Yaşam standardımızın oluşmasında, artmasında veya azalmasında enflasyonun çok önemli bir yeri olduğunu söylesem…
Bunu “ölçen” Türkiye İstatistik Kurumu ise neredeyse doktor bilgisi de hayati öneme sahip bir iş yapıyor.
Öyle ki…
Türkiye'de memurun, emeklinin, kamu işçisinin hatta asgari ücretlinin ne kadar ücret alacağı, Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı tüketici fiyat endeksi verilerine göre belirleniyor.
TÜİK çok önemli bir kurum.
Şöyle bir tarihçesine, ne zamandır faaliyet gösterdiğine bir bakayım dedim...
Çok eski bir kurum.
Eskiden kasıt...
Gelenekleri oturmuş, vakti zamanında güven tesis etmiş...
Osmanlı döneminde, 1891 yılında Merkezi İstatistik Encümeni olarak faaliyetine başlamış.
Cumhuriyet dönemine gelindiğinde, Merkezi İstatistik Dairesi adı ile 26 Şubat 1926 tarihli ve 3517 sayılı Merkezi İstatistik Dairesi Hakkındaki Talimatnamenin Meriyetine Vaz'ına Dair Kararname ile kurulmuş.
1930 yılında dairenin tüm görevleri yeniden düzenlenerek İstatistik Umum Müdürlüğü adını almış.
1962 yılında Devlet İstatistik Enstitüsü adını alan kurum, 18 Kasım 2005 tarihi itibarıyla adı Türkiye İstatistik Kurumu olarak değiştirilmiş.
Görevleri arasında neler yok ki...
Resmi istatistiklerin üretimi sırasında kullanılacak istatistikî yöntemleri, tanımları, sınıflamaları ve standartları, ulusal ve uluslararası normlara uygun olarak belirlemek.
Ülkenin ekonomi, sosyal, demografi, kültür, çevre, bilim ve teknoloji alanları ile gerekli görülen diğer alanlardaki istatistiklerini derlemek, değerlendirmek, analiz etmek ve yayımlamak.
Resmi istatistik sonuçlarının bilimsel ve teknik açıklamalarını yapmak.
İstatistik alanındaki bilimsel araştırma teknikleri ile istatistiki yöntem ve bilgi teknolojilerine ilişkin gelişmeleri takip etmek ve bunların uygulanması için gerekli önlemleri almak.
İstatistik alanındaki ulusal ve uluslararası öncelikleri dikkate alarak istatistikî veri ihtiyacı duyulan alanları ve veri derleme yöntemlerini ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde belirlemek.
Şimdi gelelim günümüzdeki tartışmalı durumuna…
Sokaktaki vatandaşa bir sorun bakalım TÜİK'in rakamlarına güvenen var mı?
Son açıklanan verilerle yıllık enflasyon yüzde 38 olarak gerçekleşti.
İTO yüzde 55, ENAG ise yüzde 108 açıklıyor yıllık enflasyonu.
Size yakın gelen, hissettiğiniz enflasyon hangisi?
Yüzde 38 mi?..
Yüzde 55 mi?..
Yoksa yüzde 108 mi?
Tüm bu olup biten karşısında seyirci kalan, belki de söz konusu talimatları verenler, memurlara 6 aylık yüzde 17,5 artı 8 bin lira, emeklilere ise yüzde 25 zammı reva gördüler.
Bu zam oranlarına sevinen var mı bilmem ancak daha zammın dumanı tüterken, milletin cebine zamlı maaşları girmeden kar gibi eridi gitti.
Her şeye zam geldi.
TÜİK üzerinden milletin rızkıyla oynaya oynaya...
Geniş halk kitleleri her geçen gün yoksullaşıyor...
Olan dar ve sabit gelirliye, asgari ücretle geçim mücadelesi veren, yoksulluk sınırında yaşayan garibanlara oluyor.
Yoksa, parası olanlar için, gününü gün edip, gemisini yüzdüren kaptanlar için hava hoş.
Anlayacağınız…
Enflasyonlu yaşam soframızdan çalıyor…
Buna çanak tutanlar ise sırtımızı sıvazlıyor…
Kalın sağlıcakla.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...