Seçimlerden önce Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, ES TV’de katıldığı programda, “Eskişehir Sosyal Demokrat” şehir demişti.
Bu söylemi seçim öncesinde kendisini izleyenlerin dikkatini çekmiş. Program Cuma akşamı olmuştu. Cumartesi günü sokakta, caddede, AVM’de karşılaştığım kişiler,”Yılmaz Hoca 7 Haziran seçimlerine bakarak söylüyorlarsa yanılıyor. Veya 2014’de yapılan belediye seçimlerine bakarak söylüyorsa da yine yanılıyor. Sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı için kullanılan oylara bakarak değerlendirme yapıyorsa bunda da yanılıyor. 2011 ve öncesinde yapılan seçimlerin sonuca baksın” demişlerdi.
Cumhuriyet Halk Partisi 1946 yılından 7 Haziran 2015 seçimlerine kadar Eskişehir’de iki milletvekili çıkarıyordu. Eskişehir’in 5 milletvekili varken 3 milletvekili Adalet Partisi ve onun devamı olan Doğru Yol Partisi çıkarıyordu.
Rahmetli Turgut Özal’ın kurmuş olduğu ANAVATAN Partisi döneminde de sayı değişmedi. ANAVATAN Partisi 3, CHP 2 milletvekili çıkardı.
2002’de ilk defa seçime giren AK Parti de 7 Haziran 2015 seçimlerine kadar yapılan üç seçimde de birinci parti oldu ve üç milletvekili çıkardı.
Seçmen 7 Haziran seçimlerinde ilk kez oyunu değiştirdi. 1946 yılından beri sağ partilere oy vererek Eskişehir’de birinci yapan seçmen, ilk kez 7 Haziran seçimlerinde bu defa CHP’yi birinci parti yaptı.
7 Haziran seçimlerinde 46 yıl sonra Eskişehir’de üç milletvekili çıkarmayı başaran CHP, bu seçimin rehavetini üzerinden atamadı. 1 Kasım seçimleri öncesi,”Artık seçmen bize döndü. Bundan sonra kolay kolay başka partiye oy vermez” düşüncesinde olan CHP’liler, 7 Haziran’daki çalışma temposunun üzerine çıkamadılar.
Yılmaz Hoca’nın,”Eskişehir Sosyal Demokrat Şehir oldu” düşüncesi onların da içine işlemiş olacak ki, CHP’lilerde aynı türküyü söyleyerek kendi kendilerini avuttular!
1 Kasım’da hem Türkiye genelinde hem de Eskişehir’de sandıktan çıkan sonuç, kendisiyle görüşmedim ama öyle zannediyorum ki Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i de hayal kırıklığı uğratmıştır.
Seçim öncesi hangi CHP’li dost ile görüşsem,”7 Haziran’daki sandıktan çıkan sonuç değişmez. Eskişehir’de milletvekili dağılımı 3+2+1 olur. CHP’nin milletvekili sayısında kesinlikle düşüş yaşanmaması söz konusu olmaz” diyorlardı.
Ama Eskişehir seçmeni 7 Haziran’da olduğu gibi 1 Kasım seçimlerinde vermiş olduğu oy ile kamuoyunu şaşırttı.
7 Haziran seçimi öncesi seçmen,”AK Parti 3, CHP 2, MHP 1 olur” diyenleri üçüncü milletvekili AK Parti’den alıp CHP’ye vererek nasıl şaşırttı ise, 1 Kasım’da da MHP’nin milletvekili AK Parti’ye vererek yine şaşırttı.
Ha sırası gelmişken bir konuya da değinmek istiyorum.
MHP’nin adayı Ruhsar Demirel yaklaşık 750 oyla sandıkta kaldı. CHP yaklaşık 400 oy daha az almış olsa. Bu oy da MHP’ye gitseydi CHP’nin üçüncü milletvekili sandıkta kalacaktı.
Sonuç olarak ne Yılmaz Hoca’nın ne de CHP’lilerin iddia ettikleri gibi Eskişehir “Sosyal Demokrat İl” olmadığı 1 Kasım seçimlerinde sandıktan çıkan oyla kanıtlanmış oldu.
Kaldı ki sosyal demokrat olması da beni rahatsız etmez. Çünkü Eskişehir çağdaş, aydın ve kültür düzeyi yüksek bir şehir.
*-********
Birileri BBP’yı yıpratmaya çalışıyor
Gerek 7 Haziran gerekse 1 Kasım seçimleri öncesi Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı hemşerimiz Mustafa Destici’nin çalışması ben o partinin sempatizanı değilim, bugüne kadar da oy da vermedim. Ama bir seçmen olarak beni tatmin etti.
Çok samimi olarak ifade ediyorum. Allaha inanan, inançlı bir kişiyim. Tarafsız seçmen, o günkü konjonktüre göre oy verecek yüzergezer oy sahibi olsam oyumu vereceğim parti BBP olurdu.
