Düşünce Platformu ve Ahbaplar

Bir zamanlar ‘Eskişehir Düşünce Platformu’ vardı.
Hala var aslında, ancak aktifliğini yitirdiği için ‘bir zamanlar’ diyorum.
Şehrin sevilen ismi Ünal Şakar’ın başkanlığını yaptığı ve yoğunlukla iş insanlarının yer aldığı söz konusu platformun temel amacı, Eskişehir’in sorunlarına çözüm üretmek, kişiler ve kurumlar arası iletişimi güçlendirmekti.
İşte, o platform içinden, Eskişehir’in güçlü kurumlarını yöneten iki isim çıktı!

Bir tanesi Sinan Özeçoğlu; Eskişehirspor başkanı oldu, her ne kadar başkanlığı bıraksa da hala adı geçiyor. Özeçoğlu aynı zamanda, Eskişehir Sanayi Odası Başkan Yardımcısı.
Bir diğer isim ise Celalettin Kesikbaş; Eskişehir Sanayi Odası Başkanı.
Her iki isim de, Eskişehir’e hizmet için gayret gösteriyor.
 
*
 
Şimdi, bunu niye yazma gereği duydum?
Anlatayım…
Eskişehir’de, son dönemde, ciddi bir oluşumun adını sıklıkla duyuyoruz.
Ahbaplar!
Peki, ne yapar bu Ahbaplar?
Kısaca; kentin sorunlarına çözüm arar, alanında uzman kişilerle iletişim kurarak grup üyelerinin çeşitli konularda bilgi sahibi olmasını sağlar, Eskişehir’in değerlerine ahde vefa gösterir.
 
*
 
Ali Eldem’i hepimiz biliriz, Eskişehir’in sevilen iş insanlarından biridir.
İşte Ahbaplar, Eldem’in girişimiyle ortaya çıktı.
Şu an kendisi, Ahbaplar’ın onursal başkanı!
Peki, başkan kim?
Ahbaplar’da koltuğa oturan, yapışmıyor!
Başkanlar belli aralıklarla değişiyor, o nedenle ‘dönem başkanı’ deniyor.
Şu anki dönem başkanı, yine tanıdık ve sevilen bir isim olan Mehmet Banaz.
Banaz’ın yardımcısı ise sivil örgütlenmelerde öne çıkan, aynı zamanda Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı olan İsmail Kumru.
 
*
 
Dedim ya…
Ahbaplar, ayda bir veya iki kere bir araya geliyorlar ve şehrin sorunlarını tartışıyorlar.
Sadece tartışmakla da kalmıyorlar, sorunlara çözüm üretmek üzere kafa yoruyorlar.
Mesela belediyeleri ilgilendiren problemleri masaya yatırıyorlar.
Ancak öyle ‘laf ola beri gele’ şeklinde değil.
Konunun muhataplarını toplantıya çağırıyorlar.
Mesela bir ara; Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç’ın bir arada olduğu ciddi bir toplantı tertip ettiler ve şehir için ‘ne yapılabilir’i konuştular…
 
*
 
En son yaptıkları toplantılarına ise onur konuğu olarak Araştırmacı Yazar İlyas Küçükcan’ı davet ettiler.
Küçükcan, hem Köy Enstitüleri konusunda, hem de Seyit Battal Gazi konusunda oldukça faydalı bilgiler verdi.
Buradan da görüldüğü üzere Ahbaplar, yukarıda belirttiğim gibi, grup üyelerinin çeşitli konularda bilgi sahibi olması için alanında uzman kişilerle bir araya geliyorlar…
 
*
 
Tabii Ahbaplar’ın kuruluş felsefesine ilişkin Onursal Başkan Ali Eldem’le görüşmemek olmazdı.
Eldem, söz konusu oluşumu, şöyle özetledi:
 

