Hat Boyu’nu beğendim

Hat boyundaki Yüksek Hızlı Tren hattının kapalı kesitle yer altına alınmasıyla üzerine yapılacak peyzaj çalışması iki yılı aşkın süren bir çalışmayla tamamlandı…
Hat boyu bulvarındaki çalışmalar ağır aksak sürerken, ilk önce ortaya çıkan koca koca beton saksılar adeta “betonlaştırılmış” görüntüsü veriyordu…
“Ortaya çıkan beton manzarası bizleri hayal kırıklığına uğrattı. Böyle bir çalışma beklemiyorduk. Yeşil kuşak ağırlıklı gezinti alanı olacak bir hat boyu hayal ediyorduk. Oysaki yanılmışız, işi başlatan firma hat boyunu dev beton saksılar ile donattı” eleştirileri dillerden düşmemişti…
Ne yalan söyleyeyim…
Beton saksıları görünce bende “kocaman alan betonlaştırılacak, yazık olacak. Yeşil’e hasret olacağız” diye eleştirmiştim…
Gerek Eskişehir halkı gerekse basın mensupları eleştirilerimizde haklıydık…
Çünkü Hat boyu üzerinde yapılacak olan çalışmanın projesini veya görsellerini görmemiştik…
Kurban Bayramından birkaç gün önce idi…
Gazeteden çıkıp tramvaya binip eve giderken hava kararmıştı…
ESPARK’ın önündeki durakta tramvay durunca Hat boyuna yerleştirilen renkli ve göze hoş görünen ışıkları gördüm…
İlgimi çekti…
Tramvaydan indim ve hat boyu bulvarını sonuna kadar gezdim…
Havada güzel olunca insanlar oturma guruplarını doldurmuşlardı…
Oturabileceğim bir tek boş bank yoktu…
Işık görselleri, tren tekerlerinin kullanıldığı TCDD yazılı banklar, hat boyunun geçmişte tren yolu olduğunu hatırlatan kırılmaz camların altına yerleştirilen raylar, adına “Mehmetçik” verilmiş minyatür lokomotif insanların dikkatlerini çekiyor…
“Beton yığını olmuş” diye eleştirdiğimiz hat boyundaki o beton saksılar, üzerlerine dikilen fidanlar ve çiçeklerle gizlenmiş gibi görünüm verdiğinden sırıtmıyordu…
8 bin 750 metrekare yeşil alana sahip Yüksek Hızlı Tren hattı kapalı kesit peyzaj çalışmasıyla hat boyuna
150 tane yapraklı, 350 tane de ibreli ağaç ve toplam 16 bin 500 tane çalı grubundan ağaç dikilmiş…
Gece gezdiğim Hat boyunu birde “gündüz gözüyle gezeyim” dedim…
Dün Muttalip Caddesinin başından girdiğim hat boyunu ESPARK’ın önüne kadar yürüdüm…
Bankta otururken gördüğüm 70 yaşında ve adının Mehmet olduğunu sonradan öğrendiğim kişinin yanına bende oturdum…
Kendisine hat boyunu beğenip beğenmediğini sordum…
“Evlat benim evim karşısı. Bizim gençliğimiz tren düdükleri ve tekerlek sesleriyle geçti. Çocuklarımı da o seslerle büyüttüm. Tren geçidi yer altına alınınca ses kesildi. Düdük ve tekerlek seslerini duymayınca kendimi bir başka şehirdeymişim sanıyorum. Öyle bir alışkanlık yapmış ki, inan arıyorum o sesleri. Yapılan düzenlemeye gelince çok güzel oldu. Akşamları rengârenk ışıklar yanınca kendimi Avrupa şehrindeyim sanıyorum. Sokak sakinleri de yapılan düzenlemeyi çok beğeniyorlar” dedi…
Demek ki ön yargılı olmamak lazım…
Biraz sabırlı olup, yapılan çalışmanın tamamlanmasıyla ortaya çıkan eseri gördükten sonra eleştiri yapmak gerektiğini bir kez daha anladım…
 
