Benzine büyük bir zam geleceğinin duyulmasıyla birlikte, istasyonların önünde uzun kuyruklar oluştu. Araç sahipleri, “Bari bir depoda daha ucuz para ödeyelim” diyerek saatlerce pompa sırası bekledi.
Benzine büyük bir zam geleceğinin duyulmasıyla birlikte, istasyonların önünde uzun kuyruklar oluştu. Araç sahipleri, “Bari bir depoda daha ucuz para ödeyelim” diyerek saatlerce pompa sırası bekledi.
İşin doğrusu araç sahiplerinin yaptığı çok mantıklı değil. Çünkü hepimiz biliyoruz ki o ağzına kadar doldurulan depolar bitmeden, yeni benzin zamları gelecek. Özetlemek gerekirse sevgili hükûmetimizin zamlarına hızlı şoförler bile yetişemeyecek.
Şimdi bazı AK Partililer “Biz gelmeden önce benzin kuyruklar vardı” diye tepeden tırnağa kadar yalan söylüyorlar. AK Parti iktidarının öncesinde kuyruk filan yoktu. Benzin kuyrukları 1970’li yılların ortalarında oldu ve bitti. Bu kuyrukların sebebi de o günkü hükûmetlerin, (Aralarında Necmettin Erbakan’ın bulunduğu hükûmetler de var) beceriksizliği değildi. Tüm dünyayı saran 1’inci ve 2’inci OAPEC krizleriydi. O kuyruklarda bekleyen 20 yaşındaki genç bir şoför, bugün en az 70 yaşındadır.
Dolayısıyla soğan kuyruğu, patates kuyruğu ve bayat ekmek kuyruğu gibi fakirlik görüntülerine yenisi eklendi. Bunun da tek sorumlusu mevcut hükûmet. Hayal ürünü dış güçler masallarını bırakın artık.
Eğer ki iktidar 1940’lardan kalan ekmek karnesinin ardına sığınıyor veya 1973 OAPEC krizinden bahsediyorsa, cidden çaresiz durumda demektir.
Bir daha suç işlemesinler
Cezaevindeki mahkumları iki gruba ayırabiliriz. Birincisi hasbelkader bir suça bulaşan ve işlediği suçtan dolayı pişmanlık duyanlar. “Kader Mahkûmu” da diyebileceğimiz bu kişiler mahkumların yüzde 80’den fazlasını oluşturuyor.
İkinci grupta ise suç arsızı olan kişiler var. Bunlara “Anti Sosyal Kişilik” de diyebilirsiniz. Namusuyla çalışıp ayda 100 bin lira kazanacağı bir iş teklif etseniz, bunlar o işe girer, ancak aradan iki ay geçmeden burada da suç işlemeye başlarlar. Bu ikinci grubu ıslah etmek çok zordur.
Oysa ki kader mahkumları, hapisten çıkınca bir daha geri dönmemek için çok çalışır. Ancak 25 yaşında hapse girmiş, 50 yaşında dışarı çıkmış bir kişinin iş bulması neredeyse imkânsız bir şey. Dolayısıyla bu eski mahkumların da küçük bir suç işleyerek, tekrar bildikleri dünyaya, yani hapse geri dönmeye çalıştıklarını görüyoruz.
Üstelik işverenler de bu eski mahkumlara karşı peşin hükümlü olabiliyor. Yani eski mahkumlar iş bulamıyor, küçük bir azınlık iş bulsa da işe alınmıyor.
İşte bu kısır döngüyü – inşallah – Eskişehir’de kırıyoruz. Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, göreve geldiğinden beri hizmetleriyle dikkat çeken bir isim. Şimdi de eski mahkumları işe sokarak büyük bir başarının altına imza atıyorlar.
Cumhuriyet Başsavcılığı ile Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü arasında düzenlenen işbirliği protokolü çerçevesinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün denetiminde bulunan yükümlülerin, Mesleki Eğitim ve Geliştirme Merkezinde CNC, makine bakım, kaynak, kalite kontrol ve montaj eğitim programlarına yönlendirilerek istihdamlarına yönelik eğitim aldıkları ifade edildi. Eğitimlerini tamamlayan yükümlülerden sanayi kuruluşlarında işe başlayanların olduğu belirtilirken, eğitim talep eden yükümlülerin eğitimlere yönlendirildiği aktarıldı.
Özetlemek gerekirse hem Eskişehirli sanayicilerimize ve Organize Sanayi Bölgesi yönetimine hem de Cumhuriyet Başsavcılığına teşekkür ederiz.
Suçla mücadele, yalnızca cürüm işleyenleri içeri tıkmakla yürütülmüyor. Suç işleyenlerin yeniden suç işlemesini engellemek de bu işin bir parçası. Yetkililerimizi tebrik ederiz…