Depremin üzerinden 120 saatten çok geçti. Uzmanlar 72 saatten sonra enkaz altından kurtarılanların sayısının çok düşeceğini belirtiyor. Yine de çıkmadık candan umut kesmiyoruz ve kurtarma çalışmalarına aralıksız devam ediyoruz.
Depremin üzerinden 120 saatten çok geçti. Uzmanlar 72 saatten sonra enkaz altından kurtarılanların sayısının çok düşeceğini belirtiyor. Yine de çıkmadık candan umut kesmiyoruz ve kurtarma çalışmalarına aralıksız devam ediyoruz. Samsun Tekkeköy Belediye ekiplerinin katıldığı arama – kurtarma çalışmalarında depremin üzerinden tam 102 saat geçmişken bir baba ve kızı hayata döndürüldü. İşte bu tip “Mucize kabilinden” kurtarma operasyonlarıyla teselli buluyoruz.
İnsanoğullarının en son kaybedeceği şey umut. Zaten onu da kaybettiğiniz zaman geriye hiçbir şeyiniz kalmıyor. Tabii ne tesadüf ki o umutlarımızı da besleyen yine bilimin ta kendisi oluyor. Mesela “Bizim tekkenin çorbası mucize olarak hiç bitmez” diye din tüccarlığı yapan hokkabazlar ortalıkta yokken, bilimsel olarak çalışan ekipler insanları göçüklerin altından çıkartıyor.
Demek ki neymiş? Demek ki mucize için bile çalışmak, çaba sarf etmek gerekirmiş. Demek ki kurtarma ekiplerindeki koku alan köpekler bile, sahtekarlardan daha çok işe yarıyormuş. Demek ki hayatta en hakiki mürşit ilimmiş, fenmiş…
Kedinin de kısmeti
Eskişehir’den deprem bölgesine giden arama kurtarma ekipleri, gururumuz oldu. Pek çok insanımızı kurtaran ekiplerden biri de DAK yani Dorlion Arama Kurtarma Ekibiydi. DAK’ı Eskişehirliler olarak uzun süredir tanıyoruz. Nerede bir arama kurtarma operasyonu olsa DAK ekiplerimiz orada. Son olarak Adana’da çalışmalara katılan DAK üyeleri, hepimizin yüzünü güldüren bir kurtarma operasyonu gerçekleştirerek hamile bir kediyi kurtardılar. Artık 9 canlı mı derler yoksa 7 canlı mı orasını bilemeyeceğim. Fakat anne ve karnındaki bebek kedilerin alın yazısında Eskişehirli eller tarafından kurtarılmak varmış.