Cumartesi günü son yılların en iyi, en donanımlı kongrelerinden birine tanık olduk. Eskişehir Genç İşadamları Derneği Mavi Ada'da hem üyeleri hem de misafirleri için çıtası yüksek bir genel kurul gerçekleştirdi.
Hem fiziki olarak hem de akış olarak iyi hazırlanışmış olduğu dikkatlerden kaçmayan bu kongre aynı zamanda Serkan Zengin için veda, Kahraman Albay için bir başlangıç kongresi oldu.
Serkan Zengin genç ama iddialı ve başarılı bir isim. Zengin soyadını taşıyan büyükleri de onu donanımlı yetiştirmiş. Bu yüzden ESGİAD başarılı bir 5 sene geçirip Eskişehir kamuoyunda etkin bir konuma geldi. Güzel işler, projeler derken tebrikleri hak etti.
Şimdi görünen o ki, Serkan Zengin için odak noktası artık Ticaret Odası olacak. Bu da çekişmeli, heyecanlı ve sonucu merak edilecek bir ETO seçimi olacağını şimdiden hissettiriyor bizlere.
Bu arada ESGİAD Başkanlığı'na seçilen Kahraman Albay'a da başarılar dilemek istiyorum.
Şahsen tanıdığım azimli, herkesin çok sevdiği ve herkesle iyi anlaşabilen ender insanlardan birisidir. Bu sorumluluğu da çok iyi taşıyacağına inancım sonsuz.
Nasıl olsa hayvan değil mi?
Önceki gece saat 3 civarları...
Kırmızı bir Peguet 307 marka otomobil. O kadar hızlı ki, plakası bile alınamıyor. 130, 140 km hızla Büyükdere Mahallesi’nden geçiyor.
Büyükdere Mahallesi’nde Hüseyin Karadayı öncülüğünde birçok can mutlu mesut yaşarken bu mutluluğu bozacak çığlıklar yükseliyor sahur vakti.
Bu çığlıklar orada kimseye zararı olmadan yaşayan canlardan Bozo'nun çığlıkları.
Koşuyor ama yetişemiyor Hüseyin Karadayı, Bozo son nefesi kollarında veriyor ve kurtarılamıyor.
Etrafta bu çığlığa duyarsız kalmayan bir avuç insanın yürekleri dağlanırken zalim zalimliği ile kalıyor yine.
Tek bir kamera yok o bölgede. İlk değil bu can kaybı, görünen o ki böyle devam ederse son da olmayacak.
Günahsız, ağızları olup dilleri olmayan ve yüreğimizin sıcaklığına sığınmış canlar ezilmeye, ölmeye devam edecek.
Ve orada cadde bile olmayan yerde 130, 140 km sürat yapan adam, kadın her kimse gidip bir yerlerde sevgiden, saygıdan, merhametten bahsedecek. Hesap gününü unutarak.
Gerçi niye yazıyorum uzun uzun. Ölen bir hayvan ne de olsa, onun için konuşmaya değmez. Üstelik sahipli bile değil, değil mi?
Yazık ki, böyle bir zamandayız. Hayvanat bahçesi konusunda gösterilen duyarlılığı bu konuda bekliyorum ve o bölgeye kamera, radar v.s. ne gerekirse bir an önce yapılmasını talep ediyorum.