Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'da gerçekleştirilen 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda, yerel seçimler öncesi belirlenecek belediye başkan adaylarına ilişkin oldukça çarpıcı bir açıklama yapmıştı.
*
O açıklamada şunları aktarmıştı Erdoğan:
EHLİYET VE LİYAKAT VURGUSU
“Mahalli seçimlerde en isabetli adayları belirleyerek, en verimli çalışmaları gerçekleştirerek hedeflerimize ulaşmalıyız. Kimse 'bu benim yakınımdır, şu benim buyumdur' diye bize aday teklifiyle gelmesin. Bunu özellikle burada ifade ediyorum. Ondan sonra
ters yüz edilirse de kusura bakmasınlar. Burada ehliyet ve liyakat esastır. Buna göre adımlarımızı atmakta da kararlıyız. Bütün prensiplerin üstünde bu prensip vardır. Bunun için sizlerden partimize, şehirlerimize ve ülkemize en iyi katkıyı sağlayacak bir yaklaşım içinde olmanızı bekliyorum.
FETÖ VE PKK’YA BULAŞMAMIŞ OLSUN
Bize ehli tevazu, yani tevazu ehli isimler lütfen getirin. Halkına tepeden bakacak adamları bize getirmeyin, gurur kibir abidesi adamları bize getirmeyin. Hem işini iyi bilecek, hem çalışacak, hem de bu davayı iyi hazmetmiş olanları bize getirin. Hiç ilgisi, alakası olmayan ama 'Seçime gidiyoruz bu vesileyle onu da buradan aday yapalım'... Yok öyle şey. Emeği olacak.
En iyi hizmetleri getirecek isimlerle seçimlere girdiğimizde, bundan milletimizle birlikte bizler ve partimiz kazançlı çıkarız. Adayın da bir karşılığının olması lazım. Sadece partinin karşılığına sığınarak adaylık değil, adayın da bir karşılığı olacak, o da prim yapacak, partinin gücünü de arkasına alacak.
FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerine bulaşmamış olması, milletimizin değerleriyle çatışmaması, birikimi ve projeleriyle hizmet etmeye uygun olması şartıyla AK Parti'nin kapıları herkese açıktır.”
*
Erdoğan hiçbir yerel seçim öncesi, adayların özellikleriyle ilgili bu kadar net bir açıklama yapmamıştı.
Ancak bu kez,
pabucun pahalı olduğunu anladı ve sütten ağzı yandı ki, teşkilatına böylesine ciddi bir tembihte bulundu.
*
AK Parti Genel Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti’nin Eskişehir Genişletilmiş İl Danışma Kurulu toplantısına katıldı.
Geçtiğimiz Pazar günü gerçekleştirilen toplantıda birçok hususa ilişkin konuşan Kurtulmuş’un, en önemli açıklaması neydi?
Bence, belediye başkanlıklarına aday yapılacak kişilerin özelliklerini ifade ettiği cümleleriydi.
*
Şimdi Kurtulmuş’un o cümlelerini okuyalım:
“Aday tespitleri sırasında hepimiz son derece ölçülü olmalıyız.
Benim komşum, benim ekibim yok. Kimsenin böyle bir lüksü yok. Bu seçimde belediye meclis üyelerimiz bile önem arz ediyor. Kılı kırk yararak seçeceksiniz. Partinin omzuna basarak veya Recep Tayyip Erdoğan’ın gölgesine sığınarak siyaset yapma ihtimali yok. Beş önemli özelliği arayacağız; tevazu, adil olmak, ehliyet sahibi olmak, gönülleri kazanabilir olmak ve Sadakat.”
*
Numan Kurtulmuş’un yukarıdaki ifadelerine bakıldığı zaman, Recep Tayyip Erdoğan’ın Kızılcahamam’da aktardığı ifadeleriyle birebir örtüşüyor.
Demek ki Erdoğan, üst düzey ekibine talimat vermiş ve aday kriterlerini bütün teşkilata anlatmalarını istemiş.
*
Öyleyse…
Eskişehir AK Parti teşkilatı özelinde düşünürsek; hem Erdoğan hem de Kurtulmuş’un vurguladığı aday profiline, net bir biçimde kimler uyuyor?
*
Merkezde bulunan üç belediye için bir çırpıda şu isimleri sayabiliriz:
Nabi Avcı
Harun Karacan
Volkan Doğan
Dündar Ünlü
*
Yukarıda saydığım isimlere kimsenin itirazı olacağını sanmıyorum.
*
Zira…
- FETÖ/PDY ve PKK ile uzaktan yakından hiçbir bağlantıları yok.
- Teşkilata hakimler.
- Recep Tayyip Erdoğan’a sadıklar.
- Partilerine emek vermiş, para ve zaman harcamış isimler.
- Partinin oyunu tutabilecekleri gibi, geriye kalan seçmenden oy alma potansiyelleri var.
- İş bitirme kabiliyetleri yüksek.
- Nitelikli bir biçimde iletişim kurabiliyorlar; yüksek kibir ve hastalıklı düzeyde ego sahibi değiller, gösterişten uzaklar, yurttaşlarımıza tepeden bakmıyorlar; her fırsatta, toplumun her kesimiyle bir araya gelmeye gayret gösteriyorlar.
