Gerçek ama hayali!..
Bugünlerde ikiz torunlarında ayrılamıyor “Ahmet Atuk” dostumuz
“Haklıymışsın” diyor:
“Torun tadı bir başkayımş…”
Geçer gün saat 22’de başlayacak maçı düşünerek, biz de “rakıya geç başlayalım” dedik....
21'e doğru küçük torun “Onur"”yanımıza geldi:
“Hasta mısın dede?”
***
Beklenmedik soruca “hayır” yanıtını verirince yine sordu:
“Hani rakı?”
***
Ahmet Atuk’un çok sevdiği bir “Karagöz-Hacivat” atışmasıdır:
“Adın nedir karagöz?” diye soruyor Hacivat...
“Süpürge sapı” yanıtını alınca da devam ediyor:
-Baban ne yer Karagöz?
“Süpürge sapı Hacivat!”
- Anan ne yer Karagöz?
“Süpürge sapı Hacivat!”
-Sinsilen ne yer Karagöz?
“Süpürge sapı Hacivat!”
***
İşte tam o anda uyanıyor Karagöz..
Sinsilesine süpürge sapını yediren Hacivat'a meydan dayağı çekiyordu…
“Karagöz-Hacivat” atışmalarını en iyi şekilde dillendiren “Hayali Küçük Ali”ydi.
Hey gidi Hayali Küçük Ali hey!
“Bugün ne hayaller gerçek çıktı, bir bilsen!”
Gerçek ama, her şey havali gibi!
“Ayakkabı kutusunun içindeki milyon dolarlar gerçek...”
TV'deki görüntüleri hayali!
“Para sayma makineleri gerçek...”
Sıfırlama telefonları da öyle...
“Ama görüntüler, sesler hep hayali!”
Ne mutlu şu “700 bin liralık kol saati” ile zamanı durdurabilene…
Görüyorsun, torunlar bile “hasta” sanıyor!
Saatler de geri alındı ya...
“Rakıca erken mi başlasak Ahmet abi?”
Günün incisi
İnsan yasamayı ve yaşamamayı aynı şey diye kabul ettiği zaman hürriyete kavuşur.
Dostoyevski
Cuk
Delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir.
Bacon
Kolsuz Yaşar’dan
Olacak ya...
Geçenlerde “karo papazı” ile “papaz” olduk abi...
Eeee...
“Olacak o kadar, o kolsuz, ben kolsuz!”
Günün faciası
Hayatta en büyük facia, insanın kendisinin farkına varamamasıdır...
Tagore
Günün fermanı
Reşadiye önündeki heykeller yıkıla..
“Porsuk'taki gondol batırıla!..”
Gerilim
AKP iktidarı PKK'ya gösterdiği dostluğu aydınlara gösterse “demokrasi yıkılmaktan”, askere gösterdiği düşmanlığı PKK'ya gösterse “ülke terörden” kurtulurdu...
Akif Kökçe
Kıssa-dan
“Biz kendimizi yapabileceklerimizle yargılarız, ancak bankaları yaptıklarımızla...
Henry W. Longfellow
Özdeyiş
Küçük şeyleri ne kadar büyütürseniz, o kadar küçülürsünüz...
Hanri Benazus
Cumartesi Öyküsü
30. yılında nasıl kutlanmış?
Cumhuriyet’in 91. yılını kutladık...
“30. yılında nasıl kutlanmış?”
Bakın 1953 yılında “Yaşar Nabi” nasıl anlatıyor.
“Memleketimizin 30 yıl önceki halini bilen yabancılar gözlerini kamaştırır...”
-Avrupalıların ancak “Pera” adını verdikleri, hususi bir adacığın içinde yaşayabildikleri, o kılığı, kıyafeti, adetleri ile baştan başa Asyalı ve geri memleket, nasıl olur da bu kadar kısa bir süre içinde...
“Tam manasıyla Avrupalı bir manzara olabilir?”
Nasıl olur da payitahtında bile, zengin Türklerin hastalıklarına ecnebi doktor getirdikleri memlekette, şimdi hastalanan yabancılar kendilerine mütehassıs bir hekim tavsiyesi istedikleri zaman..
“Bir Türk ismi ile karşılaşır!”
