Hasan Polatkan Havaalanının son bir sene içerisinde tam 107 bin yolcuya hizmet verdiğini öğrendik. Bu haber, Havaalanımızın bir takım ayak oyunlarıyla devre dışı bırakmak isteyenlerin kulağına küpe olsun.
Hasan Polatkan Havaalanının son bir sene içerisinde tam 107 bin yolcuya hizmet verdiğini öğrendik. Bu haber, Havaalanımızın bir takım ayak oyunlarıyla devre dışı bırakmak isteyenlerin kulağına küpe olsun. Demek ki Eskişehir’in bir havaalanına ihtiyacı varmış, Bu havaalanını kapatmak da Eskişehir’e kötülük etmekten başka bir şey değilmiş.
Biz kötü niyetli kişilerin karşısında AK Parti yerel yönetiminin durduğunu düşünüp, kendilerini tebrik ettik. Bazıları, “Tebriğe ne gerek var? Zaten kendi yapmadıkları mevcut bir hizmet engellenmedi diye AK Parti’ye teşekkür mü edilirmiş?” dediler.
Ben aynı şekilde düşünmüyorum. Yerelde siyaset yapanların hiç birisi Genel Merkez’i karşısına almak istemez. Eğer ki AK Parti’nin Eskişehir teşkilatı, kendi genel merkezine diklendiyse, bu durum takdir edilmesi gereken bir şeydir.
Şimdi ortalıkta birtakım dedikodular dolaşıyor. Deniliyor ki bazı kişiler Hasan Polatkan Havaalanıyla uğraşmaya yeniden başlamış.
Eğer ki bu iddialar doğruysa, Eskişehirli AK Partililere yeniden görev düşecek demektir. Diyelim ki Ankara’daki amcalar, Eskişehir’e kötülük ettiler ve Hasan Polatkan’ı kapattılar. İşte o zaman AK Parti Eskişehir’de çok ciddi oy kaybeder. Ancak bizler, “Varsın Eskişehir kaybetsin, işin ucunda AK Parti’nin kaybetmesi olduktan sonra önemli değil” diye düşünmemeliyiz.
Eskişehirli olarak önce Eskişehirli olmayı öğrenmeliyiz. Bazen başka illeri kıskanıyorum. Mesela Trabzonluların sahip olduğu şehirlilik bilincinin – keşke – yarısına sahip olsaydık. İYİ Partililer, AK Partililer veya CHP’liler elbette kendi aralarında rekabet edecek. Bu çok doğal bir şey. Ancak söz konusu Eskişehir olduğu zaman gerisinin teferruat olması lazım…
BÜYÜKERŞEN'İN PAÇALARI
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, İzmir Belediyesi’yle birlikte ata tohumlarını toprakla buluşturdu. Tabii bazı AK Partililer, “CeHaPe zihniyeti” yaptı diye ata
tohumlarına karşı çıkabilir. Fakat ortalığı ayağa kaldırmakta acele etmesinler, zira aynı çalışmayı Sayın Emine Erdoğan da yapıyor.
“Yüzde 100 Yerli ve Milli” olan ata tohumları, bu toprakların zenginliği ve hem çiftçinin büyük şirketlere bağlı olmasını engelliyor hem de hastalıklara karşı dayanıklı olmasıyla biliniyor. Yani atadan kalan tohumlarımıza sahip çıkmak, onların neslinin tükenmesini önlemek çok önemli.
Seyitgazi’de karakılçık buğdayı ve sazlık çavdarı tohumlarını atan yetkililerimizi tebrik ederiz,
Bu arada Yılmaz Hoca’mıza bir küçük tebrikte daha bulunalım. Tohumları atarken, her çiftçi gibi çoraplarını pantolonuna sıkıştırmış. Şimdi içinizden, “Küçücük ayrıntı” diye geçirebilirsiniz elbette; saygı duyarım. Ancak biz bu memlekette ayağına galoş geçirip tarlalarda poz veren Sayın Cumhurbaşkanımızı da biliyoruz. Halkın içinden gelen Büyükerşen’in bu küçük ayrıntıyı atlamaması da dikkatimizden kaçmadı.