*-********
 
Çok gol atıyoruz ama çok da yiyoruz
 
Eskişehirspor’un Cuma günü akşamı kendi evinde Elazığ Spor ile yaptığı karşılaşmada oynanan futboldan keyif aldığımı söylersem kendimi kandırmış olurum…
Elazığ Spor karşısında sahada yer alan siyah-kırmızılı futbolculara tek tek baktığımda, rakibinden birkaç gömlek üstün oldukları hemen göze çarpıyor…
Eskişehirspor takımın futbolcularının yarıdan fazlası süper lig tecrübesi yaşamış isimler…
Semih, Erkan, Tarık, Hürriyet, Boffin, Kaan, Kamil, Bruno, Akaminko gibi isimler yıllarca süper ligde başarılara imza atmış, hatta defalarca milli forma giymiş isimler…
Geçmişte oynadıkları takımlarda büyük başarılara imza atmış futbolcuları getirip, TFF 1’nci liginde oynatmak her babayiğidin harcı olamaz…
İşte bunu efsane başkan Halil Ünal başardı…
Büyük paralar vermedi…
Zaten kulübün içerisinde bulunduğu mali durum belli…
Gelelim Elazığ maçına…
Maçtan önce kimisi “3-4 atarız”, kimisi “zorlu bir mücadele olur” diyordu…
Her iki takıma baktığımda, bireysel yetenekleri yüksek Semih, Bruno, Meye gibi gol yetenekleri bulunan futbolcularla Eskişehirspor’un maçı rahat kazanacağını düşünüyordum…
Maç başladığında Elazığ Spor’unda ‘kolay yutulacak lokma” olmadığını gördük…
27’nci dk. da Semih Eskişehirspor’u attığı golle galibiyetin yolunu açtı…
29’ncu dk.da Wellington ikinci sarı karttan kırmızıyı görünce takımı 10 kişi bıraktı…
10 kişi kalmasına rağmen Elazığ dirençliydi…
Zaman zaman tehlikeli de oldular…
60’ncı dk. da sahneye yine Semih çıktı ve skoru 2-0 yaptı ve takımını rahatlattı…
62’nci dk .da ise Hakan Çinemre ikinci sarı karttan kırmızıyla oyun dışı kaldı…
Her iki takımda maçın başındaki gibi sahada eşitlendi…
73’ncü dk. da Elazığ Spor’dan Onur kırmızı kart görünce rakip 9 kişi kaldı…
9 kişi kalmasına rağmen Es-Es’in kalesinde tehlikeler yarattılar…
İşte bunlardan birisi 73’üncü dk.da Boffin’in yaptığı penaltı…
Allahtan Boffin, Ümit Tütüncü’nün kullandığı penaltıyı geçtiğimiz maçlardaki gibi penaltı avcısı olduğunu bir kez daha gösterdi ve penaltıyı kurtardı…
Bu penaltı gol olsaydı belki maçın sonundaki skor farklı olabilirdi…
Son noktayı Meye koydu ve maçı Es-Es’ler 3-1 kazandı…
Skor güzel, ancak oynanan futbol skor gibi güzel değildi…
4 hafta geride kaldı…
Hala uyum sorunu var…
Birde 4 maçta 9 gol atan Siyah-Kırmızılar kalesinde 6 gol görmüş…
TFF 1’nci ligin en çok gol yiyen 5 takımdan biriyiz…
Es-Es’in teknik direktörü Alpay Özalan, futbolculuğu döneminde defansta görev yapıyordu…
Şimdi teknik direktör…
Çalıştırdığı takım çok gol yiyor…
O zaman defansta bir sorun var…
Bunu görmüyor mu?
Görüyorsa ki gördüğünü düşünüyorum…
Kolay gol atıyoruz, kolayda yiyoruz…
O zaman bu soruna bir çare bulmalı…
Birde iki haftada iki kırmızı kart…
Kırmızı kart görenler defans oyuncusu…
Alpay Hoca defans oyuncularını daha dikkatli olmaları konusunda uyarmalı…
Böyle giderse gelecek maçlarda büyük sıkıntılar yaşanabilir…
Son sözde Boffin’e…
Bay Mesut Hoşcan, Boffin’e “virüs” diyerek satışa çıkarmıştı…
İyi ki alıcı çıkmadı veya teklif gelen takımların tekliflerini ret etti…
4 maçta Eskişehirspor aleyhine verilen 4 penaltıdan üçünü kurtardı…
Ayrıca geride kalan 4 maçta kurtardığı yüzde yüzlük golleri de hesaba katarsak Eskişehirspor’un kazandığı 4 maçta 8 puanda çok ama çok büyük rolü var…
Tekrar ediyorum…
Boffin gibi bir kalecisi olan Eskişehirspor kalesinde 6 gol görüyorsa Alpay Hoca defansa çare bulmalı…
Her zaman şans Es-Es’in yanında olmayabilir…

Günün Sözü     : Hani derler ya ben sensiz yaşayamam diye, ben onlardan değilim. Ben sensiz de yaşarım. Ama seninle bir başka yaşarım. Nazım Hikmet
Dedem diyor ki: Kimseye güvenme ve onları tanıman için sınamaktan korkma; çünkü kaybedilmesi gerekeni, en önce kaybetmelisin!