Biliyorsunuz…
Emirdağlılar Vakfı’nın genel kurul süreci oldukça tartışmalı geçti.
İlk genel kurul, 7 Nisan 2019 tarihinde toplandı, ancak yeter sayıya ulaşılamadığı için 28 Nisan 2019’a ertelendi.
28 Nisan 2019 tarihinde toplanan genel kurul, yeter sayı aranmaksızın gerçekleştirilebileceği halde, yine yapılamadı; genel kurul esnasında ciddi tartışmalar, şaibeler, iddialar ve suçlamalar havalarda uçuştu.
Durum böyle olunca, Divan Başkanı Yılmaz Karaca, genel kurulu erteleme kararı aldıklarını söyledi ve genel kurulun 16 Haziran 2019’da tekrar toplanacağını duyurdu.
O tarihe kadar da tartışmalar bir türlü dinmedi.
Ve Murat Kahya, Orhan Özkır, Sibel Erenoğlu'nun (genel kurulun yapıldığı sırada adaylıktan çekildi) yarıştığı 16 Haziran 2019 tarihli genel kurulda, çok az bir oy farkıyla da olsa ipi göğüsleyen isim, Murat Kahya oldu.
*
Genel kurul yapıldı yapılmasına da, bu sefer de konu mahkemeye taşındı.
Mahkemeye taşıyanlar kimler?
Orhan Özkır, Yusuf Tantış, Olcay Yılmaz ve Adil Yağcı.
Niye mahkemeye taşıdılar?
Yapılan genel kurulun hukuka aykırı olduğu iddiasıyla genel kurulun iptal edilmesi ve seçilen yönetim kurulu tarafından ‘vakıf senedinin 15 Eylül ya da 29 Eylül 2019 tarihlerinde düzenlenmesine ilişkin alınan kararın’ yürütmesinin durdurulması amacıyla taşıdılar.
*
Ve ilk karar geldi!
2. Asliye Hukuk Mahkemesi, Murat Kahya başkanlığındaki vakıf yönetim kurulu tarafından alınan ‘vakıf senedinin düzenlenmesi’ kararını tedbiren durdurdu.
Mahkeme, bu kararı şöyle iletti: “Davacılar Adil Yağcı, Olcay Yılmaz, Orhan Özkır, Yusuf Tanış ile davalı Emirdağlılar Sosyal Dayanışma Kültür ve Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu arasında mahkememizde görülmekte olan dernek (Genel Kurul Kararlarının İptali İstemli) davası nedeniyle… Davalı Emirdağlılar Sosyal Dayanışma Kültür ve Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu’nun ‘vakıf senedinin düzenlenmesi’ gündemli 15.09.2019 tarihinde ya da 29.09.2019 tarihinde yapılması yönünde yönetim kurulu kararı alınan kararın tedbiren durdurulmasına karar verilmiş olup gereği rica olunur.”
*
Ve asıl dava…
Yani, vakıf genel kurulunun iptali istemi davası!
*
Avukatlar Talat Yalaz ile Tevfik Yıldırım’ın vekalet ettiği Orhan Özkır, Yusuf Tantış, Olcay Yılmaz ve Adil Yağcı’nın genel kurulun iptali için mahkemeye sundukları iddiaları sadeleştirerek ve özetleyerek siz değerli okurlarımızla paylaşıyorum.
*
Şöyle ki…
*
Vakfın seçimli olağan genel kurulu, ilk genel kurul tarihinden önce, yani 07.04.2019 tarihinden önce oluşturulan ve resmi kayıt altına alınan üyelerce yapılması gerekirken, 28.04.2019 tarihinde farklı bir hazirun listesi oluşturularak yapılmaya çalışılmış, en nihayetinde de dayatma usulü ile genel kurul gerçekleştirilmiş ve seçim yapılmıştır.
*
07.04.2019’da toplanan genel kurul, yeterli çoğunluk sağlanamadığı için yapılamadı ve 28.04.2019 tarihine ertelendi. Bahsi geçen tarihler arasında 100’den fazla kişi üyelikten düşürüldü. Bu durum, Anayasa’yla güvence altına alınan seçme seçilme hakkına aykırıdır. Ayrıca herhangi bir üye, vakıf senedi hükümlerine göre, genel kurul oylamasıyla düşürülebilir. Yönetim kurulu kararıyla düşürülemez. O nedenle vakıf senedine aykırı, yani hukuksuz şekilde üyeler düşürüldü.
