Hoca’nın “Hayvanlar oy veremez ki” sözlerine karşıyız!..

O kadar çok veren var ki…

“Kediler bile zor sayıyor!...”

Ya ölüler?

“Çıkmadı mı sandıklardan verdikleri oylar?”

Hatta belediye başkanlarından biri gece mezarlıktan yalnız geçerken korkmaya başlamış…

Başlamış şarkıya:

“Ay akşamdan ışıklar…”

Aynı anda bütün mezarlardan toplu yanıt:

“Yaylalar yaylalar…”

........

İşte böyle Ece Hanım…

Hoca, “keratalar” falan demiş ya…

Bize de “kalem hergelesi” der…

Ama yanılıyor inan!

“Pek çok hayvan oy veriyor!.”

“Ölüler bile!...”

 

///////////////////////////////////////////////////////////////

 

Özdeyiş

Konuşması gerekenlerin sustuğu yerde, susması gerekenler konuşuyor…

 

Günün Sözü

Demokrasilerde, iktidara gelenler kendilerini “savaş galibi”,

doğayı da “ganimet” sayamazlar!

 

Kıssa-dan

CHP, seçimin sona erdiği saatlerden bu yana aynı sözleri söylüyor:

“Türkiye’yi hükümetsiz bırakmayız…”

Siz hiç hükümetsiz kalan bir ülke gördünüz mü?

 

Günün Sorusu

Sürekli koalisyondan söz edildiği ve ülke sorunlarının partilerin uzlaşmasıyla çözülmesinin önerildiği şu günlerde, milli eğitim sorununu çözmek için uzlaşmaya hazır partiler var mı?

 

Günün İncisi

Milli Eğitim’in haline bakın…

Cehalet üzerine taht kuranlar eğitim sorunlarını çözemezler!...

                                                                              Ali Sirmen

 

Gerilim

AB’nin patronu ‘Almanya’nın , ‘Merkel’in dediği çıktı. “Küresel sermaye kazandı”, başta Yunanistan olmak üzere özünde AB’nin “emekçileri” kaybetti…

                                                                                  Serdar Kızık

 

Cuk

Başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinden eksik etmesin…

 

Günün Balı

Soğan kalp krizine iyi geliyormuş…

Doğrudur…

“Kokusuna kriz de dayanamaz!”

Balthör

 

////////////////////////////////////////////////////////////////////////

 

Çinli ile Japon’u ayırmak

 

Dinlenmek için gittiğimiz otelde öğle yemeğindeyiz…

Garsonlardan biri geldi yanımıza:

“Sizinkiler sokağa çıkamıyormuş abi?”

-Kimmiş bizimkiler?

“Eskişehirliler abi…”

-Neden?

“Çinli sanırlar diye korkuyorlarmış. Gazetede yazıyor…”

Doğruydu… “Selahattin Duman” yazmış:

“Çekik gözlülere yönelik şiddet tırmanınca

Eskişehir’in, Polatlı’nın Tatar sakinleri korkudan sokağa çıkamaz oldu.”

Espriydi ama garsonun bakışları öyle değildi!...

Biliyorsunuz…

Çin hükümeti tarafından Uygur Türklerine uygulanan asimilasyon politikalarını protesto amacıyla kampanya açılmıştı…

Olay şiddete dönüşmüştü…

“Koreli” yakalayıp dövdüler. ‘Japon’u kıstırıp patakladılar. “Tayland” garibine denk gelip dövdüler…

Eeee…

Çekik gözlü olunca iş değişiyor tabii!

Türkiye’nin kayıtlara geçmiş tek filozofu,

karikatür dünyasının efsane adamı “Bahattin” demiş ki:

“Çekik gözü gördün mü elini tutacaksın. Eğer elinize yapışırsa Japon’dur. Eğer elini çektiğinizde kolu koparsa Çinlidir.”

Geçtiğimiz yıl Kanatlı sinemalarında bir film izlemiştik…

Yemek fuarındaki çekik gözlü için biri “Japon”dur dedi, diğeri “Çinli”dir…

Başroldeki kız “Neyi tartışıyorsunuz?” diye girdi araya:

“Ya Japon, ya Çinli, ya da Eskişehirlidir…”

Bizim garson haklıydı!...

 

////////////////////////////////////////////////////////////

 

Kişisel psikolojik zaaflar

 

Üniversite öğrencisi bir müşterisinin evine pizza servisi yapmış.

“Teşekkür ederim” demiş paketi alan adam:

“Normal olarak size ne kadar bahşiş vermeliyim?”

Delikanlı “Bu benim işimdeki ilk günüm” demiş:

“Servisteki arkadaşlar, sana 5 kuruş bile vermezler. Bu tipinle 1 lira bile alırsan ne ala dediler efendim…”

“Yok yaa? Çok bilmiş onlar!” diye sinirlenmiş adam ve delikanlıya 10 lira vermiş…

“Teşekkür ederim. Bu parayı üniversite harçlığım olarak kullanacağım” demiş pizzacı…

“Ne okuyorsun?” diye sormuş adam, devam etmiş delikanlı:

“Kişisel psikolojik zaaflar ve bundan faydalanma şekilleri üzerine uygulamalı bir tez hazırlıyorum efendim…”

 

////////////////////

 

Kadın ve gazete

 

Kadın kahvaltı masasında elinden gazeteyi düşürmeyen kocasına seslenmiş:

“Keşke bir gazete olsaymışım, beni böyle sıkı sıkı tutardın…”

Adam kafasını kaldırmadan “keşke olsaydın” demiş:

“Her gün yenisini alırdım!...”

 

///////////////////

 

Ramazan nasıl geçti?

 

Oruç tutmuyor diye teşhir edilenler,

Oruç tutmuyor diye dövülenler…

“Çinli” diye saldırıya uğrayanlar,

Bayram trafiğinde kaza geçirenler için Ramazan tatsız geçerken…

“Gıda fiyatlarına fahiş zam yapanlar!...”

Lüks iftar menüleri hazırlayan restoranlar,

Televizyon şovlarında malı götüren hocalar…

“Dini malzeme olarak kullanan siyasiler için

kutsal ay faydalı ve güzel geçti!”

                                   Akif Kökçe

 

////////////////////////////////////////////////

 

 

 

Günün Şiiri

 

Dostlar

 

Dostlar dar boğazdan geçip geldik

Şimdi buluştuk ya o hoş bulduk

Aman ne güzel bak buradayız işte

Duru sular gibi yüzlerinizde mutluluk

Dostlar siz varsınız ya bu dünyada

Bunu bilmek yeter vallahi

Güç kuvvet oluyor sıkıntılar üstüne

Şöyle bir araya gelince

İnsan tamamlanıyor be

Dostlar diyorum ki biz birikiyoruz

Uzaklarda sessizce kendi kendimize

Damla damla vererek her gün gücümüzden

Bekli zor oluyor yoruluyoruz

Ama bire kırk alıyoruz ektiğimizden

Ana sütü gibi hakkınız eğlenmek

Bu akşam çoğaldığımızı bilmek

Renk katsın şölenimize…

            Talip Apaydın (Varlık-1963)

//////////////////////////////////////////////////////

 

Günün Olayı

Doğayı yok etmenin adı “yeşil yol” oldu!

Bilmeyen de çayır çimen üzerine asfalt değil de asfaltın üzerine çimen döşeniyor sanacak…

 

Günün Biberi

Doğayı korumaktan başka suçu olmadığı halde dövülüp, yerlerde sürüklenenler yüzlerce yıl sonrasına bir şeyler yapabilme umuduyla didinecekler...
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi