Gaye Usluer’e linç!

Şinasi Kula yazdı

28 Mart 2016 09:00
A
a
Sütiş Eskişehir
“Cumhurbaşkanı daha 2 gün önce terör size de gelecek diye Brüksel'i tehdit etmemiş miydi? Neler oluyor?”
Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, bu soruyu günler önce sosyal paylaşım sitesinden paylaşmıştı. Belçika’da yaşanan ve nice günahsız insanın yaşamını yitirdiği bombalı saldırının hemen sonrasında yaptığı paylaşımla gündeme oturdu. Akabinde, yaptığı yoruma küfürler-hakaretler kırla gitti. Ve en vahimi de sayfası hacklendi…
Şuradan başlayayım izninizle…
Cumhurbaşkanlığı makamı en yüce makamdır. Tıpkı ay yıldızlı bayrağımız gibi, bir Ulusun simgesidir bu makam da. Biliyor muydunuz; ay yıldızlı bayrağımız da sadece ve sadece bu makamı temsil eden kişinin karşısında eğilir. Bu makama gelmiş kişiyi sevmekle ya da sevmemekle ilgili değildir gösterilecek saygı. Bu saygıyı Türk Milletini temsil eden, Ulusun (Cumhurun) sembolü olan o makamdır herkesin saygı gösterdiği (göstermesi gereken) aslında…
Bu ayrıntıyı ben bildiğime göre, profesörlük unvanı almış, milletvekili olmuş bir insan ziyadesi ile biliyordur bundan kimsenin kuşkusu olmasın! Gaye Usluer gibi bir Cumhuriyet kadınının da o makama saygısızlık etmek gibi zerre niyetinin olmadığına eminim. Düşünce özgürlüğü sınırları içerisinde yaptığı bir paylaşımı sonunda yargısız infaz ya da linç kampanyası girişiminde bulunuldu kendisine. Makama değil, kişiyle ilgili yönelttiği bir soru sonrasında ağza alınmayacak hakaretleri yapanlar ne çabuk unuttu ettikleri boş lakırdıları! Hani cennet anaların ayaklarının altındaydı? Özel günlerde samimiyetsizce yaldızladıkları bu sözlerini ne çabuk unuttular? Anadolu erkeği bir kadına belden aşağı hitaplarda bulunmazdı hani. İnsan olmanın da delikanlı olmanın da gereğiydi bu hani. Bir insanın mahremine bodoslama dalmak yani hacklemek de hırsızlığın bir başka biçimi değil midir? Ha bilgilerini çalmışsın ha evindeki parasını çalmışsın. Bu işi yapanların ne farkı var ki memleketteki hırsızlardan?
Velev ki ortada bir hakaret var, kraldan çok kralcılık diye bir deyim vardır bilir misiniz? Özellikle bu deyimi hatırlatmam gereken siz sanal âlemin hakaret ustaları-hackerları, biliyor musunuz bunun anlamını? Ortada bir hakaret dahi olsa koca Cumhurbaşkanlığı makamında bunu yasalar karşısında sorgulayacak mekanizmanın olmadığını mı sanıyorsunuz? 10 Ağustos 2014 günü Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Recep Tayyip Erdoğan, daha ilk 226 günde 236 kişiyi hakaret iddiasıyla şikâyet ettiğine göre, bu günlerde toplam binin üzerindedir bu sayı araştırın bakın. Yani ona buna birilerine gerek kalmaksızın hakkını ve hukukunu gözetecek donanımı var kimsecikler korkmasın! Cumhurbaşkanlığı makamı saygı duymamız gereken bir makamdır. İyi de, bu halkın on binlerce oyu ile meclise gönderilmiş bir milletvekilinin de bu saygıyı hak ettiğini niye görmezden geliyorsunuz? Şahsına yapılan bu hakaretler sonrasında neden devletin kurumları harekete geçmiyor? Neden suspus? Neden seyirci?
Trajikomik olan başka bir konu da şu; bu kentte Gaye Hanım’ın kendisi gibi iki tane daha CHP Eskişehir Milletvekili var. Eskişehir genelinde de beş CHP’li belediye başkanı var. Ve sekiz yüz bin nüfuslu koca kentte, koca bir CHP teşkilatı var! Bunlardan birinin ağzından dayanışma sözcüğünü duyanınız oldu mu? Arkadaşımız asla yalnız değildir diyerek yürek veren oldu mu? Olduysa kim?
Kardeşim; Recep Tayyip Erdoğan da bizim genel başkanımız dâhil nice kişi ve kuruma amacını aşan sözler ile eleştirilerde bulunmuştur. Biz genel başkanımıza yaptığı incitici sözlerden ötürü dahi trolleşmedik, toptan taarruzda bulunmadık, hakaret etmedik. Siz de bizim milletvekilimize(üstelik bir bayan milletvekiline)edep sınırlarını aşan saldırılarda bulunamazsınız diyecek tek bir yol arkadaşı yok mudur Sayın Usluer’in?
Aslan sosyal demokratlar!
Herkes kendi derdinde işin özü…
Kardeşin duymaz, eloğlu duyar türküsündeki gibi…
 
 
SİZİN SESİNİZ
 
Dolandırıcılıktan Milletçe yılmışız!
 