Hatta zaman zaman gençlik yıllarımdan beri içinde olduğum, bir dönem Odunpazarı İlçe Başkan Yardımcısı olarak da görev yaptığım Demokrat Parti’nin Genel Başkanı Gületkin Uysal ile BBP Lideri Mustafa Destici’yi mukayese ettim.
DP’li dostlarla bir arada olduğum zamanlarda hep onlara Mustafa Destici’nin çalışma temposundan örnekler verdim.
Şehit cenazelerine katıldı. Ankara’da meydana gelen ve 102 kişinin hayatını kaybettiği patlamadan sonra olay yerine giderek inceleme yaptı. Gerek 7 Haziran gerekse 1 Kasım seçimlerinde il il dolaşarak mitingler yaptı, partisinin seçim beyannamesini seçmenlerle paylaştı.
Başta CNN Türk, Habertürk olmak üzere TV’lere çıkarak partisinin iktidara gelmesi veya iktidar ortağı olduğunda halka neler vereceklerini anlattı.
Yani kısaca yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalıştı. 1 Kasım seçimlerinde seçmen BBP’ye oy vermedi ise bunun sorumlusu Mustafa Destici değil. Bakın MHP’ye. 7 Haziran seçimlerinde Türkiye genelinde 7,5 milyon oy almıştı. 1 Kasım’da ise 5,5 Milyona düştü. 2,5 milyon oy kaybetti. 40 milletvekili kaybetti.
Destici, BBP’nin 10 milyon oyu vardı da bunu 5 milyona, hatta 2,5 Milyona mı düşürdü?
Bugün kalkıp Alperen Ocakları! BBP Genel Başkanı Mustafa Destci’yi bez afiş asarak istifa davet etmiş.
Tekrar ediyorum ben bir basın mensubu veya sade bir seçmen olarak kesinlikle Mustafa Destici’ye “başarısız oldu” diyemem. Seçimde nasıl çalıştığını hiç kimse bilmezse bile Allah biliyor.
Alperen Ocakları nasıl ‘başarısız’ diyor anlamadım. İddia ediyorum rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’ndan sonra BBP’nin başına geçen en çalışkan genel başkan Mustafa Destici. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu’na destek vermesi doğru bir adımdı. Ha İnsanoğlu’nu destekleme kararını tek başına almadı. O günkü şartlarda partinin yetkili kurullarında ‘kime destek verelim?’ diye tartışılmış. Oy birliği ile Ekmeleddin İhsanoğlu kararı çıkmış.
Dün BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye telefon ederek, Alperen Ocakları’nın istifa çağrısına diyeceklerinin olup olmadığını sordum.
“Sadi Bey asılan bu afişle Alperen Ocakları’nın ilgisi yok. İstifamı eğer İl Başkanlarım, İlçe Başkanlarım ve parti yöneticilerim benim istifamı isterse bende onların bu düşüncelerine saygı durarak görevimi bırakırım. Bugüne kadar bir tek il başkanımdan dahi istifa etmem için bir talep gelmedi. Seçimlerde ben ve teşkilatlardaki arkadaşlarımız ile milletvekili adaylarımız elimizden geleni yaptık. Bir de teşkilatlardaki arkadaşlar ile milletvekili adayları parasız pulsuz kendi ceplerinden harcayarak seçim propagandası yaptılar. Biz hazineden yardım almadan bir seçim çalışması yürüttük. Kendilerinden Allah Razı olsun” dedi.
Alperen Ocakları Vakfı Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı Mütevelli Heyeti adına yapılan açıklamada yapılan haberlerin asılsız olduğu ifade edildi. Ve şu ifadelere yer verildi:
“Alperen Ocakları Vakfı Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı Mütevelli Heyeti 02.11.2015 tarihinde Eskişehir’de kim tarafından asıldığı bilinmeyen “MUSTAFA DESTİCİ İSTİFA” yazılı bir pankartın Alperen Ocakları tarafından asıldığı yönünde çıkartılan haberler kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Bazı maksatlı yayın organlarınca kasıtlı bir şekilde gündemde tutulmaya çalışılan bu konuda gerekli bilgilendirme ve uyarıları yaptığımız halde bu yayın organlarının kamuoyunun yanıltılması hususundaki ısrarı anlaşılır şey değildir. Marka Tescil hakkı Büyük Birlik Partiliye ait olan ‘Alperen Ocakları’ isminin resmi temsilcisi olan Alperen Ocakları Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı’dır. Alperen Ocakları adına yetkisiz tabela asanlar ya da faaliyet icra edenler hakkında çıkan mahkeme kararı farklı zamanlarda basınla ve kamuoyu ile paylaşıldığı halde hala bir kısım kasıtlı haber organlarınca konunun istismar edilmeye devam edilmesini en hafif tabirle Basınımız adına yaşanmış bir talihsizlik olarak değerlendirdiğimizi değerli kamuoyumuzla paylaşıyoruz.”