Türkiye, son 17 yılda;
Bağımsızlıkta,
İnsan haklarında,
Özgürlüklerde,
Hukukta,
Eğitimde,
Sağlıkta,
Bilimde,
Teknolojide,
Ekonomide,
Sanayide,
Tarımda,
Hayvancılıkta,
Milli savunmada,
Çağ atladı ya…
*
En çok da, demokraside çağ atladı…
*
Mesela…
Hepimiz, özgürce, fikirlerimizi açıklayabiliyoruz değil mi?
Dolayısıyla hiçbir yurttaşımız, fikrini açıkladığı için hapishanelerde çürümüyor.
Mesela…
Verdiğimiz oylarla seçilmiş kişi olan, milletin hizmetçisi statüsü kazanan politikacıların kötü-şaibeli-başarısız işlerini ve davranışlarını özgürce eleştirebiliyoruz değil mi?
Dolayısıyla yurttaşlarımıza karşı herhangi bir baskı yok, şiddet yok, soruşturma yok, gözaltı yok, sindirme gayreti yok.
Mesela…
Devleti yönetmeye talip olan, bizlerin hizmetkarı olabilmek adına canhıraş çalışan ve bizleri ikna etmek adına türlü eylem ve söylemlerde bulunan politikacılarımız var değil mi?
Dolayısıyla birbirlerine rakip olan politikacılar, bizleri ikna edebilmek adına televizyon ekranlarında dahi bir araya geliyor, örnek olacak bir üslupla tartışıyor; seçmenlere, aynı anda tüm politikacıları tartma şansı tanıyor.
*
O zaman ne ala, dememiz gerekmiyor mu?
*
Diyemiyoruz…
*
Çünkü yukarıda anlattıklarımın tümü, zihnimde tasarladığım bir
hayal ürününden ibaret.
Aslında bu hayal sadece benim değil, Anadolu topraklarında yaşayan tüm yurttaşlarımızın hayali.
*
Bakın…
Çok değil, yakın geçmişe doğru uzanalım…
Bugün hayalini kurduğumuz unsurlardan bazılarına, yakın geçmişte sahiptik.
Mesela…
Erdal İnönü, Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit, Doğu Perinçek, Tansu Çiller, Turgut Özal, Mesut Yılmaz, Deniz Baykal gibi politikacılarımız vardı.
Hatta bu isimler içinden Baykal ve Perinçek, hala aktif politika içerisindeler.
Yukarıda saydığım isimler, özellikle 2002’den önce, her seçim döneminde, birlikte açık oturumlara çıkar ve demokratik bir biçimde tartışırlar, görüşlerini açıklarlardı.
Kimse kimseye çamur atmaz, kimse kimseye bel altı vurmaz, kimse kimsenin süresinden çalmaz, kimsenin ses tonu yükselmez, en ufak bir argo söz edilmezdi.
Politikacılar, sadece projelerini anlatır, hem seçmeni hem de münazara yaptığı diğer politikacıları ikna etmeye çalışır; seçmenden gelen soruları yanıtlar, muhalefet eden isimlerin eleştirilerine cevap verirlerdi.
*
Ya şimdi?
Bırakın politikacıların televizyon ekranlarında bir araya gelmesini, sokakta karşılaştıklarında neredeyse selam vermeyecek vaziyetteler.
*
Dahası;
Popülizm onlarda,
Argo ifadeler onlarda,
Bağırış çağırış onlarda,
Saygısızlık onlarda,
Eleştiriye hazımsızlık onlarda,
Bel altı vurma onlarda…
*
Artık, buna bir ‘dur’ demenin zamanı gelmedi mi sizce de?
Gelin, çağdaş insanları olan, ‘Avrupa kenti Eskişehir’ şeklinde anılan şehrimizde bir şey deneyelim ve
Türkiye’ye örnek olalım.
*
Şehrimizde, iki televizyon kanalı var.
ESGROUP Yönetim Kurulu Başkanı
Özgür Fetih Demirdaş’ın teknoloji yatırımları ve üstat
Ali Baş’ın yönetimiyle, Türkiye’deki önde gelen televizyon kanalları içerisine giren
ES TV, bu televizyonlardan bir tanesi.
Ve sizler de çok iyi biliyorsunuz ki, ES TV, objektif yayın ilkesiyle, tüm siyasi partilere ekranlarında eşit oranda yer veriyor, dileyen tüm politikacılar yayınlara çıkabiliyor ve görüşlerini, yurttaşlarımızla paylaşabiliyor.
*
Eskişehir’de, bir demokrasi şölenine imza atsak nasıl olur?
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile Cumhur İttifakı AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Burhan Sakallı, buyursalar gelseler, birlikte münazara yapsalar…
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Cumhur İttifakı AK Parti Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Volkan Doğan ve İYİ Parti Odunpazarı Belediye Başkan Adayı Salih Karabacak, buyursalar gelseler, birlikte münazara yapsalar…
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile Cumhur İttifakı AK Parti Tepebaşı Belediye Başkan Adayı Hasan Tuç, buyursalar gelseler, birlikte münazara yapsalar…
Muhteşem olmaz mı?
*
Şimdiden heyecanlandığınızı hissediyorum…
*
Haydi…
Bunu yapalım…
Bir nebze de olsa, Türk demokrasisine katkı sunalım…
Türkiye’yi umutlandıralım...
Türkiye’ye örnek olalım…
Demokrasi kıvılcımını, Eskişehir’den yayalım…
Bununla beraber içtenlikle diyelim ki: Türkiye’nin Eskişehir’i var…