Recep Tayyip Erdoğan, kesintisiz 21 yıllık AK Parti iktidarını ve 3. Cumhurbaşkanlığı dönemini bu seçimi de kazanarak perçinlemek adına kolları sıvadı. Yeni partilerle anlaşarak Cumhur İttifakı’nı genişletmek adına önemli görüşmeler yürütüyor.
Yaklaşık 10 yıl önce kurulan Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) Cumhur İttifakı'nı destekleme kararı aldı. HÜDA-PAR'ın Cumhur İttifakı'nı destekleme kararı sonrası partinin geçmişi gündeme geldi.
2018’deki son genel seçimlerde 157 bin oy alan HÜDA-PAR’ın oy oranı yüzde 0,31.
Dini öncelik kabul eden, Hizbullah bağıyla bilinen bir Kürt partisi olarak HÜDA-PAR’ın bu desteği partide eleştirilere bile yol açtı.
Neyse, dağıtmadan konumuza gelelim.
Erdoğan’ın seçimden galip gelip güven tazelemesi durumunda ülke ekonomisinde ne değişecek?
Konumuz bu.
Mesela, rasyonel ekonomi politikaları mı uygulanmaya başlayacak?
En basit örneğiyle “faiz neden enflasyon sonuç” gibi hiçbir iktisat kitabında yeri olmayan, Merkez Bankasının politika faizini yüzde 8,5 olarak belirleyip, piyasa faizinin yüzde 25-30’ları bulduğu, resmi rakamlarla bile enflasyonun yüzde 55 olduğu bir Türkiye ekonomisinde hangi mantıktan, hangi piyasa olgusundan bahsedebiliriz?
Bunun iktisatta yeri yok.
Bugün dolar 19 lira, avro 20 lira seviyelerinde ise bunun en büyük nedeni Merkez Bankası ve kamu bankalarının arka kapı politikasıyla dövize müdahalesidir.
Kendimizi kandırmayalım.
Yani Erdoğan’ın seçimi kazanması durumunda bir süredir uygulanan bu ekonomi politikası değişecek mi?
Amerikan bankası Wells Fargo’nun, “Seçim sonrası hangi aday kazanırsa dolar ne olur?” çerçevesinde bir araştırması yayınlandı.
Buna göre, Erdoğan kazanırsa dolar bu yılın sonunda 19,5 liranın üzerine çıkar.
Neden?
Çünkü Erdoğan, mevcut ekonomi politikalarını sürdürecek, kuru belli bir seviyede tutmak için Merkez Bankası’nın ekside olmasına karşın swapla oluşan brüt rezervlerini eritmeye devam edecek, gelecek yılın ortasında da doları 20,5 lirada tutmaya çalışacak.
Yok eğer Kılıçdaroğlu kazanırsa, dolar bu yılın sonunda 15 liraya kadar gerileyecek, Türk lirası değer kazanacak. Gelecek senenin ortasında ise dolar 14 liraya düşecek.
Bunun nedeni ise muhalefetin rasyonel ekonomi politikalarına dönecek olması, yani şu aşamada Merkez Bankası’nın faiz artırımına giderek piyasayı dengelemesi…
Demokrasi ve adalet olgusuna vurguyla ülkeye kısa vadede sıcak para yani yabancı sermaye girişi gerçekleşecek, ülkede döviz bollaşınca da dolar ve avronun TL karşısındaki değeri düşecek.
Bu raporun eksik kalan yanı mevcut dış borcun fazla olması ve Merkez Bankası’nın dövize olan talebi…
Doların 15 lira olabilmesi için üretim ekonomisine dönüşün keskin biçimde gerçekleşmesi gerekiyor.
Cari açık da bir o kadar önemli.
Hasılı…
Sadece ekonomi özelinden baksak bile…
Bu seçimlerde Erdoğan kazanırsa örneğin, yaşadığımız ekonomik sıkıntıdan siyasal kutuplaşmaya kadar ne farklı olacak?
Hayat pahalılığıyla yoksullaşan vatandaşın refahı mı artacak?
Merkez Bankası’nın ihtiyat akçelerini harcayacak kadar ileri giden ve takas-swap paralarla günü kurtarmaya çalışan bu iktidar, neyi farklı yapacak da kaynak sağlayacak?
Baskılanan döviz kuru bu seviyede daha ne kadar tutulabilecek?
"Faiz neden, enflasyon sonuç" teorisi mi değişecek?
İşsizlik mi azalacak?
Göçmen politikası mı değişecek?
Bu sorular çok önemli…
Neden mi?
Çünkü iç dünyanızda bu sorulara verdiğiniz yanıt, seçim sandığının anahtarı olacak…
Kalın sağlıcakla.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...