“Süleyman Demirel”in inandığı tek kenttir…
Her seçim sonrası önce Eskişehir’in sonuçlarını istemiştir…
Kendi sözü:
"Eskişehir, Türkiye'nin nabzıdır...
"Ama artık değil...
"Laik Cumhuriyet’in nabzı..."
………………
Başbakanlık dönemindeki bir gezisinde, programda olmadığı halde Kütahya'da zorla durdurmuşlardı Demirel’i...
Karşısında dansöz oynuyor...
Aynı anda gazetecilerin flâşları patlıyor, ertesi gün bazı gazetelerde haber şöyle çıkıyor:
"Demirel, Kütahya'da dansöz oynattı!"
……………
Bir başka özelliği daha vardır Eskişehir'in...
"Türkiye'nin gizli başkentidir..."
Meğer çok öncesi varmış...
Araştırmacı yazar Yaşar Durmuş, "Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Eskişehir" adlı kitaptan derlemiş...
Yazarları "İhsan Güneş ve Kemal Yakut..."
Eğer Çanakkale'de zafer kazanılmasa, Padişah "V. Mehmet Reşad", tası tarağı toplayıp Eskişehir'e yerleşiyormuş...
Düşmana göre...
"Gavur kenti olduğu için!"
…………..
AKP'li meclis üyesi "Mustafa Birsen" de öyle demiş zaten...
"Gavur şehri..."
Yine AKP'li meclis üyesi "Mustafa Önder" ise "Mustafa şaka yaptı" demiş:
"Öyle bir şey söylemedi..."
Doğudur, "Mavur şehri" demiştir!
Gazeteci değil mi!..
"Mavur'u Gavur yapar!"
……………
Fadime, kocasına sormuş:
"Otel tamam da, Motel ne oluyor?"
Temel gülmüş:
"Yatak-Matak gibi bir şey işte!"
Vişnelik açık ara bitirdi
Semtler içinde, "Vişnelik"te Tayyip Erdoğan'a "hayır" diyen oyların sayısı 9077 oldu...
Üstelik tatilcilere karşın Eskişehir'in "Ekmeleddin" lideri Vişnelik çıktı...
Bu semti 8638 oyla "Gökmeydan", 8539 oyla "Şirintepe" ve 8640 oyla "Büyükdere" takip etti...
Akarbaşı, Kırmızıtoprak, Kurtuluş, 75. Yıl Mahallesi ve Bahçelievler'de de "hayır" oyu fazlaydı.
…….
Bu konuya "iddia sevenler" için girdik...
Eğitimci dostumuz "Semih Çınar" aradı akşam saatlerinde:
"Tayyip Erdoğan bütün ilçelerde kazanmış, öyle mi?"
"Hayır" dedik:
"Beylikova, Han ve Mahmudiye dışında..."
Herhalde kazanmıştır iddiayı...
Yıllar önce de "Şamdan"da dost meclisinde oturuyorduk...
Biri aradı:
"Rusya'nın nüfusu kaçtı abi?"
Aklımızdaymış demek ki, söyledik...
Beş dakika geçmeden aynı kişi yine aradı:
"Senin gibi gazetecinin!.."
İddiayı kaybetmişti belki ama, hata kendisindeydi...
Rusya'nın nüfusunu sormuştu...
"Sovyetler Birliği'nin değil..."
"Canonica’ya sor!"
Bal Mahmut'a sormuşlar:
"Taksim Meydanı ile İstiklal Caddesi hakkında ne düşünüyorsunuz?"
Bal Mahmut, "Sen onu git Taksim Abidesi’ni yapan Canonica’ya sor" demiş
"Abide’deki heykelleri bir canlandırırsa, nerelere ne kadar sehpa kurulacağını anlatsın sana..."
Rasmussen'in bakışı
NATO Genel Sekreteri "Rasmussen", NATO'nun gerekirse Türkiye'yi IŞİD'e karşı savunacağını söylemiş. Normali, böyle bir konu açılınca Genel Sekreter’in söyleyeceği şunlar olmalıydı:
"Türkiye’nin 500 bin kişilik tam donanımlı ordusu var. 15 bin kişilik terör çetesine karşı kimsenin yardımına ihtiyacı olmaz..."
Genel Sekreter’in koruyucu sözleri onur kırıcıdır. Özellikle de Türkiye’yi bu duruma düşürenler için... Tabii onurları varsa!
Düşündüğün şeye bak!..
Arabanın lastiği tam akıl hastanesinin önünde patlar, adam arabayı kenara zor yanaştırır.
Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker. Ama söktüğü 4 adet bijon yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer. Mazgal açılır gibi değil, bijonlar görünmüyor bile.. Oturduğu yerde düşünürken yukarıdan bir deli seslenir:
“Düşündüğün şeye bak!” der:
"Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar, hepsi 3 bijon olsun. Seni bir lastikçiye kadar idare eder..."
Adam hemen denileni yapar ve akıl hastanesindeki deliye döner:
"Senin ne işin var burada?"
Yanıt hemen gelir:
"Biz burada delilikten yatıyoruz kardeşim, salaklıktan değil!.."
Arabası çalınınca
Dursun hızla Temel’in yanına gelir:
"Fırla çabuk, biri arabanı çalıyor."
Temel süratle dışarı çıkar ve bir süre sonra gelir.
"Yakaladın mı?" diye sorar Dursun..
"Yakalayamadım ama fazla uzağa gidemez" der Temel:
"Plakasını aldım da..."
Günün Şiiri
Hayat bu
Dinle, yapraksız dal uçlarında
Bir fısıltı gibi sonbaharı
Şimdi bir nedamet
Bir hüzün bir akşamdır
On yedi yaş erginliğin arzuları
Şimdi arzu, yaşamakla ölmek arası
Yaşamının ve ölmenin dışında
Şimdi kaderimiz aynı masaldır
Hayatın akışında
Umut yollarını beklediğimi
Ve balkonda seyrettiğin grubu
Şehzade masallarına benzemez ki
Hayat bu...
Vedat Belli (Varlık- 1952)
Günün Sorusu
Erdoğan'ın açılım sanatçıları simde ne yapıyor?
Yanıt:
"Reklamlarla köşe dönüyorlar!"
Günün Sözü
Pişmanlık, bir kimsenin kendine vereceği en ağır cezalardan biridir...
Günün İncisi
Bu günü görmek, geleceği görmekten daha kolaydır...
Franklin
Günün Balı
Ne kimseden borç al, ne kimseye borç ver. Hem parandan olursun, hem dostundan...
Shakespeare
Günün Olayı
Vefa bu işte!
Abdullah Gül 2003’te oturduğu "Başbakanlık koltuğunu" verdi de, Erdoğan kalktığı "Başbakanlık koltuğunu" bile çok gördü Gül’e...
Akif Kökçe
Günün Biberi
Terör "Korku salmak, dehşete düşürmek" anlamına gelen yabancı bir sözcük...
Peki bugün Türkiye'de "korku imparatorluğu" varsa, Bakanlar Kurulu terör örgütü mü oluyor?