- Recep Tayyip Erdoğan ve teşkilatın kısmen katkısı olsa da, önemli oranda söz konusu iki unsurun gölgesinde yükselmediler; kendi akıl, zeka, beceri ve bilgi birikimleriyle bir yerlere geldiler.
*
Ayrıca…
Özellikle Nabi Avcı ve sonrasında Harun Karacan, hükümetin Eskişehir’e yatırım yapmasına ön ayak oldular.
*
Yukarıda okuduğunuz kişileri ve kişilere ilişkin yorumları, Erdoğan ve Kurtulmuş’un adaylara ilişkin bahsettikleri özelliklere dayanarak yazdım.
Onların anlatımına göre gözümde canlanan ve önde gelen dört isim var.
Ancak politika bu…
Bazen en yetkili ağızdan çıkan bir sözün dahi tersi gerçekleşebilir.
*
Adayların belirlenmesine az kaldı.
Bakalım…
Eskişehir’de, Erdoğan ve Kurtulmuş’un ifade ettiği özelliklerde aday ya da adaylar belirlenecek mi?
Manidar açıklamalar…
AK Parti MKYK Üyesi ve Eskişehir Milletvekili Harun Karacan’la AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay’ın, Eskişehir’deki Genişletilmiş İl Danışma Kurulu toplantısında yaptıkları konuşmalarının satır aralarında dikkat çeken cümleler vardı.
*
Önce Harun Karacan’ın dikkat çeken cümlelerini aktarmak istiyorum:
ÇELME TAKMA DAVASI DEĞİL
“Hepimiz büyük bir davanın birer neferleriyiz. ‘Ben yoksam dava yok’ diyenler en başta kaybetmiş olanlardır. ‘Bu davayı ancak ben ayakta tutarım’ diyenler kibir tuzağına düşmüştür. Bu dava kibir davası değildir.
Bu dava önünde engel gördüğü insanlara çelme takma davası değildir. Bu dava, ayakta dimdik duruyor ve bu dava genel başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sancaktarlığında geleceğe doğru yürüyor. Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu bu yürüyüşte herkes elinden geleni yapacaktır.
Önümüzdeki süreçte belki hatalarımız olacak ama dilimizden gurur, kibir, bencillik adına hiçbir şey dökülmeyecektir.”
*
Şimdi de Emine Nur Günay’ın ifadelerini okuyalım:
UNVAN DEĞİL ANLAM PEŞİNDE
“Tevazu, samimiyet, gayret ile çalışacağız.
Bireysel bir çalışma olmadığını unutmayacağız. Egonun ön plana çıkması, başarının önündeki en önemli tehdittir. Hayat, başı ve sonu olan bir yolculuktur. Güzel olan, yolculuğun kendisidir. O zaman bizi insan yapan her neyse, o değerler için çalışmalıyız. Bu noktada nezaket esastır.
Unvan peşinde değil, anlam arayışında olmalıyız. Bu temel değerleri baz alarak ben de bu büyük davanın bir parçası olarak gece gündüz sizlerle omuz omuza çalışacağım.”
*
Hem Karacan’ın, hem Günay’ın satır aralarında verdiği mesajların bir hayli
manidar olduğunu düşünüyorum.
Kendileri için özeleştiri, başkaları için ise ciddi bir uyarı niteliği taşıyor yukarıda okuduğunuz açıklamalar.
En azından ben öyle algıladım!
Türkiye ekonomisi ve Eskişehirspor
Yine AK Parti Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı’ndan bir not…
Numan Kurtulmuş, Türkiye ekonomisindeki durumu paylaşırken ve hükümetin hedeflerini ortaya koyarken futbol terimlerini kullanmış.
*
Bunun nedeni olarak da Eskişehir’in, futbola yakın ve meraklı bir şehir olduğunu ifade etmiş.
Eskişehir’de futbol demek, Eskişehirspor demek…
Çünkü bu kente futbolu ve hatta sporu sevdiren marka, Eskişehirspor markası…
Ancak şu anda, takımımızın durumu içler acısı.
*
Her neyse, Kurtulmuş, ekonomimize ilişkin şunları söylemiş:
“Tabiri caizse biz şu anda play off oynuyoruz. Süper Lig'e çıkmadık ama çıkacağız. Yani dünyanın 10 büyük ekonomisinden birisi olacağız. Dünyada bölgesel ve küresel anlamda gerçekten güçlü ülkelerden biri olacağız. Tabiri caizse, cehennem çukuruna gömülmüş Ortadoğu coğrafyasındaki cehennem ateşine düşmeden, Ortadoğu'daki halkların da düşmesini bir şekilde engelleyerek bu coğrafyanın en güçlü ülkesi, dünya siyaset dengelerinin en kuvvetli parlak ülkelerinden biri olacağız.”
*
Kurtulmuş iyi demiş, hoş demiş ama Eskişehirspor’u akla getirecek biçimde demeseydi keşke.
Çünkü Eskişehirspor’umuz…
Batmış durumda.
Bu noktada kitlenmiş durumda.
Aciz durumda.
Küme düşme ve kayyum tehlikesiyle karşı karşıya bir durumda.
*
Ya Türkiye ekonomisi?
Türkiye ekonomisi de, aynı Eskişehirspor gibi mi acaba?