-Tiyatrolarıyla, orkestralarıyla, operalarıyla, modern üniversiteleri, sanat okulları, en çapraşık teknik işleri bile yabancı yardımına ihtiyaç görmeden başaran mükemmel bir teknisyen ordusu ile, kendi yağı ile kavrulan bir memleket dünün o, kendi limanlarında işleyen gemiler kadar postaları bile yabancı ellerde olan...
“Hasta adam mıdır?”
İşte bugün millet olarak ayakta durabiliyorsak, varlığımızı...
“Bu yeni Türkiye'ye borçluyuz...”
-Akıntıya karşı kürek çekilemeyeceği gibi, tabiat kanunlarına da karşı gelinmez.
Gerinin, iptidainin devamını isteyenler, ergeç yenilmiş olduklarını bile...
“Kendileri itiraf edeceklerdir...”
Kullandığınız alkol
Eğer harika, güzel, kültürlü, esprili, her işini kendi gören, sizden hiçbir şey beklemeyen, paragöz olmayan ve size deli gibi aşık olduğunu söylediğiniz bir kadın bulduğunuzu iddia ediyorsanız...
“Kullandığınız alkol müthiş kaliteli olmalı!”
Yeteneğin böylesi de var!
Vergiler zaten yüksek. Zamlar ardı ardına geliyor. Peki bütün bunlara karşın araştırmalarda “mutlu” olduğu ortaya çıkan Türk özelliği nasıl açıklanır?
Yine vergiyle... “Allah vergisi bir yetenek!..”
Türk medyasındaki korku!
Uluslararası basın kuruluşlarına göre, “Tork medyasında korku iklimi” var...
Doğru...
Basın çalışanları TÜSİAD'cılar kadar zengin olmadıkları için mecburen korkuyorlar!..
Hayyam’dan birkaç satır
Rızam olmaksızın dünyaya geririldim.
Başka bir şeyim artmadı, gene elimde olmadan göçeceğim.
“Gelmekten, kalmaktani geçmekten maksat nedir, anlamış degilim…”
Cehennemde herkes çalıyor!..
Adam ölünce melekler cennete gitmesine karar vermişler. Bir süre sonra kendi kendine cehennemi merak etmiş ve “Bir gidip bakayım” demiş...
Cehennem iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalıktımış. Herkes vur patlasın, çal oynasın eğleniyor!
Adam şaşırmış ve cennete geri dönmüş. İçerde üç-beş kişi, çıt yok!
Bir süre beklemiş ve canı çok sıkılınca, “Bu ne hal ya?” diye sormuş meleğe:
“Cehennemde herkes çalıyor, eğleniyor...”
Meleğin tepesi atmış , “Ne yani beyefendi” demiş:
“Üç-beş kişi için orkestra mı tutacaktık!..”
Teşekkürler
Temel, ailesi ile birlikte tatile giderken kapıya sütçü geldiği zaman okusun diye bir yazı bırakmış:
“Evde kimse yok, bir şey bırakmayın...”
Tatilden dönünce kapıda bir başka yazı:
“Teşekkürler, bir şey bırakmadık!”
Günün Olayı
Bu millet, bayramlar kutlayabilmek için “ödediği bedellerin” gururunu yıllarca yaşadı.
Peki, şimdi durum ne?
Bayramlarda “köprü ve otoyollardan bedelsiz geçmenin” mutluluğu yetiyor...
Günün Biberi
Batı demokrasilerinde insanların bir araya gelip çeşitli duygu ve düşüncelerini yansıtmasına “bayram kutlama, şenlik” falan denilirken, bizde “sokağa dökülmek” diye mamama nitelendiriliyor...
Günün Sözü
Mezardakilerin pişman oldukları şeşler için, dünyadakiler birbirlerini yiyorlar...
Goethe
Günün Şiiri
Küllükteki kedi
Ben bütün yıl bekledim Anadolu'da
Okullar tatil olsun dedim
Küllüğe gideceğim
Küllükte, Beyazıt’ta, İstanbul'da
Bütün gün oturacağım
Sen masının altındaki kedi
Sen bütün yıl İstanbuldaydın
Bütün ömrünce Küllükte Beyazıtta
Acaba duyar mısın benim duyduğumu
Bir yıl sonra
Küllükte otururken
Yaban kestanelerinin altında
Duyar mısın benim duyduğumu
İstanbullu kedi...
Adnan Ardağı (Varlık-1953)
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...