“TTNET adına dolandırıcılık” başlıklı yazım gerçekten de çok ilgi gördü. Meğer canı yanmış milletin bu ahlak yoksunu, şeref yoksunu hırsızlardan, arsızlardan. Aklı başında okurlarım gerçekten de çok güzel yorumlarda bulunmuşlar üstelik. İşte bazıları…
                                                ***
Ersen Gürpınar: Ülkede suçluyu koruyan ceza ve infaz sistemi olursa elbette bu şerefsizler ahlaksızlar meydanı boş bulup dolandırıcılık yapacaktır. Bana musallat olan bu kişileri belgeleri ile birlikte duyarlı bir vatandaş olarak savcılığa şikâyet ettim telefon numaraları kimin adına kayıtlı olduğu belli olmasına rağmen savcılık bana bir ay sonra “suçtan zarar görmediğiniz için işlem yapılmadı” yanıtını verdi yani seni dolandırmamışlar dolandırsınlar sonra gel diyor. Bu nasıl bir sistem söyler misiniz?
Yılmaz Demir: Ahlaksızlar, vicdansızlar, kalleşler, pislikler, iğrenç pislikler bunu yapanlar ve bunlara karşı duyarsız kalan vekil ve tüm kurumlar duyarsız kalan hepinizi kınıyorum…
Meliha Tankısı Bektas: Zaman zaman benzer şeyler hep basımıza geldi. Dolandırıcılar ahlaksız da peki, onlara bilgileri veren kurumlardaki kişiler kim? Neden onlara bu fırsatları tanıyan açıklar var veya araştırılıp o aracı kişiler bulunmuyor, ben buna sasıyorum! Demek ki kurumların da bu konulara katkıları var. Çok kötü durumlardan geçiyoruz. Kimselere güven kalmadı! Nasıl olsa birileri dişine göre birini bulunca çarpıyor ben de çarpayım zihniyeti yerleşti. Yazık çok yazık…
Ahmet Tabak: Geçmiş olsun değerli arkadaşım. Bu hepimize ders olsun. Ama dediğin gibi yasal önlemler bir an önce alınıp bu tür alçaklardan hesap sorulmalı…
Hatice Başaran: Geçmiş olsun meslektaşım. Yasal önlemler alınmadıkça hepimizin başına gelebilir. Başımızdakiler başka işlerle uğraşıyorlar…
Hülya Derebek: Allah' tan dini bütün bir ülkeyiz! Müslüman sayısının yoğun yaşadığı bir ülkede hırsızlığın ne büyük bir günah olduğunu insanların öğrenememiş olması işin en acıklı hali. Kimsenin kimseye güveni kalmadı. Bu hale gelmemizin sosyolojik anlamda araştırılıp nedenlerin belirlenmesi ve en kısa sürede tedbirler alınması gerekiyor. Her kurum eğitimden sağlığa kadar Arap saçına dönmüş vaziyette. Nisandan itibaren dış ülkelerdeki mülteciler de gelmeye başlayacak. Sorunlara çözüm bulmadan kambur üstüne kambur eklerseniz, ne kadar sorun varsa halının altına süpürürseniz gün gelir ev pislikten kokar. Her şeyi görüyorsunuz, yazıyorsunuz. Her gün defalarca aynı şeyleri söylüyorsunuz ve bu ülkeyi yönetenler, vekillerimiz bizleri temsil edenler hiçbir konuya çözüm üretmiyorlar...
Bayram Özcan: 500 liraya Türk Telekom’un bütün müşterilerinin bilgilerinin bir DVD içinde satıldığı bir ülke burası... Bilişim ve iletişim kanalında hizmet veren biri olarak size tavsiyem hiç bir taahhüdünüzü telefonda yenilemeyin kullandığınız operatörün en yakın bayisine gidin işleminizi oradan yapın buna zamanınız yoksa sizi telefonla arayanları dinleyin. Ona şunu sorun madem bunları görebiliyorsunuz o zaman tarafım tarafından imzalanmış sözleşmelerin bir kopyasını mail adresime ya da adresime gönderin. Sonrasında tekrar beni arayın görüşelim deyin bütün bunları yerine getirebiliyorsa doğru kişidir. Eğer yapamıyorsa sizi arayan numara hakkında BTK ya şikâyetçi olun. Bir arkadaşımız Türknet demiş ama bende size Vodafone ve Vodafonenet diyeceğim. Fark; Turknet, Superonline gibi bir kaç operatör telefonunuzu pstn den voip e çeviriyor. Voip demek internet üzerinden çalışan telefon demek yani internet gittiyse telefonda gitti demek. Eğer bulunduğunuz bölgede bakır kablo var ise alt yapı kötü ise çok sorun var demek. Vodafone grubunda ise ev telefonu yine pstn özellikli (Türk Telekom telefonları gibi) oluyor ve internet kesintilerinden etkilenmiyor. Üstelik fiyatı internet ve telefon birlikte 59.90 TL...
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi