Eskişehirspor için bu sene hedefte 2 seçenek var.
Öncelikli hedef PTT 1. Lig’de ilk 2 sırada yer alarak doğrudan Süper Lig’e çıkmak. Pek arzu edilmeyen ama B planı olarak değerlendirebileceğimiz ikinci seçenek ise ilk 6’da yer alarak play off maçlarıyla Süper Lig’e çıkmak.
İşin özü öyle ya da böyle Eskişehirspor için bu sene Süper Lig’den başka çare de, seçenek de yok.
Takıma bakarsak PTT Ligi’nde bugüne kadar görülmeyen kalitede yıldız isimler var. Öyle ki böyle bir kadro Süper Lig’de bile mücadele eder ve hedef kovalar. Bu yüzden bu ligde yenilmez armada olmak ve bitime haftalar kala Süper Lig’i garantilemek de mümkün.
Takım kamp sürecinde 5 hazırlık maçı ile lige hazırlandı. Bunlardan 4’ünü oynadı ve hiç mağlup olmadı. Rakiplerden Düzce ve İnegöl aynı kulvar da olmasak da, Eskişehirspor karşısında hazırlık maçında bile galip gelmek için kıyasıya mücadele etti. Biz ise kendimizi çok zorlamadan birlikte oynama alışkanlığı edinmek ve farklı dizilişleri deneme adına epey fırsat bulduk.
Eksiklerimiz elbette kendini gösterdi. Özellikle savunmanın göbeğinde Akaminko’nun yükünü azaltacak, kanatlarda enerjisi yüksek ve orta alanda sadece oyun kuran değil çok koşabilecek transferlere ihtiyacımız var. Felix savunmadaki sorunu çözer, Ahmet Kamil ve Kaan performanslarını daha da yükseltir ve Bilal Aziz savunmaya dönüşlerde daha hızlı olmayı meleke haline getirirse, bu takım fark yaratır. Hürriyet’in ağabeyliği, Hasan Hüseyin, Feyzi, Dorukhan gibi genç isimlerin hırsı Akaminko, Ofeedu, Bruno, Uğur İnceman, Semih Şentürk, Boffen ve Erkan Zengin gibi her takımın rüyası isimlerin de uyum sürecini hızlı tamamlaması sevindirici gelişmeler. Hele ki; hedefe herkesin inanmış ve ağabeylerin takıma bir şeyler katma adına birbiriyle yarıştığı bu hava bana büyük umutlar vaat ediyor.
Şimdi sıra biz taraftarlarda
Bugün geldiğimiz noktada şüphesiz bir yönetim başarısı var. 3 ay önceki ‘eyvah’lar şimdi şampiyonluk meşalesini yaktıran bir hale bürünmüş. Maddi sıkıntıya rağmen bu ligin üstünde isimler takıma kazandırılmış ve yeni stadyumun yetiştirilmesi için herkes var gücüyle çalışıyor. Başaracaklar da.
Bu durumda görev sırası artık biz taraftarlara düşüyor. ‘Taraftar’ derken işin içine camianın tüm etkenlerini katıyorum. İş adamları, siyasiler, yerel yönetimler, kurumlar, kuruluşlar ayırt etmeksizin herkesin bu takıma borcunu ödeme vakti.
Parası olanlar 100, 125, 150 bin TL verecek ve 10- 12 kişilik bir loca alacaklar. Hem konforlu, fiyakası yüksek bir yerde maç izleyecek hem de görevlerini yapmış olacaklar.
O kadar çok parası olmayan ama şartları iyi olanlar da, Maraton’un A Bloklarından 500 TL ile 2000 TL arasında değişen, durumuna uygun bloktan kombinesini alacaklar.
Sembolümüz olan tribün grupları da zaten yerlerini belirlediler. 75 TL ile 200 TL olan kombineleri alarak onlar da son sesiyle Eskişehirspor’un arkasında, yanında olmaya devam edecek.
Artık kimsenin mazereti, bahanesi, görmezlikten geleceği bir durum kalmadı. Her şey ortada açık ve seçik biliniyor, görünüyor ve gözler, taşın altına elini koyacakları bekliyor. Bizim gibi orta direk taraftar zaten görevini yapar da, bu şehrin kalburüstü isimleri, zenginleri, fiyakalı arabalar, kocaman sözleri ağzından eksik etmeyenlerini merakla bekliyoruz. Şehir dışından bile destek vermek isteyen, gönlü kırık olsa da Es Es sevgisinden vazgeçmeden bir şeyler yapmak isteyenleri görüp umutlanıyor, şehir içinde bekleneni yapmayanlara da kırılıyoruz.
Çok değil 10 gün sonra resmi satış süreci başlayıp, kimlerin ne yaptığını göreceğiz. Bunun sadece bir destek değil aynı zamanda sorumluluk olduğu bilinciyle şehrin kamusal, yarı kamusal kurum ve kuruluşlarına da yapıyoruz bu çağrıyı. Yeni Stadyum’da şampiyonluk için gelin siz de bu yükün kenarından bir parça tutun. Tutun ki daha hızlı ilerleyip, sıkıntıya düşmeyelim. Zira yol çok kısa değil ve desteğe her daim ihtiyaç duyacağız.