Türkiye’de bir ilk gerçekleşti. Söz konusu hastane, SGK’nın bir yıl boyunca anlaşma yapmadığı ve neden anlaşma yapılmadığına ilişkin SGK’dan bilgi alamayan ilk ve tek hastane olma özelliği taşıyor!
Bir yıl önce, Eskişehir’e, ciddi bir sağlık yatırımı gerçekleşti. Orta ölçekli, son teknoloji sağlık cihazlarıyla hizmete açılan, yetenekli doktorların ve çok sayıda sağlık personelinin çalıştırıldığı bir hastaneden bahsediyorum. O hastane, tahmin ettiğiniz gibi, Gürlife!
*
Ancak…
Bir yıl geçmesine rağmen, SGK, söz konusu hastaneyle anlaşma yapmadı. Anlaşma yapmadığı gibi, ne hastane yöneticilerine, ne de kamuoyuna neden anlaşma yapılmadığına ilişkin hiçbir bilgi vermiyor!
*
Türk Sağlı Sendikası, “hastanenin kapanması büyük kayıp” diyor. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, “150 çalışanı olan hastaneyle, bir yıl geçmesine rağmen, SGK anlaşması resmi bir gerekçe olmaksızın imzalanmamıştır” diyor. Tabip Odası, “54 yoğun bakım yatağı ve çok değerli yoğun bakım uzmanı hekimlerin olduğu bu hastane ile anlaşma yapmamak akıl almaz bir durumdur” diyor.
*
CHP’li ve İYİ Partili politikacılar da, söz konusu duruma duyarsız kalmayarak tepki gösteriyorlar. Hatta CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer konuyu Meclis gündemine taşıyarak, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un yanıtlaması talebiyle soru önergesi verdi. Ancak o soru önergesine, hala bir cevap verilmedi!
* Yani…
Eskişehir’deki SGK susuyor. Ankara’daki Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı susuyor. Durum böyle olunca da, işin içinde bir bit yeniği olduğu şüphesi kafaları kurcalıyor!
*
Sonuçta…
Bir hastanenin yaşaması için, SGK ile muhakkak anlaşma yapabilmesi gerekiyor. SGK, Gürlife ile anlaşma yapmaya yanaşmadı. Haliyle Gürlife da, pılısını pırtısını toplayıp şehri terk etmeye hazırlanıyor.
*
Bu noktada, SGK’nın, söz konusu hastaneyle anlaşma yapmamasına ve kamuoyuna açıklama sunmaktan kaçınmasına ilişkin üç iddiayı sıralamak istiyorum: Hasta garantili Şehir Hastanesi için anlaşma yapılmadığı iddia ediliyor. Eskişehir’in bazı muktedir politikacılarıyla anlaşılamadığı iddia ediliyor. Söz konusu hastanenin yerinde, birilerinin gözü olduğu iddia ediliyor.
*
İddialar bu yönde…
SGK, ayakları yere basan ciddi bir açıklama yapmadığı sürece de, bu iddiaların yüksek perdeden dillendirilmeye devam edeceğini düşünüyorum.
*
Evet, kent olarak modern bir hastaneyi kaybediyoruz. Evet, birçok doktor ve hastane personeli işsiz kalacak. Ancak beni düşündüren daha önemli bir mesele var. Gürlife Hastanesinin başına gelenleri gören sağlık yatırımcıları, bir daha Eskişehir’e özel hastane açmayı düşünürler mi? Hiç sanmıyorum!
*
NOT: Türkiye’de bir ilk gerçekleşti. Söz konusu hastane, SGK’nın bir yıl boyunca anlaşma yapmadığı ve neden anlaşma yapılmadığına ilişkin SGK’dan bilgi alamayan ilk ve tek hastane olma özelliği taşıyor!
Hırsıza ‘helal olsun’ denilirse…
Eskişehir 6. İcra Dairesi Müdürlüğünün emanet kasa ve banka hesaplarından toplam 6 milyon 162 bin 398 lirayı zimmetine geçirdiği öne sürülen 6. İcra Dairesi Müdürü Sedat D.’nin yargılanmasına başlandı ve ilk duruşma yapıldı.
*
Sedat D., ilk duruşmada suçunu itiraf etti ve “pişmanım” dedi.
*
Şimdi çoğu insan şunu soruyor: Kardeşim bu ne cesaret!
*
Bu sorunun cevabı oldukça basit aslında.
Şöyle ki…
Bu ülkede kolay yoldan para kazanmak özendiriliyor. Haksız ve hukuksuz para kazananlara da “helal olsun” deniliyor. Cezalar ise hiç caydırıcı değil. “1 lira çalsam da 1 Milyar çalsam da 1-2 yıl yatarım, sonra keyfime bakarım” diyor bu yolun yolcusu olan zürriyetsizler!
*
Ha, bir de şu var…
Bu işler, biraz da ‘imam-cemaat’ ilişkisiyle açıklanabilir. İmam ne yaparsa, cemaat onu yapar değil mi? İşte, en tepedekiler ne yapıyorsa, aşağıdakiler de aynısını yapıyor!
İmamoğlu, oldu Köroğlu!
Bu aralar kiminle sohbet etsem, mutlaka İstanbul seçimleri konusu açılıyor. Çoğu kez “kim kazanacak” diye soruluyor. Kimin kazanacağını bilmiyorum, ancak şu cevabı veriyorum:
“Ekrem İmamoğlu, Köroğlu misali mücadele ediyor!”