Tanıdığım bir eski politikacıydı.
Politikadan istemeyerek çekildikten sonra, her sabah kalkıp traş oldu, giyindi, kravatını taktı, şoförü gelmiş mi diye camdan sokağa baktı, sonra karısına "Ben gidiyorum" dedi ama gitmedi.
Evin içinde öylesine biraz dolandıktan sonra akşama kadar bir koltuğa oturdu...
Akşam oldu...
Bir gün "Ben gidiyorum..." dediğinde, o sakin karısı "Git... Git bakalım nereye gideceksin..." diye beklenmeyen bir yanıt verdi.
O, yine bir koltuğa oturdu...
Ve ağladı...
Çünkü gidecek hiçbir yeri yoktu.
Karısına, "Peki camdan baktığı araba öyle boşuna mı beklerdi?" diye sormuştum.
Bana, "Araba zaten yoktu ki" demişti.
***
Özellikle böyle seçim sonrası günlerde, bir anda yalnız kalan tarafların hazin yalnızlık öyküleri başlar.
İnsanlar, kazanan tarafın etrafında toplanırlar.
Kaybedenler yalnızlaşır.
Arayan-soran azalır.
Telefonlar susar.
Kapı zilleri çalınmaz.
Eski dostlar gitmiştir birer birer.
Onlar kazanan tarafa doğru yola çıkmışlardır bile.
***
Bu hep böyle sürüp gider.
Kazananların sevinç dalgaları çevrelerinde bir baş döndürücü girdaba dönüşürken, kimi evlerde koltukta oturan birisi vardır.
Arada bir telefona bakar.
Gözü kapıya takılır.
"Çünkü hepimizin bir gün susacak telefonumuz ve çalmayacak kapımız vardır."
Boş koltuk oradadır.
(Bekir Coşkun- 3 Ağustos 2007)
8 yıl önce yazmış bunu üstad... Bir dostum tutuşturup elime verdi… Halen tedavi görmekte olan “Bekir Coşkun”a geçmiş olsun dileklerimizle…
Emirdağ'a kar yağdı Haziran’da!
Seçimlerden önce Emirdağlı aday "Cemal Okan Yüksel"in şansını dile getirmiştik...
Bugüne kadar Emirdağ'dan aday olanları sıraladık...
"Yılmaz Sezer’den Safa Halaç'a kadar..."
Hiçbiri seçilemedi...
Ama bir noktayı özellikle vurgulamıştık:
"Hep sağdan aday olundu, bu kez soldan..."
Daha mı zor?
"Evet.. Gerçekten daha zordu..."
Buna karşın yazımızın sonunda büyük bir olduğunu vurgulamıştık "Yüksel"in...
Dedik ki:
"Cemal Bey'in bir ayrıcalığı var... Kendisi Ömer Duru'nun doğum yeri olan Adayazı köyündendir..."
Cemal Bey, milletvekili seçildikten sonra bunu anımsatmış Ömer Hoca...
Akıllıdır, "Hele bir kazansın" diye beklemiştir...
Ya da, Ömer Hoca ile bir siyasi seçimde kimi tuttuysak, kaybetmiştir...
Çekinmiştir,"Ne olur ne olmaz!" diye...
Öyle ya da böyle "Cemal Okan Yüksel", Haziran ayında Emirdağ'a kar yağdırdı...
Kutluyoruz...
"Ya Suvermezli olsaydı!.."
Hile oldu mu?
Seçimde hile olacağı yönünde yaygın bir söylenti, hatta inanç vardı...
''Melih Aşıksın hu konudaki yorumu şöyle:
-Sonuçlar gösteriyor ki seçimde ciddi bir hile ve manipülasyon olmamıştır. Bu konuya iki dostumuz ışık tuttu...
Bir dostumuz.. "AKP'nin boşuna günahını almışız" derken...
Diğeri daha başka yorumladı..
"Seçim sonuçları üzerinde oynama işini Paralel’ciler yapıyordu. Onlar olmayınca AKP bu işi beceremedi."
Seçimde hilenin önüne geçilmesinde sosyal medyanın büyük katkısı oldu.
Bu arada "Oy ve ötesi" gibi sivil kuruluşların da hakkını teslim etmek gerekiyor...
