Gökkuşağı, güneş ışınlarının yağmur damlalarında veya sis bulutlarında yansıması ve kırılmasıyla meydana gelen ve ışık tayfı renklerinin bir yay şeklinde göründüğü meteorolojik bir olaydır. Gökkuşağında görülen yedi renk; kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, lacivert ve mordur. Lakin benim anlatacağım gökkuşağı Türkiye’de ikinci sırada olumlu model olan bir kafedir. Geçtiğimiz yılın Temmuz ayında Tepebaşı Belediyesi'nin yaşama geçirdiği örnek ve güzel bir proje. Açılışını, işleyiş biçimi hakkında bazı bilgileri medyadan takip etmiştim. Ama ilk kez gitmenin mahcubiyetini yaşadığımı da itiraf ediyorum. Toplumda engelli sıfatı verilen gençler hizmet veriyorlar bu harika mekânda. Onlar sözde engelli ama yemin ederim ki kendisini sağlıklı sanan nice beyin özürlüden daha sağlıklılar. Daha mekândan içeri adımımı attığımda gülen gözleriyle “ben sizi televizyondan tanıyorum” diyerek karşıladı Volkan kardeşimiz beni. Volkan’ın dışında Hatice, Ercan, Eren, İlker, Onur, Filiz, Halil, Kemal de hizmet veren kardeşlerimizden. İnanın hepsi yaşamla barışıklar, hepsinin o güzel gözleri gülüyor ve espriyi seviyorlar. Başkan yardımcıları Fuat Gürcüoğlu ve Fikriye Güven’in yanlarında oturmam nedeni ile detaylı bilgiler edindim sayelerinde bu proje ile ilgili. Bu gençlerimizin burada işe başlamasıyla birlikte yaşamlarının ne denli olumlu değiştiğini, ailelerinin ne denli mutlu olduklarını anlattılar. Mutluluktan Fikriye Hanımın gözlerinin içi gülüyordu bu projeyi anlatırken adeta. Basına bir sabah kahvaltısı veriyordu Tepebaşı Belediyesi, bu vesile ile gittim ilk kez GÖKKUŞAĞINA. Sevgili Ahmet Başkan şimdiye dek Tepebaşı için yapılanları açıklıyordu. Hak etmedikleri halde, kısır politika yapmak isteyenlerin karalama kampanyalarını nazik bir dille yanıtlıyordu basın önünde. Belden aşağı olmamalı, onurlu olmalı bu kulvardaki yarış dedi. Barlar sokağını karalamak adına olmadık karalamaları Eskişehirlinin yutmadığını izah etti. Benim Küba’yı sevmem bile malzeme edilmeye kalkışıldı. Küba’nın onurlu bir ülke olması, başının dik olması ve uşaklık yapmamasını takdir etmek suç mudur diye sordu? Fidel Castro yoksul ülkelerin çocuklarına tıp eğitimi verdirip memleketlerine geri yolluyor. Bu takdirle anılmamalımıdır dedi… Bizler bir yandan notlarımızı alıyorduk sizlerle paylaşmak adına. Lakin eve geldikten sonra bile benim aklımda ve yüreğimin bir köşesinde Gökkuşağı vardı. Volkan, Hatice, Ercan, Eren, İlker, Onur, Filiz, Halil, Kemal vardı. Onların, Fuat bey ve Fikriye hanımın gülen gözleri vardı…