• Birinci amacımız, gurup üyelerimizin bilgi birikimlerini arttırmak ve aydınlanmalarını sağlamak. Bu noktada konuklar davet ediyoruz.
• Biz Eskişehir milliyetçiliği yapıyoruz. Grubumuza dahil olanlar, ya Eskişehirli olacak ya da Eskişehir aşığı olacak.
• Eskişehir’in sorunlarını kendimize dert ediyoruz. Çözüm için katkı sunmaya, kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz.
• Eskişehir’e hizmet eden herkese vefamızı ödemek istiyoruz, onları hatırlıyoruz ve kamuoyuna hatırlatıyoruz. Yani burada aslında şu mesajı veriyoruz: Eskişehir’e hizmet ederseniz, Eskişehir sizi unutmaz.
• Yaptığımız her iş müspet ilimle bağlantılı olacak, üyelerimiz de öyle; bizim, hurafelerle işimiz yok.
• Din, dil, ırk, mezhep, siyasi parti ayrımı asla olmaz, bizim anlayışımıza ters; ayrım yapanlar içimizde barınamaz.
• Tabii bütün bunları yaparken, diğer taraftan da ayın stresini atıyoruz, insanın dinlenmesi de lazım en nihayetinde.

 
*
 
Şimdi, en başa dönelim…
Yani Eskişehir Düşünce Platformu’na…
Ne demiştim?
O platformun içinden Sinan Özeçoğlu ve Celalettin Kesikbaş gibi şehrine hizmet eden iki önemli isim çıktı.
Düşünce Platformu belki tekrar aktifleşecek ve platform içindeki daha nice isim, Eskişehir’e hizmet için önemli makamlara gelecek.
Ahbaplar için de aynı şeyi düşünüyorum!
Deneyimli isimler var, genç isimler var, heyecanlı isimler var; ticaretten anlayanlar zaten var, artı olarak siyasetten, belediyecilikten ve sivil örgütlenmeden anlayanlar da var.
Bir bakmışsınız bu gruptan, ileride, önde gelen bir oda başkanı, milletvekili ya da belediye başkanı çıkmış.
Olamaz mı?
Olmaması için hiçbir neden yok.
Hatta, olmalı da…  

Ne yersiniz: Sığır mı, at mı, yoksa eşek mi?

 
Eskişehir’in yıllardan beri süregelen bir sorunu var.
Bir türlü çözülmüyor.
Çözmek için sorumlu olanlar da kıllarını kıpırdatmıyorlar.
Nedir o sorun?
Mezbaha sorunu!
 
*
 
Büyükşehir statüsünde olan kentimizde, hayvan kesilebilecek tek bir mezbaha dahi yok!
Üstat Ali Baş da, dün, Beylikova Belediye Başkanı Özkan Alp’in mezbaha çıkışını sütunlarına taşıyarak, kangren haline gelen bu konuyu gündeme getirdi.
 
*
 
Bakın mezbaha niçin çok önemli…
Vatandaş, hayvanını kesecek yer bulamıyor.
Duyarlı bir vatandaşsa, çevre illerde bulunan mezbahalara gidiyor ve hayvanını kesip Eskişehir’e getiriyor; tabii bunun ciddi bir mali külfeti oluyor.
Duyarlı bir vatandaş değilse, önüne gelen yerde kesiyor; dolayısıyla ciddi bir hijyen ve çevre kirliliği sorunu baş gösteriyor.
Dahası, orada burada kesilen hayvanlar denetlenemiyor, Eskişehir’de günde kaç hayvan ve hangi türde hayvan kesilmiş bilinmiyor; sığır mı kesilmiş, at mı kesilmiş, yoksa eşek mi?!
 
*
 
Her neyse…
 
*
 
Dün, İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu’yla ES TV ekranlarında buluştuk.
Kabukçuoğlu merkez ve kırsal olmak üzere Eskişehir’in sorunlarını sıralarken, mezbaha sorununa ayrı bir başlık açtı ve “reva mıdır bu yahu, yap bunu. Niye yapmıyorsun, yap bunu” şeklinde ifadeler kullanarak deyim yerindeyse isyan etti.
 
