Gündem özellikle mi değiştiriliyor?

Son günlerde her yeni sabaha Dündar Ünlü bugün ne söyledi, ne twet attı, kime açıklama yaptı diye merak ederek girmeye başladık. Neredeyse 2 haftadır şehrin gündemindeki hemen her konuda Ünlü’nün konuya dair görüşlerini okuyor, duyuyor, tanık oluyoruz.
Şahsen Ünlü’nün herhangi bir görev kaygısıyla hareket etmeyeceğini biliyorum ama hemen her gün panik halindeymiş gibi açıklamalar yapmasını garipseyenleri de doğal olarak karşılıyorum.
Açıklamaların pek çoğunda nirengi noktası Büyükşehir ve Büyükerşen ancak Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri de bu işten nasibini alıyor zaman zaman.
Hatta Odunpazarı’na tankla, tüfekle, tüm hücrelerle 3 yıldır yapılan taarruza alıştık ama Tepebaşı’na Ak Parti İlçe Başkanları bile senelerdir eleştiri koyamazken Ünlü’nün hedefine Tepebaşı’nın da girmesi düşündürücü.
Kocaman bir gölete su birikintisi demek, Yenilebilir enerji örneği olduğu için kırsaldaki bir projeyi basit bir yalak söylemleri ile aşağılamak ve Avrupa’dan benzeri küçük projeler için 5 milyon Euro hibe almayı hak eden işleri küçümsemek, makyaj siyaseti demek bence düşündürücü.
İktidar partisinde sebebini tahmin edemediğimiz bir panik, gündem belirleme derdi oluştu. Ve bizlerde haliyle bu polemik konusu haline gelen gündeme takılıp gidiyoruz. Ancak içimdeki şeytan bu bilinçli, özellikle yapılıyor olabilir mi diye düşünüyor. Sizce, biz gündemde bu konuları konuşurken Eskişehir’de asıl konuşmamız gerekenleri atlıyor olabilir miyiz?
Yıllardır alışık olduğumuz bu karşılıklı söylemler ve ithamlarla hepimiz oyalanırken acep Alpu Ovası’na kurulması planlanan termik santral gündeminin oluşması da engellenebiliyor olabilir mi?
Çok değil daha 1 hafta önce yani Ünlü’nün ilk açıklaması ve Alpu Belediye Başkanı Demirtaş’ın Santral ile ilgili söylemleri de dâhil olmak üzere hepimiz Termik Santral projesine odaklanmaya ve ağırlıklı olarak buna karşı çıkmaya, zararlarını, Eskişehir için ne kadar tehlikeli olacağını konuşmaya başlamıştık. Eskişehirliler başta olmak üzere çevre hassasiyeti olanların tepkileri daha geniş, daha etkili bir şekilde yer bulmaya başlamıştı.
Şimdi ise konu dağılmış, kıyıda kalmış ve başka şeyleri konuşan, tartışan bir gündemin içinde seyrediyoruz. Futbolcuların takımları galipken profesyonelce zaman geçirmeleri ve uzun süreler yerde yatmalarına alışık insanlar olarak bu konuyu da bir zaman geçirme, süreye oynama olarak görebiliriz.
Önceki günlerde ortada fol yok, yumurta yok denilen Santral için resmi ihale süreci başladı. Ayrıntılarını Yenigün gazetesinden okuduk ve kaygılarımız bir kat daha arttı.
Zira ihale sürecindeki koşullardan birisi Alpu’dan çıkartılacak kömürün Termik Santral kurulması ve enerji elde edilmesini şart koşuyor. Daha ÇED raporu bile olmadan, kurulması için sakıncalı bir durumun olup, olmadığı ile ilgili izin bile alınmadan bu ihale sürecinin termik santral kurulması şartıyla yapılacak olmasını es geçmemeliyiz.
Her ne kadar bu konuda konuşanlar şamata yapıyor olarak değerlendirilip, milli servet düşmanı olarak lanse edilmek istense de, şehrin geleceğini, çocuklarımızın yaşayacağı bir şehri böylesi kolay teslim etmek ve asıl konuşulması gereken konular yerine önümüze koyulan başka bir gündemle oyalanmak bilinçli bir eylem olabilir. Tüm süreci bir de böyle bir değerlendirin diyerek, hepinize mutlu hafta sonları diliyorum.