Günün Şiiri
Nasıl
Bir gecede anladım yazıldığımı
En güç sevmeleri kolay bilerek
Karanlıkta gittikçe ufaldığımı
Bir gecede anladım yanıldığımı
Sevmeler kursağımda zehir zemberek
Bizdik bir yoklukta aşkı tüketen
Bir gözdü bize bakan binlerce sandık
En candan belki de en yürekten
Bizdik bir yoklukta aşkı tüketen
Aydınlığına güneşin nasıl inandık
Yusuf Savaş (Varlık-1968)
Mutlu bir vatandaş
Halkın sürekli olarak pahalılıktan şikâyet ettiğini duyan Başbakan, gizli kıyafetle sokağa çıkar ve bir lokantaya girer. Baş köşede kılıksız bir adamın, görkemli bir sofra donattırıp keyif yapmakta olduğunu görünce , "İşte mutlu bir vatandaş" diyerek yanına oturur:
"Hayatından memnun musun hemşerim?"
-Memnunum, şikayetim yok
" İşler iyi, günde en az 200 lira kazanıyorum..."
-Peki enflasyon artar ve yeni zamlar gelirse ne olur?
"300 lira olur..."
-Ya her hafta zam gelirse?
"500’e çıkar..."
-Her gün zam olursa?
"1000 lira olur!"
-Güzeeel... Senin işin ne kardeşim?
"Ben mezarcıyım efendim!"
Arkadaş sohbeti
"Nikotinin öldürücü olduğunu okudum, sigarayı bıraktım..."
Sonra?
"Alkolün öldürücü olduğunu okudum, içkiyi bıraktım!"
Ya sonra?
"Dün de seksin öldürücü olduğunu okudum..."
Arkadaşı "vah vah!” deyince devam etmiş:
"Yok yok... Tahmin ettiğin gibi değil, okumayı bıraktım!"
Günün Sözü
Baskının sınırları, baskı görenin sabrettiği yere kadar uzanır.
Frederick Douglas
Günün Balı
Gideceğin yoldan eminsen, engeller "dinlenme noktası" olmaktan öteye gidemez.
Paulo Coelho
Günün İncisi
Paranın saklanması kazanılmasından daha zahmetli olur.
Montaigne
Cuk
Eski tas eski hamam..
Sana "jakuzi" lazım abi!
Özdeyiş
Eğer gerçeği anlamak istiyorsan, zaferi terziye bırak...
Einstein
Kıssa-dan
"Zeka geliştirir" diye satılan video oyunları işe yaramıyormuş.
İşe yaramadığını anlamak da bir gelişme sayılır...
Kolsuz Yaşar'dan
Yaşam satranç oyununa benzer.
Çoğu kez "şah" dersin ama..
"Bir kez mat edersin!"
Seçimin Medya galibi!
Yalnız seçim için değil, önceki programları ve yazılarıyla gündeme getirmek istedik "Şinasi Kula"yı... Emekli bir öğretmen...
Ama o nasıl bir vergidir ki...
"Bir elinde saz..."
Bir elinde kalem...
Ve de...
"Kıskanılacak yorumlar...”
ES TV'deki "Sabah Kahvesi" programında günler öncesinden açık tavrını koydu Şinasi...
Eskişehir'in "Laik ve Atatürkçü" kimliğini defalarca ve örnekleriyle vurguladı...
Seçimden sonraki ilk programında bile, kendisiyle ters düşen Bursalı işadamına ne güzel yaklaşımda bulundu...
"Kavgasız yaşayalım artık" dedi...
Ekledi:
"Bu dünya Sultan Süleyman'a bile kalmadı ki!.."
Kutluyoruz Şinasi’yi...
"Bu seçimin medya galibi oldu..."
Günün Olayı
İmam nikahıyla çok eşliliğin yolu açıldığına göre, "en az 3 çocuk" hedefi, "en az 4 hanımla, en az 12 çocuk " olarak güncellenmeli...
Akif Kökçe
Günün Biberi
"Seçimin galibi kim?" diye soruluyor.
Bir galibi de yıllardır PKK açılımı için çalışmış olan AKP'li akiller...
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...