*
Yine 07.04.2019 tarihli ertelenen genel kurul ile 28.04.2019 tarihinde toplanan genel kurul arasında yönetim kurulu kararıyla 400’den fazla yeni üye kaydı yapıldı. Ancak bu durum, Yargıtay içtihatlarına aykırı. Söz konusu tarihler arasında üye yapılan kişiler oy hakkına sahip değiller. Dahası, iki tarih arasında yeniden hazırlanan hazirun listesi, zorunlu olmasına rağmen askıya çıkarılmamış ve kimseye gösterilmemiştir.
*
Bir hukuksuzluk da şu: 07.04.2019’dan sonra yapılan yeni üyeler, karar defterine, 14.03.2019 tarihli üyeler olarak kaydedilmiştir. Yani, geriye dönük üye kaydı yapılmıştır.
*
Durum böyle olunca, Divan Başkanı Yılmaz Karaca, “karar defterini incelediğim zaman şok oldum, çok ciddi usulsüzlükler var” diyerek, 28.04.2019 tarihinde toplanan genel kurulun, usulsüzlüklerin düzeltilmesi için, ileri bir tarihe (16.06.2019) ertelendiğini duyurdu.
*
Ancak 16.06.2019 tarihinde yapılacak olan genel kurul için hazırlanan hazirun listesi de askıya çıkarılmamıştır ve liste, yine hukuka uygun şekilde düzeltilmemiştir.
*
1500 küsur kişilik hazirun listesinin içinde, hukuka aykırı olarak üyelikleri düşürülmüş olan 100’den fazla kişinin bulunmadığı ve iki genel kurul arasında yapılan 400’den fazla üyenin haziruna yazılı olduğu liste, divana sunulmuştur ve seçim bu listeyle yapılmıştır.
*
Ciddi tepkilere rağmen, Divan Kurulu, itirazları, yazılı ve sözlü olarak dikkate almamıştır ve alelacele, hukuksuzlukların gölgesinde seçim yapılmıştır. Hukuka aykırı, etik, ahlak ve vakıf anlayışıyla bağdaşmayan birçok sorunun gölgesinde seçimi kazanmak adına Emirdağ toplumunu da rencide edici bir ortamda seçime girildiği için, mavi listenin başkan adayı Sibel Erenoğlu tüm genel kurul önünde açıklama yaparak seçimden çekilmiştir.
*
Hukuka uygun olan 07.04.2019 tarihli toplantı yeter çoğunluğu sağlanamadığı için ertelenen genel kurulda sunulan hazirun ile meşru bir seçim yapılmadığı için, Emirdağlılar, 16.06.2019 tarihli genel kurulun iptalini istemektedirler.
*
Emirdağlılar Vakfı’nın genel kurulunun iptalini isteyenlerin mahkemeye sundukları iddiaları okudunuz.
Davacılar, bu iddiaların doğruluğunu ispatlamak için, şu delilleri sunacak:
Karar defteri
Hazirunun askıya çıkarılmadığına dair tutanak ve video kaydı.
Genel kurulun yapıldığı sırada çekilen video kayıtları.
7 Nisan ile 28 Nisan arasında, yani iki genel kurul arasında yapılan üyelerin listesi.
Üyelikten çıkarılanların listesi.
Genel kurulda tartışma çıktığına dair gazete haberi ve video kayıtları.
Tanık, bilirkişi ve her türlü yasal delil.
*
Evet…
Emirdağlılara ilişkin son durum bu.
Genel kurulun iptali için dava açılmış; mahkeme, ilk etapta, Murat Kahya başkanlığındaki yönetim kurulu tarafından alınan ‘vakıf senedinin düzenlenmesi’ kararına ilişkin yürütmeyi durdurmuş.
Mahkeme, genel kurulu da iptal eder mi, onu bilemiyoruz.
Ancak görünen o ki, genel kurul sürecinde MIH sütunlarında masaya yatırdığımız tüm gelişmeler, mahkemeye iddia olarak sunulmuş.
*
Her ne karar verilirse verilsin; genel kurulun iptali ya da değil…
Gerçek olan şu: Emirdağlılar, tamiri çok zor olan bir bölünme süreci içerisine girdi!
Bunlardan ne köy olur nede kasaba.Elin bir kaçyüz haneli köyü bile dayanışma için dernek kurup birbirine destek çıkarken,paylaşamadıkları ganimet için birbirlerini yiyorlar.Tamda kendilerine yakışanı yapıyorlar....