Yaşamın İçinden
Farklı yorumlar
Yaşayanlar anımsarlar.
80’li yıllarda, Eskişehir’de “Demokrasi Platformu” oluşturulmuştu.
Yaklaşık 70-80 sivil toplum kuruluşunu bir araya getiren platformun başkanlığını uzun yıllar o dönemin Ecza Koop. Başkanı olan Azmi Kerman yapıyordu.
Hemen her hafta toplanan platform üyesi örgütler kentsel ve politik konuları değerlendirir, konacak eylemlere karar verir, üye kurumlar bu kararları kendi üyelerine aktarırdı.
Bunun sonucu olarak da eylemler ses getirir, meydanlar dolardı.
--//--
Uzun uzun anlatmaya gerek yok.
Demokrasi platformuna parlak ve unutulmaz günlerini yaşatanların çoğu hayatta.
Dahası içinde bulunduğumuz günlerdeki, dağınıklığı gördüklerinde, o günleri anımsayıp soruyorlar:
“Neden böyle olduk?”
--//--
Aynı yıllar da işçi sendikalarının havası da bir başkaydı.
Şeker-İş, Türk-Harb İş ve diğerleri.
Kartal kavşağından yürüdüklerinde Eskişehir sallanırdı.
Olayın ilginç yanı siyasi partiler destek verirdi eylemlere.
--//--
İçinde bulunduğumuz günlere gelince.
Saflar sıklaşacağına seyrelmeye başladı.
Örgütlü toplumların birbirinden haberi yok.
Yapılan eylemler bireysel çıkışlardan öteye geçmiyor.
Eleştiren çok ama eleştiriyi üstüne alan yok.
Alanlara çıkanlara bakıyorsunuz,
Parça bölük.
Üstelik her kafadan bir ses çıkıyor.
Sivil Toplum Örgütleri hiçbir konuda ağırlığını koyamıyorsa,bir şeylerin yapılması gerekiyor.
Denecektir ki:
“Bu iş nasıl olur? Ne zaman olur?”
Örgütlenmeye inanmış insanlara kalıyor mesele.
Tek tek konuşma yerine,
Aynı duyguyu paylaşanlar bir araya gelmeli artık.
Belirttiğim gibi son günlerde, bu konu fazla tartışılmaya başlandı.
Bakalım üstüne alınacaklar çıkacak mı?
Günlerin Getirdiği
Ben partimin emrindeyim
Önceki gün Prof. Dr. Gaye Usluer aradı. Boş durmuyormuş Dedi ki ” CHP Genel Merkezi Kadın Kolları olarak Tunceli’ye gittik. Parti okulunu açtık. Ankara’da, İstanbul’da toplantılar yapıyoruz. Yerel seçimler için CHP yoğun bir çalışma başlattı. Zamanım oldukça Eskişehir’deki etkinliklere katılmaya çalışıyorum. ” Gaye Hoca CHP içinde birlik ve beraberliğe çok ihtiyaç duyulduğunu belirterek “Tüm inançlı insanların kişisel hesapları bir yana edip, CHP için çalışması lazım. Ülkenin içinde bulunduğu ortam bunu gerektiriyor. Ardı ardına gelen zamlara ve Doğu ve Güneydoğu’da olup bitenlere kayıtsız kalınmamalı” dedi. Prof. Dr. Gaye Usluer’e yerel seçimleri hatırlatıp ”Son günlerde adınız Odunpazarı CHP Belediye Başkan adaylığına geçmeye başladı. Bu konuya ne diyorsunuz? Siz de duydunuz mu?” diye sorduğumda gayet mütevazi biçimde şöyle konuştu ”Bana böyle bir öneri gelmiş değil. Ben CHP’liyim. Genel Başkanım ve partim hangi görevi verirse severek kabul ederim. Bu konu da polemik yapılmasını da istemiyorum. Çünkü adaylık için kesinlikle yarış içinde değilim. ”
Evet, Prof. Dr. Gaye Usluer’in sözleri böyle. “ CHP içinde kimseyle bir yarışa girmem. Önemli olan CHP’nin kazanmasıdır” diyor.
Adaylar erken açıklanmalı mı?
Yerel seçimlere yaklaşık bir yıl kala, siyasi partiler kaynıyor. İktidar partisi hariç özellikle CHP’de belediye başkan adaylarından söz ediliyor. Büyükşehir Belediye Başkanlığı için kesin olmamakla birlikte Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ile Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç için konuşan yok. Bir aksilik olmazsa her ikisi de aday olarak seçmenin karşısına çıkacaklar. İş dönüp dolaşıyor, Odunpazarı’na dayanıyor. Önceki gün bir yemekte konuşuldu. Politikacılardan biri dedi ki ”Partiler adaylarını bir an önce belirleyip açıklamalıdırlar. Böylece çalışmalar daha net bir duruma gelir. Parti içindeki sürtüşmelerde sona erer. Diğerleri buna karşı çıkarak “Nasıl belirlenecek. Belli değil ki. Bu da ortaya konmalı” diye konuştu. İlginç bir durum. Bir başka konu da seçimlerde yapılacak ittifaklar. AKP’ye karşı olanlar şimdiden belirlenmeye başlanmış bile. Bu konuda farklı çalışmalara şimdiden başlandığını söyleyenler var. Kazanma şansı olmayanlar aday olan diğer muhalefet adaylarını destekleyecekler, olmazsa kendi partilerinden aday olmaları sağlanacakmış. Dedik ya. Yasa çıkmadan rüzgarları esmeye başladı. Hele bir yasa çıksın bakalım. Bekleyip göreceğiz, rüzgarlar fırtınaya dönüşecek mi?