Havadan, sudan...1
Havadan sudan tanımlaması aslında bilirsiniz, konuşulan mevzuunun önemsizliği ile ilişkili olarak kullanılır. Oysa ki, hava ve su, ne kadar kıymetli şeyler. Suyun olmamasının nasıl mutlak yokluğa yol açtığını, gözlerimle yıllar önce danışmanlığı yaptığım, bir Sudanlı öğrencimle Sudan’a yaptığımız bir gezi esnasında gördüm. insan eliyle şekillenmiş çok etkilendiğim eserler olmuştur. Mesela Amerikan şehirleri, mesela Fransa’nın, İspanya’nın, İtalya’nın Akdeniz kasabaları ve daha birçok şey... Bir yanda insanoğlunun doğaya hükmedercesine yükselttiği yapıları, diğer yanda Akdeniz’in o duygu yüklü havasını soluyabileceğiniz, olağanüstü güzel bir coğrafyada, insan eliyle naif bir şekilde işlenmiş sahiller... Ama hiçbiri beni Afrika’da insanın yarattığı mutlak yokluk kadar etkilemeyi başaramadı....
..................................
Geçen haftanın gündeminde aklımda kalan bazı haberleri paylaşmak istedim sizlerle. Havadan, sudan işte… Birincisi Türkiye'de 2003 yılından beri uygulanan Erasmus Programındaki öğrenci değişim sayısı 3 milyonu aştı. Bunu kutlamak amacıyla Avrupa Komisyonu tarafından temsili olarak programa katılan her ülkeden bir öğrenci 3 milyonuncu Erasmus öğrencisi olarak seçildi ve Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi'nde Erasmus öğrencisi olarak öğrenim gören bir Letonyanlı öğrencimiz, ülkesi Letonya'yı temsil edecek öğrenci oldu. Erasmus programı, Avrupa’da ortak bir yükseköğretim alanı oluşturmak için yapılan çalışmalardan biri; bir değişim programı… Avrupa Birliği’nin Avrupa’nın geleceği için en çok önemsediği konulardan olan Avrupa Yükseköğretim Alanı’nı oluşturmak, bu kapsamda farklı ülkelerde tüm yükseköğretim alanları için sürekli iyileşmenin sağlanabilmesi, ülkeler, üniversiteler arası eğitim kalitesini birbirlerine yaklaştırmaktır. Avrupa Yükseköğretim Alanı’nda sürece dahil olmuş ülkelerdeki eğitim sistemindeki çeşitlilik korunurken, üye ülkelerin eğitimleri arasında bir denge kurulması, birbirleriyle karşılaştırılabilir olması, uyumlu hale getirilmesi- tüm programların akreditasyon ve sürekli iyileştirme süreçlerini başlatmış olmaları istenmektedir. Sürece adapte olabilmiş eğitim kurumlarından mezun olmuş kişiler, Avrupa Yükseköğretim Alanı içerisinde yer alan diğer ülkelerde kolayca dolaşabilecekler, herhangi bir ek koşul gerekmeden kendi ülkelerinde aldıkları dereceler ile istihdam edilme şansına sahip olabileceklerdir. Ayrıca bu reformist yaklaşım sayesinde Avrupa ülkeleri, yüksek öğretim alanında ABD, Kanada, Avustralya, Japonya gibi ülkelere karşı rekabet gücünü artırmış olacak, gerek yükseköğretim ve gerek istihdam olanakları açısından bu ülkelerden kişiler tarafından tercih edilir hale gelecektir. İşte Avrupa Yükseköğretim Alanıyla ilgili faaliyetler, yükseköğretiminde sürekli iyileştirme ve akreditasyon, ECTS kredilerinin kullanımı, ECTS label gibi konularda Anadolu Üniversitesi her zamanki gibi ilklerin üniversitesi olmak, diğer üniversitelere model teşkil etmek gibi önemli bir rolü üstlenmiş, üstlenmektedir. Eski Rektör Yardımcılarımızdan Atilla Barkana hocanın olağanüstü vizyonu ile daha Türkiye’deki çoğu üniversite Avrupa Yükseköğretim Alanı nedir bilmezken, Anadolu Üniversitesi olarak biz ilk kez iş yükü esaslı ECTS (Avrupa Kredi Transfer Sistemi) kullanan okullardan biri olduk. Mühendislik Mimarlık Fakültemizin Mimarlık Bölümü daha pekçok kurum yükseköğretimde akreditasyon nedir bilinmezken, Türkiye’de ilk akredite olan okul oldu. Ardından Mühendislik Fakültesi’nin tüm bölümleri akredite oldular, geliştirdikleri sürekli iyileştirme modeli, Üniversitemizin tüm programları için hazırlanan Avrupa Bilgi Paketi, Türkiye’de pek çok alana, yükseköğretim kurumuna örnek oldu. Erasmus öğrenci değişim programında en çok değişim yapan Yükseköğretim Kurumu olduk, Türkiye’de mezun ettiği öğrencilere Avrupa’da iş bulmalarını sağlayacak, aldıkları diplomanın denkliği gösteren Diploma Eki-Diploma Supplement veren - ECTS Etiketine sahip, verdiği eğitimi EUA’nın (Avrupa Üniversiteler Birliği) dış değerlendirmesine açan sayılı üniversitelerden olduk, Açıköğretim sistemindeki programların da akreditasyonu için çalışmalar başlatıldı. Dolayısıyla Letonyalı öğrencimizin başarısı bir tesadüf değil, yıllardır süren iyileştirmelerin sonucu…
Konu havadan sudan olunca, bana ayrılan satırların sonuna gelmişiz. İşaret etmek isteğim bir konu, hep bu köşeden paylaştığım seller, yine Hatay’da can aldı. Diğeri geçen hafta Muş’ta yaşanan mera-toprak kavgası neticesinde hayatını yitiren çok sayıda insanımız. 21.yüzyılın gündemi hava, su, toprak.. Anlaşılması için daha ne gerekiyor, bilmiyorum? Haftaya devam ederiz.. Herkese iyi haftalar…