*
 
Şimdi, Kabukçuoğlu’nun mezbaha sorunuyla ilgili açıklamasını okuyalım:
 
ŞÜPHELENİYORUZ…
“Eskişehir merkezinde de mezbaha yok. İlçelerimizin hiç birisinde de mezbaha yok. Bugün Sivrihisar’daki bir vatandaş hayvanını götürüyor, Polatlı’da kesip getiriyor. Reva mıdır bu yahu, yap bunu. Niye yapmıyorsun, yap bunu! Yıllardır bu sorun var. Millet de bir şey demiyor, ben de ona şaşıyorum. Bir de vatandaş hayvanını, bazen ortalık yerde kesiyor, sağlıksız yerde kesiyor, ne olduğu belli olmayan yerde kesiyor. Ne olduğu belli olmayan şeyler de oluyor mu, emin değilim, ondan da şüpheleniyoruz. Denetim yok çünkü. Ama mezbahamız olsa; Eskişehir’in günlük ihtiyacı ne kadar, mezbahadan o gün ne kadar et çıktı, bunu bilirsiniz. Neyin kesildiğini bilirsiniz. Ama vatandaşlarımız Polatlı’dan ya da civar yerlerden kesip getirince, bu sıkıntı.”
 
*
 
Kabukçuoğlu’nun ifadelerinin altına imzamı atıyor, mezbaha sorununun bir an önce çözülmesini diliyorum.  

OEDAŞ dedi ki…

 
11 Eylül 2019’da kaleme aldığım ‘Elektrik rezaleti’ başlıklı yazımda, Batıkent Mahallesinde saatlerce elektrik kesintisinin yaşandığını ve vatandaşların ciddi anlamda mağdur olduklarını belirtmiştim.
 
*
 
Söz konusu yazım üzerine, Osmangazi Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi bilgilendirme yapmak istedi.
O bilgilendirmenin, ilgili bölümünü paylaşıyorum:
 
YENİLEME ÇALIŞMASI YAPILIYOR
“11 Eylül 2019 Çarşamba günü ‘Elektrik rezaleti’ başlığı ile yayınlanan haberinize dair sizleri bilgilendirmek istiyoruz. Haberinizde bahsi geçen Batıkent Mahallesi’nde gerçekleşen elektrik kesintisi ile ilgili kurumumuza ilk ihbarın saat 09.50’de gelmesi ile ekiplerimiz zaman kaybetmeden gerekli çalışmalara başlamıştır. Ekiplerimizce yapılan araştırma sonucunda bölgemizin bir kısmını besleyen enerji nakil hattında kablo arızası meydana geldiği anlaşılmıştır. Söz konusu kablonun ekonomik ömrünü doldurmuş ve 5 metre derinlikte olmasının yanı sıra güzergahının çevre yolu üzerinden geçmesi, çalışma yapılmasını zorlaştırmış ve enerji verme sürelerinin uzamasına neden olmuştur. Bu sürelerin azaltılmasıyla ilgili bölgede yatırım kapsamında alçak ve orta gerilim şebekemizde yenileme çalışmaları devam etmektedir. Çalışmaların tamamlanması ile bahse konu bölge ring sistemine dahil edilecek ve bölgede oluşabilecek arızalara en kısa sürede müdahale edilerek abonelerimizin enerji temin sürelerinin uzamasına mahal verilmeyecektir.”  

Sehven

 
Dün kaleme aldığım “Ah URAYSİM vah URAYSİM” başlıklı yazımın bir bölümünde sehven hata yapmışım. Hatamı düzelteyim. 2009’da yapılan Anadolu Üniversitesi rektörlük seçiminde Fevzi Sürmeli 334, Hasan Mandal 295, Davut Aydın 96, Ahmet Tuncan 28; Nazmi Ulutak, Zühtü Altan, Yılmaz Benligiray, Mustafa Çakır, Nüvit Gerek ve Tuncay Döğeroğlu birer oy aldı.