“Geçinebilmek” kelimesi, her fert için farklı anlamlar içeriyor.
Gelire göre bir standart oluşuyor malumunuz üzere.
Türk Dil Kurumu geçinebilmeyi, “Geçinmeye gücü yetmek” diye açıklamış.
“Geçinebilmek” kelimesi, her fert için farklı anlamlar içeriyor.
Gelire göre bir standart oluşuyor malumunuz üzere.
Türk Dil Kurumu geçinebilmeyi, “Geçinmeye gücü yetmek” diye açıklamış.
Asgari ücret, emekli ve memurlara yapılan zam arifesinde hayat pahalılığına karşı “kılıç sallayan”, yeni adıyla apartman görevlisi, eski adıyla kapıcı Mehmet Öztürk ile uzun sayılabilecek sohbetimizden bir kesit aktarıp, iki kelam edeceğim.
İki çocuklu Öztürk ailesi, baba Mehmet’in çalıştığı apartmanın ışık huzmesi sızan pencerelere sahip bodrum katında yaşıyor.
Anne Havva Öztürk, ev temizliğine giderek aile bütçesine katkı sağlıyor. Çocukların biri ilkokul 2, diğeri 4. sınıfa geçmiş.
Konuşmamız döndü dolandı hayat pahalılığına, geçim mücadelesine geldi.
Sonrası malum…
O sihirli “geçinebilmek” kelimesi Mehmet Öztürk’ün anlattıklarında anlam buldu.
“Biz Afyonkarahisar’ın köyünden buraya göçtük. Havva’nın ailesi de bizimkiler de fakirdi zaten. Kıt kanaat geçinen iki ailenin evlatları fakirliğe doğmuşuz anlayacağın. Okumadık da…
İlkokuldan sonra biraz çobanlık, biraz teyzemin kocası eniştemle dam onarımı işi derken, askerden sonra bizimkiler evlendiriverdi. Annem ben doğduktan sonra hastalanmış, başka kardeşim yok. Tek çocuğum. Hayvancılıkla bir yere kadar, 15-20 koyunla ne olacak ki? Biz de bir tanıdığımızın vasıtasıyla bu işi bulduk, Eskişehir’e göçtük. Çocuklar belki okur, bir yerlere gelirler diye düşündük. Bu apartmanda 7 yıldır çalışıyorum. Kapıcıların maaşı asgari ücretten yaklaşık bin lira fazla oluyor. Elime 10 bin liraya yakın geçiyor. Zamlanan asgari ücreti ağustosta alacağız. O zaman 13 bin liraya çıkar diye düşünüyorum. Karım Havva da apartmanda bir iki ev sahibinin evine temizliğe gidiyor.
Kira vermememize, elektrik, su ve doğalgazın yarı parasını ödememize rağmen bizimkiler köyden erzakımızı göndermese geçinemeyeceğiz. Şehirde adım atsan para. Çocuklar desen küçük, her şeye özeniyor. Okulda birer poğaça alsalar 15-20 lira. Bir tost alsalar o da en az 25 liradan 50 lira. Kırmızı eti ayda bir-iki kere ancak alabiliyoruz. Daha çok tavuk, makarna, nohut, fasulye, mevsimine göre bezelye…
Azıcık ipini ucunu kaçırsak toparlayamayız. Bunu bildiğim için hep ölçülü yaşıyoruz. Karımla daha bir kere bile restorana gidip yemek yemedik. Hep ekmek arası... Bulgur, fasulye, tarhana, erişte, tere yağ ve peynirimiz köyden geliyor. Bizim tatilimiz ise köye gitmek. Orada da boş durmuyoruz tabi, bizimkilere yardım ediyoruz. Tarladır, hayvandır… Çok şükür hayatımızı kıt kanaat de olsa sürdürüyoruz. Ailelerden destek olmasa geçim imkansız. Hele şu son zamlardan sonra… Baksanıza asgari ücrete, memur ve emekli maaşlarına yapılacağı açıklanan zamdan sonra her şeyin fiyatı arttı.”
Kapıcı Mehmet Öztürk ile sohbetimizden size aktarabileceğim kısmı bu şekilde.
Geçim mucizesini gerçekleştiren 4 kişilik Öztürk ailesi bir de kira verseydi ne olurdu acaba?
Onu da siz tahmin edin isterseniz…
Her bireyin aynı imkana sahip olarak doğmadığı evrende, bazılarımız hayatı ıskalarken, bazılarımız ise imkansızlıklar içinde okuyup bunun karşılığını fazlasıyla alabiliyor, bazılarımız ise doğuştan şanslı, yani hali vakti yerinde ailelere doğuyor…
Bazılarımız da aklı ve becerisi doğrultusunda iyi bir standart yakalıyor…
Kapıcı Mehmet Öztürk’ün siyasal tercihini ve hangi partiye oy verdiğini merak edenleriniz olacaktır.
Orası bende kalsın…
Çünkü Mehmet’in siyasal tercihini buradan açıklamak, bu yazıyı bağlamından kopartır.
Kimisi Mehmet’in bu durumu için empati yapıp şükredebilir, kimi ise “Kira yok, elektrik, su, doğalgaz yarı fiyatına, daha ne istiyor?” diyebilir.
İşte bu, olaylara nasıl baktığınızla ilgili.
Siz yine de şükredin derim…
Çünkü bugünler iyi günlerimiz…
Hayat pahalılığı ve zam furyası nasıl olurmuş esas yerel seçimlerden sonra göreceğiz…
Geçinebiliyor muyuz, yoksa geçinebilmek için mücadele mi ediyoruz işte o zaman daha iyi anlayacağız.
Bunun nedeni basit.
Çünkü yerel seçimler öncesi yapılan vergi üstüne vergi, zam üstüne zam sağanağı, yerel seçimlerden sonra göreceklerimizin ancak fragmanı olur.
Esas filmi, seçimlerden sonra göreceğiz.
Demedi demeyin…
Kalın sağlıcakla.