Rusya ile akıbetimiz ne olacak? Asgari ücret 1300 TL olacak mı? Silopi de, Cizre de, Nusaybin de neler yaşanıyor? Akdeniz de hangi ülkelerin savaş gemisi var? Işid ile mücadeleye kimler destek veriyor?
Emin olun ülke gündeminde gündelik sohbetlerimizin pek çoğunu oluşturan bu konuların bile çok fazla uğraşmadan cevabını bulabiliyor, aşağı yukarı tatmin olabiliyoruz.
Amma velakin iş Eskişehir olunca cevap bulamadığımız o kadar çok soru var ki? Bu belirsizlik, sorumsuzluk, cevapsızlık ile geleceğe umut içinde bakmak ne kadar mümkün şüpheliyim.
Mesela son 2 haftadır cevap alınamayan en meşhur sorudan başlayalım. YHT kapalı kesit üstü peyzaj çalışması ne oldu, ne olacak?
Çok mu zor, çok mu aşılamaz, çok mu imkansız bir sorudur ki bu, hemen herkes bir kaç kez yazdı, çizdi, haber yaptı ve defalarca sordu ama tek satır cevap alamadı.
Müteahhit kaçtı mı? Proje durduruldu mu? O betonlar ne olacak? Proje nasıl devam edecek?
Bu dört soruya cevap verecek olanlar emin olun Belediye Başkanları değil. Bu soruya cevap vermesi gerekenler öncelikli olarak projeyi kafaya göre hayata geçiren TCDD yetkilileri olmalı.
Onlardan cevap gelmiyorsa bu cevabı almak için bastıracak olanlar da öncelikli olarak İktidar vekilleridir.
Ha İktidar vekillerinden de hareket yoksa o zaman Muhalefetin 3 Vekili olan CHP'li 3 Vekil de bir zahmet bu soruyu gündemde tutacak ve cevap alınması için mesai harcayacaklar.
Gel gelelim TCDD'den yanıt yok, İktidar vekillerinden de ses yok, Muhalefet vekilleri de ortada gözükmüyor.
İşin garibi tüm bu suskunluklara rağmen cevabı halen daha yerel yönetimlerde arayanlar da var ya, o da orantısız bir beklenti diyelim...
Hal böyle olunca bu sükutun altında başka anlamlar arıyoruz. Türlü söylentileri puzzle parçaları gibi yerine oturtmaya çalışıyoruz. Sessizlik kördüğüme dönüşüyor anlamıyoruz.
Kesit'in içinden maden mi çıktı? Yerel yönetime devretmemek için zaman kazanılmaya mı çalışılıyor? Müteahhite ödenek mi lazım ya da Eskişehir'den yakın ilişkisi olan birileri mi var? diye sordurmak istemeyenler lütfen bu soruları artık cevaplasın.
----------------------------------------------------------------------------------------------
Her "şey" İnternet değil
Evet gençlerin nüfus içindeki yoğunluğu fazla, evet hepsi teknolojiyle fazlaca içli dışlı ve tüm gelişmeleri internetten takip etmeye bayılıyorlar. Ama internet ve insanlar diye söze başlayınca öyle bir genelleme yapıyoruz ki sanki hayatın tüm akışı internet üzerinde ve sanki sosyal medya üzerindeki gelişmelerden herkes haberdar algısı alıp başını gidiyor.
Oysa her "şey" internet değil ve herkes internet başından takip etmiyor hayatı. Bu algııya aldanıp iletişim kanallarını tek yöne çevirmemek lazım. İnternete güvenmeyen, interneti kullanmayan ve yaş gereği internetten haz almayan epey fazla insan yaşıyor şehrimiz ve ülkemizde. Onlar yokmuş gibi davranamayız.
Geçtiğimiz günlerde yaşı 40, 50 ve üzeri olan insanlara Halkın Gündemi ekibimizden haberleri ve toplumsal gelişmeleri nerelerden takip ettiklerini sormalarını istedim.
Cevapları oranladığımız da Yüzde 85'i Yaygın ve Yerel Medya'nın TV seçeneğiyle haberlere ulaştıklarını ifade etti, yüzde 10 gazete ve yüzde 5'i ise internet seçeneklerini tercih etti.
Bu ciddi bir rakamdır, önemsenmesi gereken bir ortalamadır ve "Sosyal Medya Gündemi" ile gerçek gündem arasında yanıltıcı farklar olabildiğinin kanıtıdır. Paylaşayım istedim.
Özellikle tüm varlık ve enerjilerini sosyal medyada harcayan siyasilere belki farındalık yaratır.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...